12. Bölüm

510 23 2
                                    

Medya: Cansu Kabataş

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ballarım.

Yazım yanlışları için özür dilerim.

Başlıyoruzzz.

İyi okumalar.

Gözlerimi kapatıp yaklaşan ayak ve nefes seslerine daha da odakladım kendimi. Koskoca evde sadece benim ve onun çıkardığı sesler yankılanıyordu. Bu, evin içinde iyice ürkütücü bir hava yaratırken onun ayak ve nefes seslerini duymamı tahmin etmediğini biliyordum. Bunu kimse tahmin etmiyordu ama ben bir şekilde duyma duyumu geliştirmiştim.

Seslerden erkek olduğunu tahmin ettiğim kişi iyice yaklaşırken elimdeki araba anahtarını hafif kırıp içindeki çakının ortaya çıkmasını sağladım. Arkamda boynumu tutmak için havaya kalkmış elleri hissetmemle o elleri tutup adamın bedeninin önümde yere sermem bir oldu. Bu ani savunmamı beklemediği için onu kolayca nakavt edebilmiştim ama tekrar yapabilir miydim, bilmiyordum.

Önümde sırtüstü yere yapışmış, sırılsıklam olan bedene baktım: Yüzünde siyah hırsız maskesi, ellerinde parmak izlerini belli etmeyecek deri eldivenler, üzerinde siyah deri ceket ve siyah kot pantolon, ayaklarında ise kaba ve yine siyah olan botlar. Bu haliyle tam bir hırsıza benzese de asıl amacının beni öldürmek olduğunu aptal olmayan herkes anlardı.

Daha fazla düşünmeden ve adam toparlanmadan onu yüzüstü çevirdim ve ellerini arkada tek elimle topladım. Elimdeki çakıyla da hafif zedelenmesine sebep oluyordum. Elimi maskesinin eteklerine atınca debelenmeye başladı. Bunu beni kolayca atlatabilmek için yaptığını anlayınca dizimle bacağının arkasındaki bölüme sert bir şekilde vurdum. Canını acıttığımiçin inledi. Ben de zaman kaybetmeden elimi tekrar makinesinin eteklerine attım ve bu sefer maskeyi bir çırpıda çıkardım. Bu sırada adam da ellerine baştan çakı yüzünden inliyor bu sefer de. Bu hoşuma giderken hafif bir şekilde sırıttım ama bunu anında geri sildim. Adamın çenesinden tutup kendime doğru çevirince gri gözlerle göz göze gelmem bir oldu. Bundan rahatsız olup gözlerimi kaçırdım ve yüzünü incelemeye başladım. Yüzünde fazla zaman kaybetmiş olmalıyım ki adamın yüzüne pis bir sırıtır yayıldı. Anında yüzümü buruştururken çok geçmeden eski ciddiyetime tekrar büründüm ve çakıyı biraz daha derine batırdım. Delinen derisinden dolayı elime damlayan kana iğrenerek baktım.

"Kimsin," dedim kısık ama sert bir ses tonuyla ve ekledim. "Kimsin ve benden ne istiyorsun?"

Nefeslenircesine gülmesi üzerine sağ kaşım elimde olmadan kalktı.

"Sence, sana kim olduğumu söyler miyim?"

Söyledikleri üzerine dudağımın sağ tarafı da hafifçe dışa doğru kıvrılırken serseri bir psikopat görünümü sergilediğimin farkındaydım. Karşımdaki adamın gözlerine korku parıltıları yerleşirken keyfim yerine gelmişti. İnsanların benden korkması hayatımın her anında, ne olursa olsun, çok hoşuma gitmişti doğruyu söylemek gerekirse. Bunun nedenini bilmesem de huyumun ne olduğunun ve oldukça da tehlikeli olduğunu biliyordum.

"Sence, senin özgür iradenle konuşmanı bekler miyim?" dedim onu taklit ederek.

Kafamı karşımdaki Gürkan abiye çevirdim. Tüm evim polis kaynıyordu. Aslında bir vahşetin izini arıyorlardı ama yerdeki birkaç damla kandan başka bir şey yoktu, ki o kanda bana ait değildi.

Ben sadece bunu yapanın kim olduğunu merak ediyordum. Bunun resmi kayıtlara da geçmesi için Gürkan abiyi arayıp haber vermiştim ama hesaba katmadığım şey gazetecilerdi.

Ben polislere haber verirken haber bir şekilde içeriden sızıp onlara da ulaşmıştı. Muhtemelen içlerinde bir köstebek vardı ama açıkçası bu durumda beni tedirgin eden çok fazla bir şey yoktu. Yalnızca haberin abartılarak yayılmasından ve benim başımı korumalarla belaya sokmasından korkuyordum. Yani eğer abim bu haberi bu şekilde duyar ise benim ona anlattıklarımla gerçekleri hafife alarak anlattığımı düşünür ve başıma kolay kolay peşimi bırakmayacak korumaların üşüşmesini sağlardı, daha önce de olduğu gibi. Öyle bir şey olursa bir daha beni dinleyeceğini düşünmüyordum zaten.

Bilinmezin İçindeki Avukat (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin