33. House of Cards

2.3K 234 696
                                    


merhaba~ normalde diğer bölüm +140 oy olana kadar yeni bölüm atmayacaktım ama bugün önemli bir gün, en azından benim için. kurgularımı 3-4 ay içerisinde bitirdiğim düşünülürse sandpaper kisses'ı yayımlamaya başlayalı tam 1 yıl olması ve hala bitmemesi... çok garip geliyor.

 tam 1 yıl önce, 5 mayıs 2021'de, giriş bölümünü atmışım. ve hala bölüm atmaya devam ediyorum.

bu bir yıl benim için o kadar hızlı geçti ki. kurguyu yazacak vakit bile bulamadım, bazen ayda bir bölüm zar zor atabildim, daha uzun süre atamadığım da oldu. ama ağır adımlarla da olsa ilerleyen, beğendiğim bir kurgum var. bazı bölümleri yazmak çok zor, haftalarca paragraflara takıldığım ve ne yazacağımı bilemediğim, stresten ağladığım bölümler oldu... bazıları ise kolayca akıp gidiyor, tek oturuşta kocaaaaa bölümü bitiriyorum .-.

bu bölüm de benim için yazması zevkli olan, olay örgüsünü hızlandıran bir bölüm oldu. medyaya koyduğum şarkı bu aralar bağımlısı olduğum, bölümle çok güzel giden bir şarkı, dinlemenizi tavsiye ederim. umarım bölümü de beğenirsiniz. +8k, iyi okumalar!


33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

33. House of Cards

카드로 만든 집 그 속에서 우린
Inside a house made of cards, we are

끝이 보인대도 곧 쓰러진대도
Though we see the end, though we know that it'll soon collapse

카드로 만든 집 바보같이 우린
A house made of cards- we, like fools,

헛된 꿈이래도 이대로 조금 더 stay
though it's an empty hope, stay like this a little more



Kabus görmeye ne zaman başlamıştı? Kötü rüyalar ensesinden başlayarak sırtına ter damlaları akıtıyor, her bir damla rüya aleminde korkuyla geçirdiği dakikalara eş değer oluyordu. Uzun yıllardır bebek gibi uyku çekmemişti çünkü her zaman sabah kalkıp bir şeyler yapması gerekiyor olurdu; gerek üniversite sonrası garsonluk yaptığı kafeye gitmek, gerek okul aktiviteleri, gerek onu mahvedecek kadar uzun süren set. Bir şekilde sabahın erken saatlerinde kendini ayakta buluyor, bu yüzden uykunun tadını alamıyordu.

Ama en azından o zamanlar kabuslar yoktu.

Seokjin korkunç rüyalar görüyordu; parçalanmış camlar, durmadan akan gözyaşları, cehennem kadar sıcak tenler, hyungunun okyanus derinliğindeki gözleri, kırılmış ses tonu, karanlık okyanusta birlikte boğuluşları...

Rüyalardan nefes nefese uyanıyordu, ışığı açamayacak kadar yorgun ama gözlerini yeniden kapatamayacak kadar da korkulu –bu korku çocukken hissettiği, birinin ayağından tutup onu yataktan çekeceğini düşündüğü zaman hissettiği korkulara benzemiyordu. Büyüyünce Seokjin çok daha iyi anlamıştı; bir canavarın eli tarafından karanlığa çekilmekten daha korkutucu şeyler vardı.

Sandpaper Kisses || TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin