28. Bölüm

21 2 0
                                    

Karşımda Koray hocayı görmek soka girmeme sebep olmustu. Odada onun dışında kim var dönüp bakamıyordum bile. Onu her görüşümde, sesini duyduğumda beni bu kadar etkilemesi hiç iyiye alamet değildi. Üstüne üstlük onunla bu kılıkta karşılaşmak beni hayli utandirmisti. Saçlarımı tepede dağınık bir topuz yapmıştım. Eve gelince lensleri çıkarır gözüme yuvarlak gözlüklerimi takardim bugün de olduğu gibi. Üzerimde Gri renk bir eşofman takımı,ayağımda beyaz spor ayakkabı,elimde de bir sürahi ile...

Biz kilitlenmiş bir halde birbirimize bakarken İpek dibime kadar gelmiş
"Ben de seni çağırmaya gelecektim. Misafirlerimiz geldi. Gel de hosgeldin diyelim "
Onun bu cümlesinden sonra diğer insanları farketmistim.

İpek gelen misafirleri tek tek tanıttı. Karşıdaki tekli koltukta oturan Doga'nin dedesi, yanyana oturanlar da anne ve babasiymis. Dedesinin elini öpüp, anne ve babasına da hosgeldiniz dedikten sonra odadaki tek boş yere yani Doğa ve Koray hocanın arasına oturdum. Onun yanında olunca kalbim hızlanıyor, boğazım kuruyordu. Nefeslerim bile duzensizlesiyordu. Onun da sirtinin diklestigini hissettim. Zaten benden pek hazzetmiyordu bi de bu paspal halimle yanında oturmam onu rahatsız etmiş olmalıydı. Allah'ım evli barklı adama aşık olmuyor olayım ne olur.

"Annene ne kadar da benziyorsun"
Dikkatimi anca annem ile ilgili bir konu dagitabilirdi. Doga'nin annesi esma hanımın sözleri icimi burkmustu ama ben yüzüme hafif bir tebessüm yerleştirip
"Teşekkür ederim"diyebildim. Teyzem beni daha uzun cümleler kurmaktan kurtarmisti
"Esma annenin en yakın arkadasiydi. Yıldıray ile de beraber büyüdük sayılır. Hatta aralarını bile annen yaptı "diyerek o sen kahkahasıni patlattı. Bu hatıra herkese tebessüm ettirmişti.
"Kusura bakma canım. Biz senin varlığını bugün öğrendik daha. Bilsek emin ol önceden gelir seninle tanisirdik. Koray senin doğumunu heyecanla beklemişti. Anneni çok başka severdi. Annen sana hamile iken kız olursa onunla evleneceğim derdi."
Bu sözler herkesi guldurmustu ama benim farklı hissetmeme sebep olmustu. Yine de tebessüm etmeye çalıştım.
Sohbet devam ederken Özgür abim ve kız arkadaşı Beyza geldiler. Kısa bir hoş beşten sonra biz gençlerle bahçeye çıktık. Biraz olsun rahatlamistim.

Bahçedeki muhabbet çoğunlukla Beyza ve abimin yakın zamanda olacak isteme ve nisan işleri ile ilgiliydi.

Sohbet uzayıp giderken usudugumu hissedip içeriden üstüme bir şeyler almak için kalktım. Tam kapıdan girdiğim sırada duyduğum şeyler beni sasirtmisti.

"Esma biz de gelemedik bir türlü size. Bu durumda ne denir bilmiyorum ama geçmiş olsun"

"Sağ ol Şermin. Geçti çok şükür.  Tuğçe kendi istegi ile bosandi Koray'dan. Çocuğun velayetini de kendisi verdi. Nasıl rahatladım anlatamam. Ellerimle kararttım yavrumun hayatını "

"Sen nereden bilecektin canim?"

"Doğa uyardı beni. Sevmiyorlar anne birbirlerini dedi. Dinlemedim. Beraber yaşadıkça severler dedim. Hem yakın dosttu onlar. Ah keşke dinleseydim Doga'yi"

"Neyse olan oldu artık hırpalama kendini"

"Olan oldu da o Perihan cadısı durmaz. Koray'dan para koparabilmek için her yolu dener. Karışmak istemiyorum ama Koray'i bir an evvel evlendirmek lazım."

"Dur biraz zaman geçsin. Cocuk ağır şeyler yasadi. "

"Doğru diyorsun"

Duyduklarım ile olduğum yerde kalakalmistim. Ne düşüneceğimi şaşırmıştım. Birce de benim gibi olmuştu. Annesi yaşıyordu evet gerçi yaşamak denirse. Bilinci sürekli gidip geliyordu. Doktorları çok umutlu degildi halinden. Ama o haldeyken bile Koray hoca ile ayrılmayı kabul etmişti. Geçen gün bana kızması da bu yüzdendi demek. Ayrıldı diye üzgün muydu ki? Eski karısını çok mu seviyordu acaba? Ah neler düşünüyordum ben böyle? Ama Koray hoca ile ufacık da olsa bir şansım olması içimde minik bir kıvılcım yakmıştı...

ŞİMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin