2. Görev: Öfke Kontrolü

1.1K 76 2
                                    

Uyandığımda saat 4 buçuktu. Gözlerimi açtığımda Daniel'i karşımda görmemle sıçradım. "Daniel?" Gülümsedi. "Ne işin var burada?" Yavaş adımlarla yanıma geldi. "Rüyamda... sana bir şey oluyordu. O yüzden... senin başında nöbet tuttum." dedi ve gülümsedi. "Ne zamandır başımdasın?" Düşündü. "Bir haftadır." Ne? Ne bir haftası! "Bir... hafta derken?" Gülümseyerek yüzüme doğru eğildi. Çok yakındık. Kalbim çok hızlı atıyordu. "Uyurken çok güzel oluyorsun." dedi. Anlam veremeyerek baktım yüzüne. Birbirimize bakıyorduk. Daniel yavaşça dudaklarıma yaklaştı ve öpmeye başladı. İlk başta yavaş ve tutkuluyduk. Ama sonra biraz hızlandık. Daniel'ın tişörtünü çıkardım. O öperken saçını okşuyordum. Daniel beni yatırdı ve boynumu öpmeye başladı. O an bir gölge görmemle şok içinde oraya baktım. Birisi vardı. "Daniel..." Daniel durdu ve bana baktı. "Ne oldu?" Gözlerimi camdan ayırmadan konuştum. "Birisi var." Daniel kaşlarını çattı ve üstümden kalktı. Cama doğru ilerliyordu. Daniel'ı daha önce böyle görmemiştim. Çok kaslıydı. Daniel camdan bakarken "bir şey göremiyorum. Yok galiba ya da gitmiş." gözlerimi sımsıkı kapattım. Daniel geldi ve elini yanağıma koydu. "Her şey düzelecek. Söz veriyorum." Dedi ve dudağıma öpücük kondurdu. Yanıma yattı ve beni kendisine çekti. Böylelikle göğsüne yatmamı sağladı. Kalbi çok hızlı atıyordu. Ama sesinde hiç heyecan belirtisi yoktu. "Nasıl kurtulacağım Daniel?" diye sordum hüzünlü bir sesle. Daniel derin bir iç çekti, kalbinin hızını sakinleştirdi ve konuşmaya başladı. "seni yalnız bırakmayacağız. Nereye gidersen orada olacağız. Ama eğer olurda işler iyice zorlaşırsa... seni yalnız bırakacağız. Onlar seni sıkıştırınca PAT! Biz de onları avlayacağız." bu planı duyunca kalbim hızlandı. "Ya bir sorun olursa?" diye sordum sessizce. "Olmasına izin vermem. Benim yanımdaysan... sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim." gergin bir şekilde gülümsedim. "Öfke kontrolün nasıl? Kontrol edebiliyor musun?" diye sorunca derin bir iç çektim. "Çok az. Fazla dayanamıyorum." dedi ve yavaşça beni kaldırıp ayağa kalktı. "Pekala. Gel de şu öfkeni kontrol ettirelim." kafamı salladım ve ayağa kalkıp Daniel'in peşinden gittim. "Ne yapacağız?" Daniel bana bakmadan cevapladı. "Sinirlerinle oynayacağız." yutkundum. Korkuyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. "Sakinleşmek için Güneş-Ay-Doğa üçlüsünü söyleyeceksin." kekeleyerek sordum. "B-bu ne demek?" gülümsedi. "Güneş, doğruluktur. Yalan sözler gün doğmadan ortaya çıkar. Ay, ay bizi temsil ediyor dolunay. Ve doğa da... bilirsin doğa, huzur demek." kafam karışmıştı. "Cidden bu yardımcı olacak mı? Siz de mi bunu yapıyorsunuz?" Daniel ufak bir kahkaha attı. "Hayır. Yani evet, önceden yapıyorduk ama şimdi alıştık pek gerek kalmadı." bir şey demeden yürümeye devam ettik. Ormana gelmiştik. "Evet sinirlerinle oynayacağım. Ne sıklıkla sinirlenirsin?" diye sordu. Düşündüm. "Çok..." dedim tedirgin bir şekilde. Gülümsedi. "Güzel. Pekala sana vuracağım." "Dur ne-" dememe kalmadan ağzımın ortasına yumruk attı. Yere yapıştım dolayısıyla. Sinirleniyordum. Tıslamaya başladım. Tam ayağa kalkacakken beni itti. Ve sanırım dönüşecektim. Gözlerim değişti pençelerim çıktı ama ayağa kalkmamaya çalışıyordum. Daniel gergin bir şekilde beni izliyordu. Ama yapamadım ayağa kalktım ve tam Daniel'e vuracakken Daniel hızla arkama geçti. O an ne yapacağımı bilmiyordum. Beynim çalışmıyordu Daniel evde bana ne demişti? "Hadi Natalia. Tekrarla. Güneş-ay-doğa hadiii..." hızla yere çöktüm. Bunu başarabilirdim. Başaracaktım. "Güneş-ay-doğa... Güneş-ay-doğa... Güneş-ay... doğa" sesim bir fısıltıya dönüşüyordu. "Güneş... ay... doğa..." sakinleşmiştim ama çok yorgundum. Birden yere yığıldım. Gözlerim açık, nefes alışlarım düzensizdi. Daniel yana geldi ve beni yavaşça kaldırdı ve bana sarıldı. "Başardın." diye fısıldadı. "Çok... yorgunum..." dediğimde Daniel bana baktı. "Tamam. Sadece kendini zorladın. Uyursan geçer. Dinlenmen gerek." kafamı Daniel'in göğsüne yasladım. Ve orada 5 dakika falan öylece durduk. Daniel yavaşça ayağa kalktı ve beni de kaldırdı. "Hadi gel. Evine götüreyim." dedi ve yürümeye başladık. Eve geldiğimde annemler uyanmasın diye sessizce kapıyı açtım ve içeriye girdim. Daniel'de peşimden geliyordu. Kolumi kaldıracak gücüm bile yoktu. O sıra beklemediģim bir şey oldu. Daniel beni kucağına aldı ve odaya öyle çıkardı. Odama geldiğimizde beni yatağa yatırdı ve gülümsedi. "Güzelce dinlen. Okula gitmek için almaya gelirim sonra." dedi ve tam gidecekken elini tuttum. "Gitme..." Daniel şaşkın bir şekilde bana döndü. Önce elime sonra bana baktı. "Ne?" "Gitme... yanımda kal." dedim zar zor. Daniel derin bir iç çekti ve yavaşça yanıma geldi ve yattı. Dudağıma bir öpücük kondurduğunda ben zaten uykuya dalmıştım. "İyi geceler bebeğim."

Genç KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin