9-Yoongi's Sick Soup

390 37 40
                                    

Çocuğun yüzme bilediğini anlaması saniyelerini almıştı Yoongi'nin. Söylenerek ilk önce ceketini ardından da tişörtünü çıkarıp, çocuğu attığı denize kendisi de atladı.

Jungkook ise beline dolanan eller ile panik yapmayı bırakmış, gördüğü ilk somut şeye can havliyle sarılmıştı. Nefes nefese gözlerini kapattı ve tüm bedenini adama yasladı. Bacaklarını ise çoktan beline dolamıştı.

''Jungkook ölmüyorsun, sakin ol.'' 

''Ölüyordum ama!'' dedi nefes nefese. Hala gözlerini açmıyordu. Yoongi tek eliyle onun bedenini tutup, diğer eliyle saçlarını kenara çekti. Eliyle yüzünde ki su damlalarını sildi. ''Aç gözünü Jungkook.''

Nefesleri normale dönen gazeteci, yavaşça gözlerini araladığında, hala denizin içinde olduğunu fark etmesiyle çığlık atarak tekrar Yoongiye sarıldı.

Yoongi homurdandı. ''Zaten ben varım. Neden korkuyorsun!''

''Bunu sen mi söylüyorsun!'' Dedi Jungkook. ''Beni denize atan sendin.''

''Evet alnında sudan korkuyor yazmıyor sonuçta.''

''Sabahın intikamını mı aldın yani şimdi?''

Yoongi dudak büktü. ''Belki.''

Gazeteci hala homurdanıyordu. ''Nefret ediyordum denizden.''

''O da bayılıyordu sana.''  Çocuk hala ona yapışık bir haldeyken, Yoongi onu belinden tutup, zorla kendinen ayırdı ve iskeleye oturttu. Jungkook titreyerek geri geri gitti. Yoongi ise tek hamleden çıkmıştı iskeleye. Titreyen çocuğu gördüğünde göz devirdi. 

Ağustos sıcağının tam ortasındaydılar.

Kenarda ki ceketini onun omuzlarına bıraktı. Jungkook o an onun üstünün çıplak olduğunu fark etti. Gerçekten tam da dergide gördüğü gibiydi. Vücudu oldukça geniş ve orantılıydı. Abartılı kasları yoktu.

Düşüncelerini önünde sallanan el böldü. Kaşlarını çatarak karşısında ki adama baktı.

''Manzara güzel galiba?''

Jungkook yüzünü buruşturarak geri eğildi. ''Ne güzeli ya? Bununla mı etkileneceğim ben.''

Yoongi bir kaç saniye ona ifadesizce baktı. ''İki dakika daha beklesem ağzının suyu akacaktı.''

''Onlar eskide kaldı canım. Artık insanlar kasa değil, zekaya bakıyor. Napacaksın kasla, mamut mu avlayacaksın?''

Yoongi yerden aldığı tişörtünü üstüne geçirdi. ''Bilmem, dünyanın en iyi basketbolcusu oldum. Yetmez mi?''

Jungkook yediği lafla önüne döndü. Bugüne dair tüm planları iptal olmuştu.




















''Anne! Anneee. Çok hastayım.''

Yoongi, Jungkook'u direkt eve bırakmış, ardından da sıcak bir duş almasını söylemişti. Fakat Jungkok çok üşüdüğü için direkt yatağına geçmiş ve akşamına de hasta olmuştu. Şimdi ise her zaman yaptığı gibi, annesine nazlanıyordu.

Taehyung ise odanın bir kenarında sandalyeye oturmuş, elini alnına koymuş, arkadaşının nazlanmasını dinliyordu.

''Her yerim çok ağrıyor. Anne, babama söyle Woo amcamla konuşsun ve bana bir mezar taşı hazırlasınlar. Sanırım ihtiyacım olacak.''

''Jungkook, abartmaıyor musun? Gelemeyeceğimi biliyorsun beni neden üzüyorsun?'' dedi kadın üzgün sesiyle.

Oğlan dudak büktü ve ardından burnunu çekti. ''Aissh, o inatçı adam nasıl küçücük evde tek başına kalamıyor.''

Chase Love || YoonKook (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin