Bölüm 30

1.2K 137 142
                                    

Merhabaaaaa!

Ben geldim. Yine geleceğim :)

Bu bölümü baştan yazdığımı söylemek isterim. Yani lütfen önceden okudum diyip es geçmeyin ;)

Umarım severek beğenerek eğlenerek okursunuz. 

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. 

Çok çok sevgi anacım.

30.06.22

30

Sevgi, iki insanın birbirlerinin yüzlerine bakmaları değil, birlikte aynı yöne bakmalarıdır.

İle, Oruç Aruoba

Arda yatağında uyuyan kadını uykusuz gözlerle izledi. Uyuyamıyordu. O yanındaysa uyuyamıyordu. Elleriyle yüzünü sıvazladı. Bu durum çok zorluyordu onu. İnanmak istiyordu ama geçmiş buna izin vermiyordu. Gözlerini kapattığı an tekrar terk edileceği hissini atamıyordu bünyesinden. Terk edilmesinden daha kötüsü onun yokluğuydu, buna tahammülü yoktu.

Karşısındaki kadın, ailesi tarafından parçalanmış bir kadındı ve Arda bunu çok geç öğrenmişti. Onun acısını bu kadar geç fark ettiği için, yaralarına kör olduğu için kendini asla affetmeyecekti.

Bir ilişkide sorun varsa asla tek taraflı olmazdı, bunu ancak anlıyordu Arda. Hep Selvi'yi suçlamıştı, bunun altındaki sorunları hiç irdelememişti. Geçmişini bilmiyordu. Selvi bir konuda haklıydı. Onun acılarını görememişti, hissedememişti. Selvi onu bırakmıştı ve bu onu öyle derin bir acı kuyusuna atmıştı ki sürekli sorup sorularının cevaplarını hiç araştırmamıştı.

Selvi uykusunda huzursuz oldu. Mırıldandığı cümleler arasından sadece 'gitme' kelimesini seçebildi Arda. Ona doğru döndü ve kollarına sığındı. Arda onu sarmaladı, sırtını sıvazlayıp saçlarını okşadı usulca.

"Seni seviyorum," diye mırıldandı Selvi uykusunda, Arda gülümsedi. Yüreğindeki yangını hafifleten tek cümle buydu. Saçından bir tutam alıp öptü.

"Ben de seni seviyorum," diye fısıldadı. Birkaç saat daha onun uyumasını seyrettikten sonra duşa girip kahvaltı için tost yaptı onlara. Kahvelerini hazırlarken Selvi geldi.

"Erkencisin," dedi uykulu sesle. Arda tostları tabağa koyup mutfaktaki masaya koydu.

"Birimizin kahvaltı hazırlaması gerekiyordu," dedi alayla. Selvi omuz silkip tostunu kemirmeye başladı.

"O kadar güzel yapıyorsun ki bu sanatına zeval getiremem," dedi. Arda kupaları da masaya koyup onun karşısına oturdu.

"Bugün Atiye'nin kongresi var," dedi Selvi. Oraya gideceklerdi. Her olasılık hesaplanmış her olasılığa has yedek plan yapılmıştı. "Seher'le konuştum, o da gelecekmiş."

Arda tebessüm etti. Başka bir ihtimali düşünmemişti. Görev paylaşımıyla iş yapan biri olsa da son noktada düşmanının gözlerinin içine bakmayı seviyordu Seher.

"Eski usul savaşıyor," dedi Arda. "Dayısının adımlarıyla ilerliyor."

Bunu başkası yapsa demode gelirdi fakat söz konusu Seher ve ailesi olunca aklına başka bir ihtimal dahi gelmiyordu Arda'nın.

Selvi, Arda'nın aksine gergindi. Bir gün başını feci derde sokacağını düşünüyordu.

"Sence nasıl olacak?" diye sordu. Arda'nın objektif fikirleri her zaman işlerine yaramıştı.

"Kasapoğlu ailesini ortadan kaldırana kadar hiçbir güç onu durduramaz. Ona ve ailesine bunu yapan, yapmasına yardım eden herkesten intikamını alacak. Sonrası görevini tamamlamış olmanın rehavetine kapılacak. Boşlukta hissedecek. Senelerdir odaklandığı tek şey bu. Normal hayata alışması zaman alacak."

YÜREKSİZ ADAM -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin