Genç Kurt

Ölü Kurt

Sabah saat 6:30'da kabus görerek uyandım. Çok terlemiştim. Hızla aşağıya mutfağa inip bir bardak su içtim. Gördüğüm rüya çok garipti. Okula yeni kişiler geliyordu. Bir kız ve dokuz erkek. On kişilerdi. Hepsi gangster giyinimliydi. Onlardan kaçıyordum. Yanımdakiler yerine benim peşimden geliyorlardı. Hedefleri bendim sanki... en sonunda o kız... beni... beni öldürüyordu! Kapımın çalmasıyla yerimde sıçradım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve kapıya doğru yavaşça ilerledim. Kapının kulpunu tuttuğum an durdum. Dikkatli bir şekilde kapının deliğinden dışarıya baktım. Kimse yoktu. Yavaşça kapıyı açtım ve yerde bir kutu vardı. Dikkatlice eğilip kutuyu aldım ve mutfağa geçtim. Kan kokusu alıyordum. Hızla kutuyu açtım ve gördüğüm şey karşısında şok oldum. Bir... bir kurt kafasıydı! Kalbim çok hızlanmıştı. Geriye doğru iki adım attım. Sonra tekrar derin nefes alıp kurta doğru ilerledim. Tiksinmiş bir şekilde kurtun kafasını tuttum ve kaldırdım. Kutunun içinde bir poşet vardı. Kurtu geri kutuya koyup poşeti aldım. İçinde bir not vardı. Açtım ve okumaya başladım.

"Gücünü aydan alan kurt
Sen bir elmassın
Onlar için değerli olan...
Gücünü isteyenler var.
Çok az zamanın var kurtçuk
Biz her yerdeyiz
Neler olduğunu öğrenmek için
Gözünü dört aç"

Bu ne böyle? Ne az zamanı? Ne her yerdesi? Neler oluyor böyle? Kutuyu ve notu da alıp odama çıktım. Kutuyu annemlerin bulamayacağı bir yere sakladım ve dışarıya çıktım.

"Neler olduğunu öğrenmek için gözünü dört aç..."
Hmm... tamam gözümü dört açacağım ve bulacağım... öyle mi? Aahhh ne diyorum ben? Bu konuyu Alex ve Daniel'a anlatmam gerekiyordu. Hızlı bir şekilde okula gittim...

***

Okula vardığımda herkes dışarıdaydı. Neler oluyordu? Okul müdürü gelip kapıyı mı açmadı? O sıra tanıdık bir yüz arıyordum. Ve Daniel'ı görmemle rahatladım. O da benim geldiğimi anladı ki arkasını döndü. Gülümsedim. "Neler oluyor?" Daniel kaşları çatık, sanki hiçbir şeyi anlamıyormuş gibi bana bakıyordu. O sıra gözüm polis ve ambulansa kaydı. Neden polisler ve doktorlar vardı? O an bir şeylerin ters gittiğini anladım. Daniel yavaşça elimi tuttu ve beni ormana doğru götürüyordu. "Neler oluyor Daniel?" Ormana girdiğimizde bir ağacın olduğu yerde durduk ve ağacı gösterdi. Ağaçta kan ve kocaman bir pençe izi vardı. "Başkaları var. Başka kurtlar. California'da kurt avcılarından dolayı pek fazla kurt kalmadı. Bu kurtlar kötü kurt. Aradıkları bir şey var. Her neyi arıyorlarsa onu bulana kadar gitmeyecekler." O sıra lafını bölüp düşünceli bir şekilde "Beni..." dedim. Kaşları çatılı bir şekilde bana baktı. "Anlamadım?" Gergin bir şekilde Daniel'a baktım. "Evime... evime bir kutu geldi. Kutuda ölü bir kurt kafası ve... bir not var. Eve gidip sana ve Alex'e göstermem gerek." Daniel kaşları çatılı bir şekilde bana baktı. "Evine gidelim."

***

Hızlı bir şekilde eve geldik ve Alex'te bize yetişti. Hızla odama çıktık. Kutuyu sakladığım yerden çıkardım ve hemen kapağını açtım. Şok içinde kurta bakıyorlardı. Alex kaşlarını çattı ve notu alıp okumaya başladı. Okuması bitince nottan sert ama gergin bir şekilde kafasını kaldırdı. Sonra aklıma rüyam geldi ve anlatmaya başladım. "Ben... bir rüya gördüm. Bir kız ve dokuz erkek yani on kişi bizim okula geliyordu. Onlardan kaçıyordum. Başkaları yerine beni kovalıyorlardı. Hedefleri benmişim gibi... ama en sonunda... ölüyordum. O kız... beni öldürüyordu." Daniel ve Alex birbirine baktı. "Daniel ben... ölecek miyim?" diye sordum titreyen sesimle. Ölmek istemiyordum. Henüz olmaz. Hayallerimi gercekleşiremeden olmaz. Daniel yutkunarak önce bana sonra Alex'e baktı. Alex'in kararlı sesi biraz olsun beni rahatlattı. "Sürüye ihtiyacımız var."