Elinde ki topu nefes nefese Chanyeol'a fırlattı. Takımın iki yıldız oyuncusu tek başlarına, sahada antrenman yapıyor, biraz da hayatı konuşuyorlardı.
Yoongi'nin siyah saçları terden alnına yapışmaya başlamıştı. Üstüne giydiği beyaz sıfır kol tişört iste çoktan sırılsıklamdı. ''Çömez oldukları çok belliydi. Ama hakkını vereyim,'' Hafifçe zıpladı ve potaya bir üçlük gönderdi. ''Kapıma gelmesini beklemiyordum.''
''Kapına da keyfinden gelmemiş.'' dedi Chanyeol. Yorulmuştu. Bu yüzden kenarda ki şişelerden birini aldı.''Bu belgesel zımbırtısı için. Gerçekten belgesel çekecek misin?''
Yoongi omuzlarını silkti. ''Bilmiyorum. Seokjin'le konuşacağım. İçten içe istemiyorum fakat uzun süredir bir şey de yapmıyorum.''
Chanyeol gülerek ona baktı. ''Garip bir çocuk.''
Yoongi omuz silkip potaya tekrar bir üçlük gönderdi.''Farklı bir aurası var.''
''Yunnkii!''
Yoongi arkasını döndüğünde, ona doğru koşan, pembe elbiseli kızla göz göze geldi. Sesli, küçük bir kahkaha atıp dizlerinin üstüne eğildi. Küçük kız, kocaman açtığı kollarını Yoongi amcasının boynuna doladı.
''Chae! Sarılma amcana terli o!'' Namjoon arabanın kapısını kapatırken kızına bakmayı unutmamış, onu uyarmıştı. Chae, babasının bu sözünü dinlemeden amcasına sarılmıştı. Islanan kollarıyla kıkırdadı. Babası haklıydı, amcası terliydi.
''Evet amca terlisin! Hasta olabilirsin.''
Yoongi güldü. Chae ile aralarında farklı bir bağ vardı. Seokjin beş sene önce, Stargate şirketi tarafından idol olamayacağı ve bu sektöre uygun olmadığı gerekçesiyle aforoz edilmişti. Jimin ile aynı şirkete bağlılardı ve iki arkadaş da zaten o zamanlar tanışmışlardı. Jimin arkadaşı için çabalamak istese de Seokjin bu saatten sonra asla kabul etmeyeceğini söylemiş ve şirketten ayrılmıştı. Depresyondaydı. Namjoon hayatındaydı fakat dışlanmak, istenmemek ve aşağılanmak onun dengesini altüst etmişti. Yaklaşık bir sene boyunca hayata tutunabileceği bir şey bulamamıştı. Namjoon her gün, her saniye yanındaydı.
Aniden olmuştu. Seokjin aniden hamile kalmıştı o buhranlı günlerinde. Beklenen ya da planlanan bir şey de değildi. Fakat yaralarını sarmıştı Chae onların. Appasını tekrar hayata bağlamıştı.
''Nerden öğreniyorsun sen bu lafları?'' dedi Yoongi.Diğer yandan da havluyla yüzünü kuruluyordu.
''Appam söyledi. Terli durmamam gerekiyormuş.''
Yoongi onlara doğru gelen arkadaşına baktı. Siyah takım içinde fazlasıyla ciddive otoriter duruyordu. ''Hangi rüzgar attı, bir sıkıntı mı var?'' dedi ciddi ifadesiyle.
''Jimin mükemmel pazar günümüzü mahvetti. Ben de Chae'yi alıp biraz dolaşayım dedim.''
Yoongi güldü. ''Yine naptı?''
Namjoon hatırlayınca yeniden sinirlendiğini hissetti. ''Pazar günü iş sevmediğimi herkes biliyor. Eve iş getirmiş. Seokjin'e bir sürü kağıt getirmiş bana yardım et diye ağlıyor. Bilirsin Jimin gerçekten ağlar.''
''Ah, biliyorum.''
"Seokjin de kıyamadı ve kağıtlarla ilgilenmeye başladı. Ben de Chae'yi alıp geldim işte."
"Jimin amcam çok mu üzgündü baba?" Dedi küçük kız merakla. Amcasını ağlarken gördüğü için biraz da irkilmişti.
"Hayır tatlım," dedi Namjoon kızını kucağına alırken. "Jimin amcan normal bir insan değil. Onun hareketlerine çok takılma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chase Love || YoonKook (Askıda)
FanfictionProfosyonel basketbol oyuncusu Min Yoongi, gireceği en önemli maçlardan birinde onunla röportaj yapmak isteyen gazateci Jeon Jungkook'un yüzüne maç sırasında topu yanlışlıkla fırlatır. •MPREG•