Nikâh

652 43 1
                                    

❗Yorumlarınızı mutlaka bekliyorum bir sonraki bölüm erken gelsin istiyorsanız Ali ve Ferhat'ı yalnız bırakmayın onlarla konuşun.
Onların ağzından cevap veririm 😉❗

🌹Medya ile okunması tavsiye edilir🌹

🍀🍀🍀 👉 Şimdiki Zaman

William Shakespeare 'ın dediği gibi ;

Beklemek cehennemdir, ama beklerim seni

Bekliyordum yelkovanın akrebi kovaladığı saatlerde belki gelir diye.

Öyle dememiş miydi ? "Sen bekle ben geleceğim".

Nikâhın kıyılmasına dakikalar kala benim gözüm kapıda gelmesini bekliyordum hala.
Aklıma gelen kötü düşünceler mideme kramplar girmesini sağlıyor nefesim sıkışıyordu.

Aynanın karşısında kravatımı düzeltirken bedenimin üstünde ki fazlalığa bakıyor adeta boğuluyordum.
Kapının tıklatılmasıyla giren bendene bir bakış attım.

Annem yüzünde büyümüş gülümsemesi ile gözleri dolu dolu bakarken mutluluktan olduğunu biliyordum. O mutluydu belki ama ben cenazeme hazırlanıyordum sanki.
Annemin gülümsemesini solduracak yüzüne gölge düşürecek dakilar yakındı belki de ve ben yutkunamıyordum.

Sağanak yağmur yağıyordu ve ben bir ahmak gibi elimde şemsiye olmasına rağmen açmak istemiyor, onun yanında ıslanmak istiyordum.
Beni kim suçlayabilir! Aşk sonunda yataklara düşürüp acı içinde kıvrandıran bir hastalık değil miydi ?

Sabahattin Ali bir şiirinde ne diyordu ;

Sen benim yanı başımdaki uzağım
Sen benim uzağımdaki en yakınım
Dokunmam yasak sevmem yasak
Sensiz bu hayatta yaşamak tuzak
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.
Sisli bir gecede ses olup da gel
Bir sonbahar gününde yağmur olup da gel
Soğuk bir kış gününde rüzgar olup da gel
Ilık bir yaz gecesinde düş olup da gel
sen bana yasaklarından sıyrılıp da gel
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.

Şimdi bekliyordum söz verdiği gibi çıkıp gelmesini ellerimden tutup artık sadece benimsin demesini.
Umudum zirvede elim kalbimde gelmesini bekliyordum.

"Oğlum hadi nikâh memuru geldi gelinimide alıp gidelim " dediğinde yüreğim sıkışsa da derin bir nefes alıp annemin ardından çıktım.
Ayaklarım geri geri gitsede önünde durduğum kapıya bir bakış atıp girdim.

" Geldin mi sevgilim ?" diye gülümseyerek bakan beyazlar içinde ki kadına baktım. Beyaz bir melek kadar göz kamaştırıcı güzel olsa da içinde ki şeytani görebiliyordum.
Yüzümü buruşturup kollarımı uzattım.

"Biraz gülümse nefretle bakma! İlerde en güzel günümüzü böyle hatırlamayalım " dedi kollarıma girerek. Hala ilerde onu sevebileceğimin umudunu taşıyordu ve bu hali midemi bulandırmaktan başka birşey yapmıyordu.

" Yüzüm için de tehdit etmeyeceksin herhalde çünkü bu benim elimde olan birşey değil çünkü senden iğreniyorum" dedim dişlerimi sıkarak.

" Sevgilim şimdi istediğin kadar iğrenebilirsin ilerde çok seveceksin bu günleri geçmişin kötü anıları olarak hatırlayacağız" dedi gülümseyerek

" Hala buna inanabilmene inanamıyorum! Seni asla sevmeyeceğim ve asla gerçekten kocan olmayacağım " diyerek tısladım.

" Kes sesini ve gülümse yoksa annenin gülümsemesini solduracağım " dedi dişlerini sıktı

Derin Sızım- GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin