Episode 5: He Is Like His Father

602 59 9
                                    

Uzun bölüm şerefine bol yorum yapabilir misiniz?

🐺

Amerika, sıcak bir ilkbahar gününü yaşıyordu. Avengers için her şey sakin ilerliyordu.

Barnes ailesinin üstü kara bulutlar ile çevriliydi.

Astrid ve Asger, yarı Asgardlı olabilirdi ancak yetmiş iki yıllık ömürleri boyunca insanlar arasında olmayı sevmişlerdi. Çoğu ilahinin aksine altınlarla kaplı şeyleri sevmezlerdi. İlgiyi sevmelerine rağmen bir zaman sonra rahatsız olurlardı. Bunlar Mia Lokidottir ve Bucky Barnes'ın çocukları olduklarının yalnızca basit örnekleri.

Asger, eşcinseldi. Hayatı boyunca bunu saklamayı düşündüğü zamanlarda kız kardeşi ona sarılmış ve bu durumu, gerekirse herkesin gözüne sokması gerektiğini söylemişti. Saklanmayı düşünme şansı, Astrid Barnes tarafından engellenmişti.

Ona minnettardı.

Sadece beş yıl önce, ikisi de aynı gün farklı yerde aşık olmuşlardı. İki yakın arkadaşı sevmek tamamen şansları olmuştu. Normal zamanlarda insanlardan saklanan ikizler artık sosyalleşmeye başlamıştı.

Doris ve France, ikisinin de şansıydı.

"Nasıl görünüyorum?" Dedi heyecanla Asger. Aşık olmak onu bambaşka birine çevirmişti ve bazen bu durum sıkmıyor değildi. Ama onun gülüşü kardeşi için her şeye bedeldi. "Mükemmel Asger." Dedi Astrid gülümseyerek. "France sana yine bayılacak."

"Doris kalp krizi geçirecek." Dedi Asger ona göz kırparak. İki kardeş birbirlerine gülerek evden çıktılar. Bazen normal davranmak hoşlarına gidiyordu.

Üç hafta önce, Ax olayı patlak verdiğinden beri her şey normaldi. Anneleri Kader Tanrıçası işleri yapıyor ve bazen kendileri de bunlara dahil oluyordu. Doğum günlerine bir hafta vardı. Hediye işi böylece ertelenmişti. Ve şimdi, New York sokaklarında heyecanla yürüyorlardı.

Kafede buluşmayı sevmezlerdi. Sordu beraber zaman geçirirdi. Bu genellikle oğlanların evinde olurdu. Çünkü ikizlerin nerede ne zaman yaşayacağı belli olmazdı ve o zamanlarda da geçitler ile gidip gelirlerdi. İlahi varlıklar olduklarını bilmiyorlardı.

Lüks dairenin kapısına geldiklerinde en güzel gülümsemelerini takındıklar. Kapıyı çaldılar.

Ancak açan olmadı.

Garipçe birbirlerine baktıktan sonra tekrar çaldılar. Bunu farklı yollarla denemelerine rağmen kimse açmayınca endişeyi artık daha net hissediyorlardı. Asger salona geçit açtı.

"Sen mutfağa ve banyoya bak. Ben yatak odalarına bakacağım." Dedi Astrid fısıldayarak. Kardeşi onu onayladı ve aynı sessizlikle evin içinde dağıldılar.

Koridorda yavaşça ilerledi. Her şey normal ve sessiz görünmesine rağmen yatak odasının kapısına gelince horuldama sesleri duyulmaya başladı. Kaşlarını çattı. Sesleri? Doris'in evinde, yatak odasında? Yutkundu. Bir kadın bedeni için kendini hazırladı.

Kapıyı sessizce açtı. Eli kapı kulbundan kaydı. Dudakları titremeye, kalbi acıyla kasılmaya başladı.

"Bir şey bul-" diyerek gelen Asger kardeşinin gözü yaşlı yüzünü gördüğünde aklına ilk gelen aldatma ya da ölümdü. Kapıya yaklaştı ve baktığı noktaya baktı. Artık kendisinin de gözleri doluydu.

"Gidelim." Diyerek kardeşinin koluna girdi kız. Asger hayatında hiç bu kadar aşağılanmış ve gururu kırılmış hissetmemişti. "Lütfen. Geçit aç."

Asger göz yaşları süzülürken geçidi Fransa'daki eve açtı. Koltuklarına kuruldular ve birbirlerine sarıldılar.

Ve çığlıklarla ağlamaya başladılar.

Yeşil Kurt GerçekliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin