Dikenli Zincirler

750 52 0
                                    

"Geldin sonunda." dedi Jessica. "Tam 1 dakikan kalmıştı." sinirle onlara baktım. "Maria nerede?" Jessica ve sürüsü güldü. "Ah, hâlâ anlamadın mı?" diye sordu. Tuzağa düşmüştüm evet... anlamıştım ama kabullenememiştim. Ne yapacaktım? "Anladım, Bırakın beni." dedim. Sanki bırakın dememle bırakacaklardı. Boşuna yakaladılar zaten! "Hadi çocuklar. Bağlayın!" dedi Max. Onlar bana yaklaştıkça ben geri adım atıyordum. Dönüşmüştüm. Bana doğru gelen Victoria'nın yüzünü çızdım. "Ah, seni sürtük." Victoria beni tuttu ve duvara fırlattı. Duvara çarpınca yere düştüm. Sırtım ağrıyordu. Kalkacağım zaman Victoria ayağı ile belime bastırdı. "Ah!" Victoria'nın gözleri kan kırmızısıydı. "Burada sana çok güzel şeyler yapacağız Nati." dedi gülerek. Sinirle çırpınıyordum. Üstümden itmeye çalışıyordum. Victoria yere eğildi ve bana yaklaştı. "Kimse seni bulamayacak." dedi. Fark etmeden bana çok yaklaşmıştı. Sırıtarak bir bana bir dudaklarıma bakıyordu. "Çok güzelsin." dedi çenemi tutarak. Geriye doğru giderken ensemden tutup kendine çekti. "Sana öyle şeyler yapcam ki... yalvaracaksın." dedi. Dudağıma ufak bir öpücük kondurdu ve ayağa kalktı. Diğer adamlar gelip kolumdan tutup ayağa kaldırdılar. Duvara ittiler ve zincir getirmişlerdi. İkisi yanımda duruyordu. Ellerimi boynumu ve ayak bileklerimi dikenli zincirle bağlamışlardı. "Eğer çırpınırsan, o dikenler seni öldürmeye bile yeter." dedi Max ve güldü. Boynumdaki dikenli zincire bakıyordum. Yutkundum. Çok sivriydi dikenler. "Ne istiyorsunuz benden?" diye konuştum. Jessica karşıma geçti ve konuşmaya başladık. "Seni sevmiyoruz Natalia. Senin biraz canını yakıp gücünü alacağız." dedi gülerek. "Duygularımız karşılıklı." dedim çatık kaşlarla. Gülümsedi. "Seni biraz yalnız bırakalım kendinle baş başa kal bakalım." dedi Jessica. Ve deponun dışına çıktılar. Ellerimi biraz hareket ettirmeye gerekiyordum. Kurtulmam gerek. Ama dikenler yavaş yavaş elimi çızmaya başlıyordu. Öfkeyle kıpırdamadan durdum. Uluyacaktım. Daniel demişti 'Bir kurt ulursa sürüsü yanına gelir.' buradan kurtulmam gerekiyordu. Ulumaya başladım. En sonunda nefesimin kesilmesiyle durdum. Jessica ve sürüsü yanıma geldi. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye bağırdı. "Sürümü çağırıyorum." dedim gülerek. "Zincirleri daha da sıkın!" dedi sürüsüne. İki kişi geldi ve zincirleri sıktılar. Dikenler bana daha da yaklaştı. Boynumdaki dikenlere bakıyordum ve en ufak hareketimde boynuma girecekti! Jessica sinirliydi. Bana yumruk attı. Kafamı döndürdüğümde diken yavaş yavaş batıyordu. "Ah!" Jessica bir psikopat gibi gülüyordu. "Boynundaki zinciri çıkarın." dedi Jessica. "Hemen ölmesin." diye ekledi.

***

Yaklaşık yarım saattir dayak yiyorum amk. Burdan kurtulmam gerekiyordu ne yapacaktım?.. Jessica'nın sürüsü beni bıraktıktan sonra biraz mola verdiler. Ağzımdan burnumdan kan akıyordu. Kurt olmak bir işkenceydi. Birkaç kurt adam bana bakarak sırıtıyordu. Gözüm adamın şeyine takıldı. Eliyle tutuyordu. Aman Allah'ım ıyy. Nereye düştüm ben? Yanıma yaklaşmaya başladılar. Hâlâ sırıtıyorlardı. İki kişiydiler. Şeyini tutan adam eliyle saçımı çekti yüzümden. "Çok güzelmişsin." dedi sarı saçlı olan adam. "Şahsen senle faydalanmak isterim." dedi yanındaki kızıl saçlı olan adam. Şeyini tutan adam elimi aldı ve şeyine dokundurttu. Çekemiyordum elimi. Fazla hareket yapınca boynuma dikenler girmeye başlıyordu. Elime de... O an elimde pençe çıktı ve adamın Şeyini sıktım. E sıkınca doğal olarak pençelerim battı. "AAAAAHHH!!" herkes buraya bakınca elimi en sonunda çektim. Adam yerde kıvranıyordu. Adam kurta dönüşüp hızla ayağa kalktı ve "seni sürtük!" diyerek suratımı pençesiyle çizdi. Kafamın dönmesiyle dikenler daha çok boynumun içine girmişti. "Aahh!" canım yanıyordu ve yorgundum. Canımın acımasıyla gözlerimi kapattım ve uykuya dalmıştım. Sanırım bayılmıştım.

Genç KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin