İlk işimde kendi hayatımı yeniden yaşıyor olmak nasıl bir tesadüftü. Ama yine de bu bebek bana kendimi çok iyi hissettiriyordu. Tek sorunum babası doktor Koray Yazgan'dı. Adam sert mizaçlı, iri cüsseli biriydi. Ve elimde değil bu adamdan korkuyordum.
Berna hoca bana bütün gün bebek ile ilgilenme görevi vermişti. Ben de neredeyse bir an bile yanından ayrılmamıştım. Zaten canıma minnetti. Onun yanında olmak bana kendimi çok iyi hissettiriyordu. Dna için örnekleri göndermiştik ve ben herkesten daha çok merak ediyordum.
Çıkış saatimde Birkan'ı bekletmemek için hemen hazırlandım. Berna hocaya çıkacağımı haber vermek için odasına doğru giderken Koray hocayı gördüm. Adam benden hiç hoşlanmamıştı. Her gördüğü yerde öldürecek gibi bakıyordu. Ben de onu görünce kaçacak delik arıyordum. Yine karşılaşmak bana kendimi kötü hissettirmişti. O da Berna hocanın odasına doğru gidiyordu. Kahretsin! Bir an geri dönmek istedim ama Birkan geleceği için bekletmek de istemiyordum. Mecburen ben de odaya doğru yürüdüm. Kafamı kaldıramıyordum göz göze gelmemek için.
"hayrola asistan?" bana böyle seslenmesi aşırı sinir bozucuydu.
"şeyy... Hocam ben çıkacaktım da Berna hocama haber vermek için gelmiştim." öyle dik bakıyordu ki.. Bir de gözünü bile kırpmadan bakıyordu bana. Her seferinde de çok yaklaşıyordu ve bu beni daha da geriyordu. "iyi bakalım geç.." diye emretti tepeden gelen sesi ile.
Yavaşça kapıyı tıklatıp girdim "hocam benim işim bitti müsaadeniz olursa çıkabilir miyim?" sesim titriyordu ve tek sebebi Koray hocaydı. "tabi Şimalciğim." tam geri gidecekken "bebek nasıl?" diye sordu. Hem de Koray hocanın yanında. "bugün daha iyi hocam. Kendi kendine solunum yapması yakındır." Koray hoca hala bana çok yakındı. Gidip oturmamıştı beni bekliyordu. "tamam güzelim sen çıkabilirsin".
"teşekkür ederim hocam. İyi akşamlar" diye gergin bir tebessümle geriye dönecekken Koray hocaya çarpmıştım. Titremeye başlayınca "ödeştik" dedi tam saçlarımın üstünde hissettiğim nefesi ile. "özür dilerim hocam ben bir an boş bulundum" hala titriyordum. Bir kaç saniye daha durduktan sonra geri çekilip bana yol vermişti nihayet.Ben çıktıktan sonra "hala beş dakikaya geliyorum çıkmazsın değil mi?" dediğini duydum. Hayır madem işin vardı ben gittikten sonra gelsen olmaz mıydı? Beni gerdin boş yere.
Bir an önce dışarı çıkmak için hızlı adımlarla ilerlerken gelen mesaj sesi ile yavaşlayıp telefonumu çıkardım" bir kaç dakika gecikeceğim. " Birkan'ın mesajı ile biraz rahatlayıp önümdeki banka kendimi bıraktım. Derin bir nefes aldım. Korkudan nefes nefese kalmıştım. Kafamı kadırdığımda Koray hoca danışmadaki Asım abi ile konuşuyordu.
Uzaktan bakınca o kadar iri değildi. Ben korktuğum için bana öyle geliyordu sanırım. Yakışıklı bir adamdı. Kumraldı. Önünü hafifçe yana yatırdığı saçları, yüzüne çok yakışan sakalları ve yeşil gözleri onu çok çekici yapıyordu. Spor yaptığı her halinden belli oluyordu. Kendimi kaptırmış dikkatle ona bakarken bir anda bana dönmesi ile afalladım. Neyse ki o anda telefonum da çalmıştı.
"geldim ben dışarıdayım" Birkan'ın sesini duymak inanılmaz rahatlatmıştı. Ona bakarken yakalanmak beni aşırı utandırmış ve korkutmuşken açıklama istese yapamazdım. Çantamı omzuma asıp koşarak çıktım. Araba tam kapının önünde duruyordu. Kapıyı açıp bindiğimde ister istemez gözüm Koray hocaya kaymıştı. Çok sinirli bakıyordu. Bakışlar öldürse şu an ölüydüm. Ama biri kendine bakan birine neden bu kadar kızar ki?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİMAL
RandomSessiz kalmak zorunda kalan kadınlara bir ses olması umudu ile... Bir kız çocuğu için en önemli şey babasının sevgisidir. Babası tarafından sevilmeyen kız çocukları eksiktir,yarımdır...