Bu bölüm hüzün var 🦍
⛓️ Keyifli Okumalar ⛓️
"Sarı damat aradı mı seni?" halamın sorusuyla çorba içtiğim kaşığı kasenin içinde bıraktım. Bakışlarımı çorba kasesinden çekip halama baktım. Sarı damat deyince bir hoş olmuştum doğrusu.
"Hala, sarı damat deme Allah aşkına. Boran onun adı, Bo-ran!" dedim sinirli bir sesle. Halam ise omuz silkip yemeğini yemeye devam etti. Şu bir haftadır, yani Boran gitti gideli herkese çatar olmuştum. Taramalı silah gibiydim, önüme gelene bir tekme oynuyorduk sanki.
Beynimin içi nasıl biliyor musunuz? Sefo'nun elitliğini konuşturarak yaptığı Isabelle şarkısını, oyun havasına çeviren org ile çalan Fenomen Fevzi çocuk misali...
Düdüklü tencereye dönmüştüm. Karakolda, Çimengül'ün saçlarına sakız yapıştırmak gibi ya da bizimkilere neden nefes alıyorsunuz diyerek başlarında kaynanalık yapmak gibi münakaşalarım olmuştu.
Onun dışında gayet sıradan ve bok gibi geçiyordu günler.
"Bombadan da betersin halam. Tek göreve giden senin yavuklun mu? Toparlan kendine gel." halamın dediklerine ağzında faşır foşur sakız çiğneyen tiki kızlar gibi tepki verdim. "O bombayı olmadık yerinde patlatabilirim hala. Lütfen özlemime saygı duy."
Ofladım, pufladım defalarca. Kaşığı gemi, çorbayı ise deniz yaptım. Oynadım, durdum anlayacağınız üzere. Yemeği de yemedim hâlbuki karnım zil yerine ramazan davulu çalıyordu. Ayrıca üç yerimden sivilce patlamıştı, reglim gecikti ve yüzüm zayıflıktan soldu... Bunlar, yedi günde bende gerçekleşen kötü şeyler, bakalım dört ayı nasıl tamamlayacaktık. Bence yaşayan cenaze olurdum.
"Semiramis, yemeye gözün yok senin. Nimetle oynuyor bir de. Çek git nereye gideceksen. Moralim eksilere iniyor seni gördükçe."
Halam en kibar hâliyle beni kovunca hâliyle masadan kalkmak durumunda kaldım. Portmantoda asılı duran ceketimi alıp kapıyı çarparak çıktım evden. Bu fani yapımı şeyleri boğuyor artık. Ne duvar görmek istiyorum ne dolap. Ben bir tek Boran'ı görmek istiyorum...
İç çeke çeke merdivenleri indim. Bugün pazar günüydü. Bu yüzden Ege babasında kalıyordu. Bir haftadır beni perişan gördüğü yetmişti zaten çocuğa. Azıcık da babasının neşeli hâllerine katlansın diyerek onu babasına postalıyordum.
Az önce yanlış demedim, Yağız inanılmaz derecede neşe saçıyordu. Ulan ben ağlıyorsam herkes ağlamalıydı... Herkes karaları bağlamalı şu an. Mutlu olmayın lan. Ne bok var da gülüyorsunuz? Bencil köpek Semiramis. İç sesime hak verdim, bencil köpek olmuştum iyice.
"Oy anam oy, nerelere gideyim oy!" ağıtlar yaktım birkaç kez. Oturduğum koca bank bile dar geliyordu lan bana. Oysa Boran gitmeden önce yaptığım laga lugalar nereye kaçtı?
Yok lan neymiş, ölüme mi gidiyorsun ulan? bebek gibi ağlıyorsun şurada. Cingar çıkardın Boran, cingar. Sanki kıyamet koptu lan. Aslanlar gibi yap gel görevini. Alt tarafı dört ay, dört ay dediğin ne ki su gibi akıp geçer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Sökmeden
ActionBaşarılı bir Komiser ve yiğit bir Yüzbaşı'nın hikayesi. ⛓️ Yağmur taneleri çığrından çıkmış bir şekilde yüzlerimizi ıslatıyordu. "Yalandı." diyerek mırıldandım, ona karşı. Damlalar bile ona olan aşkımı dillendirirken saklamanın bir yararı olmadığını...