Derin Sızım- GAY

İntikam

⚠️Yorum ve beğeni gelirse yazıyorum yoksa beklersiniz bir süre daha haberiniz olsun öpüldünüz ❤️😘⚠️

Geçmiş 👉🍁

Tüm bedenim titriyordu. Hissettiğim öfkeydi, çaresizliğin anlamsız hiddeti, ihanete uğramanın hayal kırıklığıydı. Çığlıklar atabilirdim, bir delilik yapabilirdim, içimden bir şeyleri kırıp dökmek geçti, tehlikeli ve kötü bir şeyler yapma, intikam alma isteği duydum. Tüm doğanın ihanete uğramışlığının acısını içimde hissettim, küçücük otların bitkinliği, sokakların harareti, ormandan tüten buğu, taşların kızgınlığı, bütün o kandırılmış alemin susuzluğu benim içimdeydi. Sinirlerim gergin teller gibi yanıyordu, yüklü havanın içinde elektrikli bir gerilimle titreştiklerini, gerilmiş cildimin altında küçücük alevler gibi yandıklarım duyuyordum. Her şey canımı yakıyordu, bütün seslerin dikenleri vardı, bütün nesneler ateş almış gibiydi ve gözüme ilişen her şey tutuşuyordu sanki. Varlığım en derin noktasına kadar uyarılmıştı, başka zamanlarda beynimin bir köşesinde kıpırtısız ve cansız uyuklayan pek çok hücre küçük duyargalar gibi açılmıştı ve ben her biriyle kor sıcaklığı hissediyordum.

Kandırılmıştım, hislerime yenilip büyük bir oyuna gelmiştim.
Sevgisi yalan mıydı diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Sahi yalan mıydı?
Hadi sözleri neyse de o bakışlar yalan mıydı? İnsan sevmese de bakarken gözlerinin içi bu denli titrer mi? dokunurken kalbinin hızı göğsüne çarpar mı?

Oyun olduğuna inanmak gelmiyor içimden ama duyduklarımıda bir yere koyamıyorum.
Sonra düşünüyorum oyun olduğunu bilseydim yine de sessiz kalır uyarmıydim?
Bir aptal gibi yine susar benimle oynamasına izin verirdim belki de çünkü onunla yaşadığım her dakika buna değerdi. Böyle düşünmek bile kendime kızmama neden oluyordu ama elimde değildi çok seviyordum.

Şimdi Halil ile sürekli içtiğimiz tepede gözlerimde yaşlarla biten ilişkime içiyordum. Karşımda ki ışıklı şehire bakıp iç çekiyor, sevdiğim adamın son bakışını hatırlayarak bir daha görmekten korkuyordum çünkü biliyordum alayla bakacaktı. Seni hiç sevmedim diyecekti belki de. Keşke hepsi birer kâbus olsa ben uyansam hemen sevgilime mesaj atıp kötü bir kâbus gördüğümü söylesem o da beni azarlayıp yine bir yerlerin açıkta kalmış dese..

Büyük bir yudum aldığımda yanımda bir gölge hissedip iç çektim Halil yine bulmuştu beni.
Burnuma dolan kokuyla gözlerimi büyütüp yanıma oturan bedene çevirdim bakışlarımı.

Ben şok olmuş ona bakarken o karşıdaki manzaraya bakıyordu gözlerinin altı kızarmış elleri yumruk olmuştu.

" Sabahtan beri seni arıyorum." dedi titreyen sesiyle.

" Neden? Sevgilinin yanında olman gerekmiyor muydu ? " Diye sordum alayla ama titrek bir sesle .

" Zaten yanındayım. Sonunda " dedi fisilayarak. Dudaklarım alayla kıvrılırken dişlerimi sıktım.

" Hıh! Artık rol yapmana gerek yok ben ne olduğumu biliyorum" dedim sinirle

" Gerçekten beni hiç dinlemeden benim için ne olduğuna karar mı verdin?" diye sordu kırgın çıkan sesiyle

" Yeter! Zaten bitirmeyecek miydin? Neden? yoksa kalabalık içinde beni rezil etmek gibi bir planın vardı da bozdum mu?!" dedim sinirle

" Saçmalama ! Bana daha sormadan dinlemeden nasıl.... Okulda her yerde seni aradım bizimkilerin konuşmaları yüzünden mi acaba böyle davrandın? diye sinirlendim. Telefonla ulaşmaya çalıştım ama ulaşamadım . Kolay kolay affetmeyecektim seni ama Halil' e seni sorduğumda sınıftan çıktığını söyleyince telefonda ki konuşmaları duyduğunu anladım. Korktum gerçekten! ne konuştum? ne kadarını duydun ? Sonra kafamda hepsini bir diyaloğa koyunca duyduklarını tahmin ettim ve dehşete düştüm. Sonra Halil buraya gelmiş olabileceğini söyleyince koştum geldim . Keşke benden dinleseydin.."