Rüyamdaki Sürü

1.3K 88 5
                                    

Kaşlarımı çatarak karşımdaki kıza bakıyordum. "Sen kimsin? Adımı nereden biliyorsun?" Kız gülerek bana baktı. "Ben hepinizi biliyorum Natalia." dedi. Kız kurt kokuyordu. İnsan değildi. "Sen... kurtsun..." dedim. Ufak bir kahkaha attı. "Evet! Ben... kurtum..." dedi. Kaşlarımı çattım. "Ne istiyorsun?" Gülümseyerek kapıya doğru yürüdü. "Yakında öğrenirsin." dedi ve göz kırpıp gitti. Kapıya koştuğumda onu bulamadım. Derin bir nefes aldım. Herkes derse girmişti. Hızla spor salonuna doğru koşmaya başladım.

***

Geldiğimde kimse ders yapmıyordu. Spor salonunda bir kalabalık vardı. Ne olduğuna bakmak için adımlarımı hızlandırdım. Yaklaştığımda kaşlarımı çatarak baktım. Okulun basketbol takımında olan zorbalardan biri Mike'ı herkesin içinde sinirlendirip dönüştürmeye çalışıyordu. "Ne oldu da birden bire basketbolda iyi oldun? Nesin sen? Bize ne olduğunu göster!" Mike'ın kalp atışları çok hızlanmıştı. Hemen araya girip. "Kes şunu!" dedim. Zorba çocuk bana baktı. "Sana ne lan? Sen karışma güzelim." dedi ve göz kırpıp tekrar Mike'a döndü. Mike'ın bacağına tekme atıp düşmesine sebep oldu. Mike hırlamaya başlamıştı. Hızla zorba olan çocuğu arkadaşlarına doğru ittim ve Mike'ı kolundan tutup soyunma odasına götürdüm. Mike'ın gözleri sapsarıydı. Çok sinirliydi. "Sakin ol... sakin ol... sakin..." dedim ve Mike anında bana baktı. "Öldüreceğim onu!" "Burada olmaz Mike... okulda olmaz... şimdi sakin ol. Derin derin nefes al." Mike dediklerimi yapmaya çalışıyordu ama zorlanıyordu. Tam ayağa kalkıp hızla zorba çocuğun yanına gidecekti ki kolundan çekip otutturdum. Sonra bir yere gitmesin diye üzerine çıktım. Şu an bizi böyle gören birisi olsa sevişeceğimizi düşünürdü ama başka çarem yoktu. Mike çok güçlüydü ve tutmak imkansızdı. Mike hızlı nees alışverişlerle bana bakıyordu. Ben üstüne çıkınca otomatik olarak elini belime koymuştu. "Sakin ol diyorum." Mike acı çekiyormuş gibi yüzünü ekşitti. "O-olmuyor..." yavaş yavaş Mike'a yaklaştım aramızda iki santim var. Mike bana bakıyordu hırlayarak. Kalbi öncekinden de hızlı atmaya başladı. Yavaşça dudaklarına değdi dudaklarım. Yavaş ama tutkulu bir şekilde öpüşüyorduk. Mike belimi sıkmaya başladı. Ufak bir "ah..." sesi çıktı Mike'tan. Kaşlarını çatmıştı. Sanki canı yanıyor gibi. Beni geriye itti. İkimiz de nefes nefeseydik. Mike'ın gözleri normale döndü. Şaşkın bir şekilde bana baktı. "Yardımcı oldu?" diye sordum. Mike bana baktı şaşkın bir şekilde. "Yardımcı olmadı. Kalbim daha da hızlandı ve kontrolden çıkabilirdim. Beni azdırırsan... işler pek yolunda olmayacak gibi." dedi ve birkaç saniye sonra gülümsedi. Ben de gülümsedi. "Peki. Hadi gidelim artık. İyisin değil mi?" Ayağa kalktı ve bana baktı. "Evet."

***

Tenefüs çalmıştı. Kantine doğru ilerliyorduk. Bizimkiler de buradaydı. Hemen bir sandalye çekip oturduk. Daniel bana "ne oldu?" der gibi bakıyordu. Gülümseyip bir şey olmadığını söyledim. Yiyeceklerimizi yedikten sonra Maria'nın bir işi çıkıp kalkmıştı masadan. Derek ve Mike'da basketbol oynamaya gitmişti. Daniel bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. Çok dalgındım. O kız kimdi? Beni, bizi nereden tanıyordu? "Natalia?" Birden sıçradım. Hızla cevap verdim. "Efendim?" mutlu görünmeye çalışıyordum. "Bir sorun mu var?" konuşmaya o kadar ihtiyacım vardı ki artık patlayacaktım. Yüzümdeki mutlu ifadeyle birlikte omuzlarımda düşmüştü. "Yok... hiçbir şey yolunda değil. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Korkuyorum artık. Eski halime geri dönmek istiyorum. Hepsi senin yüzünden!" dedim ağlayarak. Daniel üzgün ve çaresiz bir şekilde yanıma oturdu ve bana sarıldı. "Şşş... tamam geçecek. Söz veriyorum. Her şey yoluna girecek. Simdi ne oldu anlat bana. Anlat ki yardım edelim." Göz yaşlarımı sildikten sonra Daniel'e bakmadan konuşmaya başlayacaktım ki gözüm gelen kişilere takıldı. 1 kız ve 9 erkek vardı. Yeni gelmişlerdi galiba. Herkes onlara bakıyordu. Kaşlarımı çatarak baktığım sırada en önde yürüyen kız ve bir erkek bana baktı. Ardından hepsi bana baktı. Kalbimin atışı çok hızlanmıştı. Daniel de kaşlarını çatarak önce bana sonra kalbime sonra da o kişilere baktı. "Rüyam... rüyamdaki kişiler bunlar..." dedim kısık bir sesle. Daniel bana döndü. "Gidelim!" Daniel elimi tuttu ve hızla okul bahçesine çıktık. "O kız... o kız benim rüyamdaki kız." dedim. Daniel bana endişeyle baktı. "Anlat." Gergin bir şekilde o kız ile soyunma odasındaki muhabbetimi anlattım. Daniel dişlerini sıkıyor olacak ki çene kasları belirginleşmişti. "Derek ve Mike'ı bulcam. Maria'yı al burada buluşalım." Kafamı sallayıp hızla Maria'yı arıyordum. Maria bir insan olsa da o da sürümüzün bir parçası olmuştu. Maria bir insana göre fazla zekiydi. Sürünün beyni olabilirdi. Sınıfa geldiğimde sınıfta kimse yoktu. Hızla arkamı döndüğümde karşımdakini görmemle korkudan geri adım attım ve ayağım takılıp düştüm. O kız karşımdaydı. "Merhaba Natalia." dedi ve diğerleri de gelmişti. Yerde sürünerek geriledim. "Ne istiyorsunuz benden?" sesim olduğundan sert çıkmıştı. "Gücünü" dedi ve sırıtmaya başladı yanındaki uzun boylu, dik siyah saçlı çocuk. "10 vs 1 mi dalacaksınız? Bu kadar mı korktunuz benden hahahaha" dediğimde kız sinirlenmiş olacak ki yanımda buldu kendini. "Seni öldürebilirim şu an. Hiç mi korkmuyorsun?" dedi. "Imm hayır" dedim gülümseyerek. Kız boğazıma yapıştı. "Kalbin öyle demiyor ama." dedi. O sıra içeriye Maria girdi. "Natalia?" dedi ve hemen yanıma geldi. "Ne yapıyorsunuz arkadaşıma?!" Dik siyah saçlı olan çocuk şaşkın bir şekilde gülerek baktı. "Vaay! Bir kurtun ne zamandan beri insan arkadaşı var?" "Seni ilgilendirmez." dedim sert bir şekilde. Hızla Maria'nın arkasına geçmişti. "Çok güzelsin... Maria." dedi ve boynunu kokladı. "Çok güzel kokuyorsun. Karnım acıktı." dedi. Maria'nın kalp atışları çok hızlanmıştı ama korktuğunu hiç belli etmiyordu. "Max sakin ol bebeğim." dedi sarı saçlı olan kız. İsminin Max olduğunu öğrendiğim çocuğun pençeleri çıkmıştı. "Çok açım ama Jessica." dedi ve pençesini tam Maria'ya saplayacaktı ki. Hızla ayağa kalkıp Max'in yakasından tutup onu duvara fırlattım. Dönüşmüştüm. Benimde pençelerim çıkmıştı. Jessica, Max ve sürüsü şaşkın bir şekilde bakıyordu. "Uzak durun ondan!" hırlıyordum. Max yerden kalktı ve boynunu kütletirken bana baktı. "Gerçekten çok güçlüymüşsün." dedi ve bana yaklaştı. Tam bana yumruk atacağı zaman eğilim savundum kendimi. Ve tekrar doğrulduğumda ona yumruk atan bendim. Jessica'nın üzerine uçmuştu. Tam bana saldırmaya gelecekken kapı açıldı ve içeriye Alex, Daniel, Derek ve Mike girdi. Tam önümde durdular. Alex konuşmaya başladı. "Natalia'ya dokunmak istiyorsanız önce bizi geçmelisiniz."

Yorum ve oy kullanmayı unutmayın, bu benim için önemli! 💖
Fikirlerinizi belirtmekten çekinmeyin. 😋
Takip ederseniz eğer yayınlanacak olan kitaplarımdan haberdar olursunuz. O yüzden takip edin aşklar 💎

Genç KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin