BÖLÜM 36

1.1K 160 99
                                    

SE LAM LAR!

Yine ben geldim. Bu aralar çok sık geliyorum farkındaysanız. 

Beni aşırı yoran bir bölümü daha arkada bırakmanın mutluluğu içindeyim.

Umarım severek beğenerek eğlenerek okursunuz.

Lütfen ama çok lütfen yorum yapın. Azıcık yorum yapıyorsunuz doyamıyorum ki ben böyle. Ben her boş zamanımda sizinle kavuşmak için bölüm yazarken bu bana reva mı ama söyleyin canlar? 

Oylar ve yorumlar unutulmasın çok rica ediyorum.

Bölüm sonunda görüşürüz. İyi okumalar.

03.09.2022

BÖLÜM ŞARKISI: Play with Fire

36

Oysa yaralarıyla değil, kabuklarıyla olgunlaşır insan dediğin.

Saklı Bahçeler Haritası/ Nermin Yıldırım

Seher uzun süre banyodan çıkmadı. Üstündeki kanları temizledikten sonra suyun altında derisi buruş buruş olana kadar durdu. Sıcak suyu kapatıp ellerini koyup durdu öylece. Aklına zehirli sarmaşık gibi anılar sarmaladı.

Erdem görevde olmadığı zamanlarda Seher nadiren yalnız banyo yapardı. Onun dokunuşları, öpüşleri, sevişleri...

Gözlerinden birer damla yaş süzüldü.

"Bensiz nasıl göçersin Erdem? Hiç mi acımadın bana? Hiç mi demedin bu kadın çocuğunu kaybetti, ben gidersem ne yapar demedin mi?"

Başını kaldırdı, derin bir nefes aldı. Kalbinin ağrısından aldığı nefes yetmiyordu ona, can çekişiyordu ama can veremiyordu.

Zorlukla banyodan çıktı. Sular yerleri ıslatırken umursamadan boy aynasından aksine baktı. Nefes alan cesede dönmüştü yine. Bu halini hatırlıyordu, Erdem'den önce böyleydi. Ona yaşam enerjisini veren Erdem'di, Erdem'e duyduğu aşktı, Erdem'in aşkıydı. O, tüm güzellikleri toplayarak geldiği gibi tüm güzellikleri toplayarak gitmişti.

Sessizce giyindi Seher, saçlarını kurutup makyajını yaptıktan sonra balkona çıktı. Sigarasını içerken bahçede Lider'i gördü. Onu fark etmeden hararetle telefonda konuşuyordu.

Seher bahçedeki oturma grubunda Erdem'i gördü, oturmuş telefonuna bakıyordu. Bir anda başını kaldırıp ona baktı ve güzel yüzüne aşk dolu bir gülümseme doğdu. Seher'in kalbi tekledi. Gözlerini açıp kapadığında Erdem yok olmuştu. Hissettiği acıyla ellerini karnı üstünde birleştirdi Seher.

İçeri girdi, üstüne üstüne gelen duvarlardan kaçtı; salona indi. Cüneyt tek başına oturmuştu, hiçbir şey yapmadan duruyordu. Seher onun yanına oturdu.

"Beni suçluyor musun?" diye sordu Cüneyt uzun süre sessiz kaldıktan sonra. Seher başını iki yana salladı. "Suçlamanı beklerdim."

"Neler yaşadığını, sana bu kararı nelerin verdirdiğini bilmiyorum," dedi Seher. "Seni yargılama hakkım yok, haddim de yok. Yapabilir miyim, yapabilirim ama yapar mıyım, yapmam. Her insan farklıdır, her insanın yaşanmışlıkları ve buna vereceği tepkiler farklıdır. Sizi aklamıyorum da suçlamıyorum da. Sevdiğim adam yalnız büyüdü bunun için üzgünüm sadece. Kasapoğlu ailesinin yakınından geçen herhangi biri onların gazabından payına düşeni almadan sıyrılamaz, hiçbirimiz sıyrılamadık."

Cüneyt derin bir nefes aldı.

"Ben sizi gördüm," dedi Seher. "Sarılamadığınız bedenlere duyduğunuz hasreti mezar taşlarına sarılarak gidermeye çalıştınız, okşayamadığınız saçları toprağı okşayarak gidermeye çalıştınız. Yaşadıklarınız, yaşattıklarınız neyse bedelini kavuşamadan kaybederek ödüyorsunuz. Bu size bir ömür yeter."

YÜREKSİZ ADAM -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin