Aradan bir ay kadar geçmişti. Hem sınava hazırlanıyor hem de işime devam ediyordum. Ama artık kimse ile görüşmek istemiyordum. Sanki alnımda yazıyordu ya da yüzüme bakan bir şekilde anlayacaktı.. Bilmiyorum. Utanıyordum, herkesten. Bir gün yine Mesut denen adam sağlık ocağına geldi. Kimse yoktu neyse ki. "ne istiyorsun?" dedim sertçe. "ben özür dilemek için gelmiştim" dedi mahcup bir ifadesi vardı ama ben tabi ki ona inanmıyordum. "seni şikayet etmediysem korktuğum için değil. Meryem için. Biri duysa nasıl bir adam olduğunu o kızın da itibarı zedelenir diye şikayet etmedim. Ama senin gibi bir adam öyle ya da böyle kendini belli edecektir. O kızın hayatını karartma. Şimdi buradan çık ve bir daha da gözüme gözükme "diye parmağımla kapıyı gösterdim. Neredeyse bağırır bir tonda söylemiştim bunları da. Kafasını önüne eğerek çıktı.
Bir hafta daha geçmişti. Bir sabah yataktan kalktığımda şiddetli bir mide bulantısı ile kendimi lavaboya zor attım. Aç olduğum için bir şey çıkmadı ama dakikalarca öğürdüm. Üşümüş olmalıyım diye düşündüm. Ama bir kaç gün boyunca artarak devam etti bu bulantılar. Günümün de geciktiğini farkettim ve içimi bir panik kapladı. Hemen hazırlandım. İzin günüm olduğu için ilçeye gitmeye karar verdim.
İlçeye geldiğimde ilk işim bir eczaneye gitmek oldu. Bir kaç tane gebelik testi alıp bir mağazanın lavabosunda bu testleri uyguladım. Dakikalar sonra hepsi de çift çizgi olmuştu. Korktuğum başıma gelmişti. O iğrenç adamın çocuğunu taşıyorum karnımda. Ama olamazdı bu. Bu şeyi içimde istemiyordum. Ayrıca bunu kimseye de açıklayamazdım. Bu yaşıma kadar hiçbir erkekle gönül bağı kurmamıştım. Bunu beni tanıyan herkes çok iyi biliyordu. Bunu izah edemezdim. Hele de babama...
Bebeği aldırmaya karar verdim. Günü de geçmeden içimdeki şeyden kurtulmalıydım. Hemen özel bir klinik aramaya başladım. 1 saatlik yürüyüş sonunda bulmuştum. İçeri girerken belimin ağrısını farkettim. Bir süredir hem çabuk yoruluyordum hem de belim çok ağrıyordu. Anlam verememiştim. Şimdi sebebini alıyordum.
Doktor kadındı. Bu kendimi biraz daha rahat hissetmemi sağladı. "merhaba be Tülin hoşgeldiniz. Şikayetiniz nedir?" diye sordu tebessüm ederek. "küretaj için gelmiştim" dedim mahcup bir şekilde. "babası yok mu onay almamız gerekiyor" dedi. "yok" dedim sesim sert çıkmıştı. Ama sonra kadına durumu anlattım. Doktor olduğumu da söyledim. O da yardım etmeyi kabul etti.
Önce ultrason ile ne kadarlık olduğuna baktı. Ekranda minik fasulyeyi görünce içimde farklı bir duygu belirdi. Sonra kalp atışlarını dinletti. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Ama ona bakamazdım. Derin bir nefes aldım ve doktor işleme başladı. Her hareketinde sanki içimden bir parça daha kopuyordu. Sonunda işlem bittiğinde bana bir takım ilaçlar yazdı ve klinikten çıktım. Ama oraya girdiğim gibi değildim. İçimde asla doldurulamayacak kocaman bir boşluk vardı artık. Sanki kalbimin ortasına bir delik açılmıştı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİMAL
AcakSessiz kalmak zorunda kalan kadınlara bir ses olması umudu ile... Bir kız çocuğu için en önemli şey babasının sevgisidir. Babası tarafından sevilmeyen kız çocukları eksiktir,yarımdır...