12. Bölüm (Part 2)

438 17 0
                                    

Herkese merhaba.

Geçen günlerde, yaklaşık 5 gün önce bunu yazarken öyleydi yani rjdjfj, attığım bölümün ikinci partını atıyorum. Eğer isterseniz bu iki bölümü birleştirebilirim ama o gün çok zamanım yoktu, bölümü hemen atıp çıkmam gerekiyordu.  O yüzden bugün telafisini yaparak Bilinmezin İçindeki Avukat tarihindeki en uzun bölümü yazıyorum.

Bir tebriğinizi alırım artık djuogkl

Bir de 3 bin olmuşuz. Gerçekten çok mutlu oldum. Ama benden daha çok mutlu olacak birini tanıyorum. Onu ve beni mutlu ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Beraber nice binlere inşAllah.

Neysem,

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ballarım.

Yazım yanlışları için özür dilerim.

Bilinmezin İçindeki Avukat'ın uzun bölümüne hoş geldiniz.

Başlıyoruzzz.

İyi okumalar.

Kafamı karşımdaki Gürkan abiye çevirdim. Tüm evim polis kaynıyordu. Aslında bir vahşetin izini arıyorlardı ama yerdeki birkaç damla kandan başka bir şey yoktu, ki o kanda bana ait değildi.

Ben sadece bunu yapanın kim olduğunu merak ediyordum. Bunun resmi kayıtlara da geçmesi için Gürkan abiyi arayıp haber vermiştim ama hesaba katmadığım şey gazetecilerdi.

Ben polislere haber verirken haber bir şekilde içeriden sızıp onlara da ulaşmıştı. Muhtemelen içlerinde bir köstebek vardı ama açıkçası bu durumda beni tedirgin eden çok fazla bir şey yoktu. Yalnızca haberin abartılarak yayılmasından ve benim başımı korumalarla belaya sokmasından korkuyordum. Yani eğer abim bu haberi bu şekilde duyar ise benim ona anlattıklarımla gerçekleri hafife alarak anlattığımı düşünür ve başıma kolay kolay peşimi bırakmayacak korumaların üşüşmesini sağlardı, daha önce de olduğu gibi. Öyle bir şey olursa bir daha beni dinleyeceğini düşünmüyordum zaten.

"Bulmanız ne kadar sürer şu adamı?" diye sordum. Kafasını eğdiği dosyadan kaldırdı ve bana bakıp dudaklarını araladı. "Bu suikasti yapanın ne derece bir suçlu olduğuna bağlı. Bir de unutmadan söyleyeyim; Basın açıklaması yapmayı unutma. Yoksa yine yalvarırsın 'Abi şu korumaları peşimden al.' diye." dedi keyifle sırıtırken. Söyledikleriyle gözlerimi devirmem bir olurken cevap vermekten geri kalmadım. Altta kalan ben olamazdım sonuçta.

"Sen de bundan sonra yaptığın hatalar için benden yardım istersin." dedim alayla. Yüzündeki zamanla  gülümsemeye dönüşmüş sırıtma yerle bir olurken dudağımın sol tarafı hafif kıvrıldı. O an buna engel olmadım.

"Neyse, ben gideyim de şu basın açıklamasını yapayım. Hadi, size kolay gelsin." Keyfim yerine gelmişti. Doğruyu söylemek gerekirse insanları sinir etmek hoşuma gidiyordu.

Açık kapıdan dışarı çıkıp siyah arazi arabama bindim. Sabahki arabaya binememiştim çünkü arabanın anahtarını delil olarak almışlardı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bilinmezin İçindeki Avukat (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin