Bütün gece kusarak geçmişti. O adam aklıma her geldiğinde midem yeniden boşaldı. Her mide bulantısında bebeği düşünüp ağlama krizleri geçirdim.
Haftalardır ciddi bir yeme bozukluğu başlamıştı. Farkındaydım evet ama oralı olmamaya çalışıyordum. Hayat düzenim kalmamıştı ki. Uyumuyor, yemiyor, içmiyor sadece ders çalışıyordum. Çünkü bir anlığına zihnimi boş bıraksam o anı tekrar tekrar yaşıyordum. İçimde günden güne hatta saatten saate büyüyen o boşluk beni içine çekiyordu boş kaldığım an.. Tükeniyordum. Önceden yavaş başlamıştı ama artık hızlı tükeniyordum. Bu işe bir dur demezsem beni öldürebilirdi bu durum.
Çaresizlik, yalnızlık ve vicdan azabı beni tam anlamıyla tüketirken ayakta kalmaya çalışıyordum.
Sonraki üç gün bulantılar, kusmalar devam edince işe de gidemeyecek hale gelmiştim. İlçeye gidip bir rapor almaya karar verdim. Sonra teyzemi arayıp beni götürmesini isteyecektim. Bu halde Nermin annemin yanına gidip onu üzemezdim. O benim için çok kıymetliydi. Ayrıca babamı da çekecek halim yoktu.
İlçeye giderken teyzemi aramaya karar verdim. İkinci çalışta açmıştı. "kuzum, hayırdır?" genelde beni o arardı o yüzden şaşırmıştı. "teyze ben biraz rahatsızım. Babamla konuşsan da bir kaç gün izin alıp sana gelsem.." dedim alacağım cevaptan korkarak. "olur kuzum tabi ki. Neyin var bakayım? Sanki bana anlatamadığın bir şeyler var gibi geliyor" zaten zor tuttuğum gözyaşlarım akmaya bahane bulmuştu ama ağlayamazdım. "yok teyze dedim ya sana burası bana pek uymadı. Bana iyi gelmedi buradaki ortam." diye geçiştirmeye çalıştım. "ah güzel kızım. Erken farketmen iyi oldu. Annen de böyle burnunun dikine gidip hayatını mahvetti. Sen zararın köşesinden dönüyorsun." tıpkı bir anne gibi serzenişi, beni her seferinde anneme benzetmesi o kadar hoşuma gitmişti ki.. İçimde hiç büyümeyen, büyüyemeyen bir kız çocuğu var. Birisi annemden bahsedince, beni ona benzetince, bana şefkat gösterince o kız çocuğu heyecanlanıyor. İçimde öyle hareketler ediyor ki dışımdan da yapmamak için kendimi zor tutuyorum. Bazen hüngür hüngür ağlıyor, bazen kocaman kahkahalar atıyor. Sanırım asla gerçekten yapamayacağım şeyleri içimde benim yerime o yapıyor.
Ben kendi kendime dalmış düşünürken teyzemin sesini yeniden duydum "şimdi kapatıp babanı arıyorum sana haber veririm yavrum tamam mı?" dedi aslında soru sormuyordu. "tamam teyzem. Teşekkür ederim" içimde nedensiz bir mutluluk, heyecan belirdi. Sonunda gerçek ailem ile tanışacaktım. Nermin annemin ailesi de iyi insanlardı. Ama kardeşlerim doğduktan sonra aradaki farkı anlıyordum. Onlara hep daha merhametli, daha sevgi dolulardı. Bana kötü davranmadılar hiç, ama üvey olduğumu ilk kardeşim doğduğunda onlar hissettirdi.
Bugün bana annemden geriye kalan insanlarla tanışma şansı doğmuştu. Babam teyzeme asla karşı gelmiyordu. Teyzem bunu nasıl başarıyordu, onu nasıl korkutuyordu bilmiyorum ama işe yarıyordu. Babam teyzemden gerçekten korkuyordu.
İlçeye geldiğim gibi soluğu hastahanede aldım. Bir sürü tahlil yaptılar. Ben sonuçlarını elbette biliyordum çünkü benim sorunum fiziksel değildi. Psikolojikti. Yine de ne kadar kötü durumda olduğumu anlayıp tahminimden daha uzun süreli bir rapor yazdılar. Götürüp kuruma teslim ettim ve teyzemden de olumlu haber gelince ilçede kalmaya karar verdim. Aslında buna hazırlıklı gelmiştim. Belki dönmeye gücüm yetmez diye bir kaç parça eşya almıştım yanıma. Gidip bir gece kalacak bir yer aramaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİMAL
RandomSessiz kalmak zorunda kalan kadınlara bir ses olması umudu ile... Bir kız çocuğu için en önemli şey babasının sevgisidir. Babası tarafından sevilmeyen kız çocukları eksiktir,yarımdır...