11.Bölüm

42 3 0
                                    

Hep bir kızkardeşim olsun istemiştim. Ama hayattaki şansım burada da her zamanki gibi gitti ve üç erkek kardeşim oldu. Üç erkek kardeş demek, babamı örnek alıp onun gibi olmaya çalışan üç baş belası daha demek. Çaresizliğimin ve yalnızlığımın üç kat daha artması demek.

Hiç kuzenim de olmadı benim. Nermin annemin yeğenleri vardı tabi.. Ama onlar benim için yabancıydı ve bir türlü yakın hissedemedim kendimi. Babamın ailesini ise hiçbir zaman tanımadık. Sanki babam kendi kendine var olmuş gibiydi. Yaşadığımız yerde bile hiçbir akrabamız yoktu baba tarafından. Bu konuda soru bile soramazdık. Gerçi hiçbir konuda soru soramazdık.. Babam ketum bir adamdır. Onu bile onun istediği kadar tanıyorduk. Belki Nermin annem bile o kadar tanıyordu bilmiyorum.

Kendisi ne yaparsa yapsın kardeşlerimin düzgün insanlar olması için olağanüstü çaba sarfetti buna şahidim. Ne olursa olsun okulda başarılı olmaları için çabaladı. Biri elektrik mühendisliği 3.sınıf, biri veterinerlik 1.sınıf diğeri lise sonda ve okul birincisi. Çünkü başka şansları yok. Babam bana karşı her zaman acımasız ve sevgisizdi ama onlara da çok şefkatli olduğunu söyleyemem. Erkek evlat kız evlat ayrımı yapmadı. Benimle sorunu annemin ölmüş olması. Yoksa onları da sevgisinden mahrum bıraktı. Evet hiçbir şeyi kısmadı maddi olarak. Ama bir evladın babadan beklediği şey sadece bu mu bilemiyorum. Bir kız evlat için ilk aşk babadır. Bir erkek evlat için idol babadır. Baba çok kıymetlidir. Ama kıymet vermeyi de babadan öğreniriz. Bize öğretemedi babam. Ben içine kapanık çekingen bir kız oldum. Kardeşlerim ise duygusuz, sevgisiz birer adam oldular. Bilmiyorum hayat karşılarına onlara sevmeyi öğretecek insanlar çıkarır mı, ya da onlar bu saatten sonra öğrenebilir mi ama bu zamana kadar onlar da en az benim kadar eksik kaldılar. Onların en büyük şansı anneleri ile beraber onun ailesinin sevgisini de almış olmaktı.

İpek benim hayatım boyunca hayalini kurduğum kız kardeş, en yakın arkadaş oldu bana kısa zamanda. Gördüğüm en naif en zarif insan. Halden anlayan, enerjini yükselten şahane bir arkadaş. Sanırım hayat bana gülen yüzünü de göstermeye karar verdi bu saatten sonra.

Şimdi dualar etmeye başladım, mecburiyetten girdiğim sınavın sonucunun iyi olup buraya yakın bir yeri tutturabilmek için. Aile sıcaklığı, onların varlığı ve sevgisi beni iyikeştiriyordu ve benim buna çok ihtiyacım vardı. İpek, anneannem, dedem, teyzelerim, dayılarım ve diğer kuzenlerim... Kalbimdeki boşluğu doldurmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Belki de annemin onların kalbinde bıraktığı boşluğu...

Buraya geldiğimden beri daha rahat uyuyor, nisbeten daha iyi yemek yiyordum. Mide bulantılarım azalmıştı. Hayata karşı umut dolu bakmaya bile başlıyordum neredeyse. Hiçbir beklentim kalmamışken şimdi kendimi buraya yakın bir yeri tutturabilmek için dua ederken buluyordum. Ve bu da beni mutlu ediyordu.

ŞİMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin