Dolunay

2.4K 133 0
                                    

Saat 18:00. Basketbol maçına 1 saat var. O sırada Maria ile bir kafede oturup sıcak çikolata içiyoruz. "Cidden çok özlemişim burayı!" dedi Maria huzur dolu bir sesle. Gülümsedim. Maria birden öksürmeye başladı. Kaşlarımı çatarak ona baktım. "İyi misin?" diye sordum. Arkamda birilerine bakıyordu. "Natalia, Natalia! Sevgilim!" Arkamı dönünce başka bir kızla kafeye gelmişti. O an çok sinirlendim. Maria ağlamaklı bir sesle "Ne konuşuyorlar dinle!" dedi. Dikkatimi onlara verdim.
Scott: Seninle buraya gelmeyi çok istiyordum bebeğim.
Kız: Ah, ben de aşkım! Scott... ne zaman sevgilinden ayrılacaksın? Bu kadar aldatmacalık yetmez mi?
Scott: Ama eğleniyoruz bebeğim, sen eğlenmiyor musun?
Kız: Eğleniyorum ama... artık gizli gizli görüşmek çok sıkıcı.
Scott: Ah, anladım. Pekala kısa sürede halledeceğim.
Kız: Bu arada bugün ev boş! :)

Gözlerimin renginin değiştiğini hissediyordum. Hızla Maria'ya döndüm ve kısaca onu aldattığını söyledim. Maria şok olmuştu. Ağlamıyordu. Sinirle ayağa kalktı ve Scott'ın olduğu masaya doğru ilerlemeye başladı. Ben ne yapacağını izliyordum merak ediyordum. Mike'a tokat attı ve aynı şekilde kıza da tokat attı.
"Seni şerefsiz, oruspu çocuğu! Beni aldattığını sanıyorsun ama..." yanına dönüp yanında duran ilk adamın elini tuttu. O kişi... aman tanrım Alex'ti! Şok içinde bakıyordum. "Ben de seni aldatıyorum pezevenk!" Alex kaşlarını yukarı kaldırıp önce bana sonra Maria'ya en son Scott'a baktı. Bu durum Alex'in hoşuna gitmiş olmalı ki gülümsedi. Alex, Maria'nın çenesini tutup kendine çevirdi ve onu dudağından öptü. Ne! Aman tanrım ne oluyor? "Sevgilim sen dışarıya çık geliyorum." Maria'da şaşırmış olacak ki afallayarak gitti. Alex yavaş yavaş Scott'a doğru yaklaştı. "Bir daha o kızın yanında seni görürsem sonun hiç iyi olmaz dostum. Al şimdi fahişeni ve siktir ol git." dedi ve dışarıya çıktı. Ben de hızla peşlerinden gittim. "Aman tanrım siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz ya?" diye bağırdım sinirle. Daniel'da yanımızdaydı. "Aslında senin maça girme kararını öğrenmek için gelmiştim ama..." dedi ve Maria'ya baktı. "İşler ters tepti." dedi ve Maria'ya göz kırptı. Gözlerimi devirdim. "Vazgeçmiyorum. Maça gireceğim son." dedim ve hızla ilerlemeye başladım.

***

Okulun bahçesine geldiğimde çok kalabalıktı. Herkes maçı izlemek için gelmiş. Bir an tedirgin oldum. Derin bir nefes alıp yürümeye başladım. Maç bahçede olacaktı. Basketbol koçu yanıma geldi. "Ah Natalia gelmeyeceksin sandım! Sonunda geldin. Hazır mısın?" Bu adamı hiç sevmiyorum. "Hazırım." Kahkaha attı. "İşte bu!" Aradan birkaç dakika geçti. Herkes yerlerini aldı ve düdük sesiyle maça başladık. Anna pası bana attı. Top bendeydi. Hızla rakip potaya doğru koştum. Yanımda Suzi'nin diğer iki arkadaşları vardı. Tam basket atacaktım ki Suzi bana çarptı ve yere düştüm. Sinirlenmiştim. Gözlerim tekrar sararıyordu. Maria'nın sesini duydum. "Natalia!" bağırıyordu. Onlara baktım. Daniel bana tedirgin bir şekilde bakıyordu. Alex ise Maria'yı susturmaya çalışıyordu. Kendime geldim ve ayağa kalktım. Bu sefer top bendeydi. Hırlamaya başlamıştım. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Dolunay... dolunay çıkmaya başladı.

***

Maçın son dakikalarındayız. Top ben de. Düdük sesini duyar duymaz koşmaya başladım. Suzi yine bana çarpmaya çalışacaktı ki Suzi'nin üzerinden ters takla atarak zıpladım. Kendi de neye uğradığını şaşırmıştı. Ve potaya basket atmıştım. Herkes alkışlıyordu. Mutluydum ama kalbim çok çarpıyordu. Nefeslerim düzensizleşti. Gökyüzüne baktım, dolunay vardı. Koç yanıma geldi. "Evet! Natalia, takıma alındın bebeğim!" dedi ve gülerek gitti. O sıra kafamı yere eğdim çünkü dönüşüyordum. Tam gidecekken Suzi kolumu tuttu. "Hey! Nesin sen? Bu kadar iyi oynayamıyordun? Ne oldu sana? Bana cevap ver seni sürtük!" Sinirle kolumu ondan kurtardım ve koşmaya başladım. Okulun karanlık koridorlarında koşuyordum. Çok canım yanıyordu. Yüksek sesle hırlamaya başladım. Kalbim sıkışıyordu. Üzerimdeki formayı çıkardım ve içimdeki yarım atletle kaldım. Daniel yanıma geldi ve iki eliyle de yüzümü tuttu. "Sakinleş." sanki yapabiliyorum da... "Git buradan!" diye bağırdım. "Sakin olman lazım." deniyorum... "Olmuyor!" O an hiç beklemediğim bir şey yaptı. Dudağımdan öptü!

Genç KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin