Boran'ın, Semi'ye uyguladığı tarife, shop yeteneğim de maşallah.
⛓️ Keyifli Okumalar ⛓️
"Serkan, Ege'nin kostümünü hazırladın mı?"
Nihayet kendini beğenmiş Müdür Hanım'a okulunda zorbalık yaşandığını kabul ettirmiştik. Bunun için Başak Hanım'ın önerdiği fikri hayata geçirme kararı almıştık. Şimdi ise büyük bir balo için hazırlanıyorduk.
Ağlamaklı yediğim kokoreç davetinden üç gün geçmişti. Bu süre zarfında Yağız ile aramız enikonu açılmıştı fakat artık takmıyordum. Birbirimizden ne kadar ırak durursak o kadar iyi oluyorduk.
Yine de baloya çağırmıştım. Zaten okuldan mesaj yoluyla da bildirilmişti ona ama benim de söylememin daha uygun olacağını Sedef bana söylediğinde arayıp konuşmuştuk.
Alev ile ilişkimizin nasıl geçtiğini sormayın çünkü geçmiyor. Ciddi anlamda onu kapının önüne koymuştum. Benim için çok zor olsa da Alev'in umurunda değildi. Dediğim gibi kalacak yeri çoktu, bu yüzden fazla rahat tavır sergiliyordu.
Neyse ki, hayatımızda güzel şeyler de oluyordu. Mesela Ege'nin eğlenceli geçeceğini umduğum balosu. Ben ve Ege çok heyecanlı olmasa da Boran hepimizden cıvıl cıvıldı balo konusunda. Bu arada baloda nöbet tutacaklarmış, konuklar gibi giyinerek. Yani baloya o da geliyor.
Bumerang Boran, adını layıkıyla taşıyor eşek herif.
Kıyafet seçimini, Serkan'ın ısrarlarına dayanamayıp ona bırakmıştım. Bok da çıkabilir, söz konusu Serkan olunca insan tedbir almaya mecbur tutuluyor...
Şu an bizim evde; Serkan, ben, Sedef, Ceyda abla ve Boran vardı. Barış, İbrahim Abi ve Yağız ise kendi evlerinde hazırlanıp buraya geleceklerdi. Kağan bambaşka evrende zaten.
"Anne, Serkan Abi ne zaman gelecek? İnşallah elbisem çok güzel olmuştur, Kayra'ya tatlı görünmek istiyorum."
"Serkan Abi'nden elbise gibi şık bir şeyler bekleme derim Ege." Ege'nin yüzü biraz asılsa da durumu sonradan toparlayan Sedef ve Ceyda abla oldu.
"Burada heykel gibi Sedef Teyzen ve Ceyda Teyzen var Ege'ciğim. Eğer istediğin gibi olmazsa alıveririz sana bir elbise."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Sökmeden
AksiBaşarılı bir Komiser ve yiğit bir Yüzbaşı'nın hikayesi. ⛓️ Yağmur taneleri çığrından çıkmış bir şekilde yüzlerimizi ıslatıyordu. "Yalandı." diyerek mırıldandım, ona karşı. Damlalar bile ona olan aşkımı dillendirirken saklamanın bir yararı olmadığını...