Şafak Sökmeden-4

414 145 121
                                    

⛓️Keyifli Okumalar⛓️

(Küçük bir uyarı) Arkadaşlar yanlış anlaşılmasın bu uyarım fakat yapılması gerekiyordu. Herhangi bir kitabımın içinde kendi kitap reklamınızı veya başkalarının reklamını yapmazsanız çok mutlu olurum. Gerçekten rahatsız eden bir şeydi. Bana dm den veya panomdan yazsanız elimden geldiği şekilde yardımcı destek olurum zaten💖 Anlayışınız için teşekkür ediyorum.

O hâlde beklemeden bölüme buyrun. Keyifli okumalar💖

️⛓️

Gözlerimin perdesine düşen Ege ve Kayra'dan başkası değildi! Gözlerimi kapatıp ellerimle ovaladım, inşallah yanlış falan görüyorumdur.

Bir, iki ve üç! Gözlerimi tekrar açtığımda Ege ve Kayra bana çipil çipil bakıyorlardı. Ya çok sevimliler. Ege, eve Kayra'yı mı atmıştı? "Ege..." diyerek Ege'nin göz bebeklerine baktım. Bana gülümserken diğer odadan Alev'in sesi duyuldu. "Ablaa! Kapıyı ört, sinek giriyor içeriye." Ege, elini bana uzattı tutmam için. Elini tutarak ayakkabılarımı çıkardım.

İçeri girdiğimde Kayra gözlerini benden ayırmadan kapıyı örttü o küçük boyuyla. Çok efendi çocukmuş diye geçirdim içimden. "Ege, eve sen Kayra'yı mı attın anneciğim?" ondan dürüst bir yanıt almayı umuyordum. Ege'nin boyuna yetişebilmek için çöktüm ve minik ellerini tutmaya devam ettim. "Doğu Teyze." Kayra bana seslendiğinde "Doğu Abla." diyerek düzelttim.

"Anne, Kayra bizde yaşamak istiyor. Ona yatak yaptım. Prenses perili örtümü de serdim. Yarın ona kıyafet almaya gidelim." bir tişört kaç lira oldu annem haberin var mı? "Ege ben doğru mu duyuyorum, Kayra bizde mi yaşayacak?"

Ege'nin elini bıraktığımda ayağa kalkarak Alev'e seslendim. "Alev, gel şuraya!" Alev oflaya oflaya antreye geldiğinde "Kayra ne iş?" diyerek sordum. "Servis ikisini bırakmış abla, nereden bileyim ben? Sorduğumda proje yapacağız dediler." yok ebem.

"Alev, aklını falan mı yitirdin yoksa doğuştan beri mi yok? Küçücük çocuk neyin projesini yapacak? Mimar Sinan mı lan bu çocuklar?!" Ege'nin; Kayra'yı eve atması bir kenara, Alev'in böyle bir saçma yalana inanması daha komikti. Ege, teyzesinin muhtemelen zayıf noktasını yakalamış ve basit bir yalanla işini bitirmişti.

"Mimar Sinan'mış demek ki abla. Eda bekliyor beni odama gitmem gerekiyor." oflayıp başımı tamam anlamında salladım. Eda olmasaydı, Alev'in böyle saçmalık bir yalana inanmazdı. Sanırım mevzu vardı gene. Çünkü Eda ne zaman bizim eve gelse ertesi gün müdür beni okuldan arar, Alev ve Eda okuldan kaçtı Semiramis Hanım. Derdi ketum sesiyle. Aga hiç mi görmediniz okuldan kaçan çocuğu?

Eda'nın haftasonları hariç iki haftada bir iki gün bizim eve geldiğini var sayarsak devamsızlık hakları yakında dolacaktı. Ulan sildirmekten yoruldum, onlar hâlâ kaçıyor. "Olcay'dan mi ayrıldın ne bu dalgınlık?" dedim Alev'in arkasından. "Yok bu sefer Berke'yle tartıştık." dedi yukarıdan baştan savma topladığı saçıyla oynayarak.

"Kaç kişi lan bunlar?! Kaç kişi?" instagramdaki bir akıma alıntı yaparak konuştuğumda güldü. "Her hafta başka kişiyle anıyorum kızım seni. Hiç iyi yolda değilsin Alev, hiç!" omuz silkti. o sırada Ege, Kayra ile oturma odasına giderken Eda, Alev'in yanına geldi. "Kanka, Caner sana yazmış baksana." derken şaşkınlıkla bakakaldım onlara. "Lan benim o kadar manitam yoktu!" dediğimde Eda bana söylendi. "Semiramis abla, senin Yağız abiden başka manitin olmamış ki."

Şafak SökmedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin