Derin Sızım- GAY

İlk dokunuşlar

Medya : Bayıldım ❤️ Yazarken dinledim..

⚠️Bu arada hayalet okuyucularım lütfen yorum yapmasanız bile mutlaka beğenin çünkü ona göre erkenden bölüm atıyorum yoksa bir ay daha bölüm gelmez ⚠️

🍁🍁🍁👉 Geçmiş

Bazı sabahların o huzurla bozulan uykularının tadı kadar güzel birsey yok.

Hani çırpınan kalbinin uykusuz bıraktığı geceler sabaha geçerken uyuyakalmış olduktan sonra, yüzüne vuran güneş ışığı gözlerini araladığında dünde bıraktığın güzel anıları hatırlayıp kaldığı yerden atmaya devam eden kalbinin sabahı.
İşte o sabahı hiç birşeye değişmek istemezsin.. ( uzun saçma bir cümle olmadı inşallah 😊)

İşte böyle bir sabaha açılan gözlerimi kırpıştırıp tutamadığım gülümseme ile yatağımdan doğruldum.
Telefonuma gelen bildirim sesi ile heyecanla komidine uzanıp kilidini açtığım telefona gelen mesajı açarak okudum..

Ali'm: Günaydın sevgilim ❤️

Çimen gözlüm: Günaydın :)

Ali'm: Seni aşağıda bekliyorum.

Çatık kaşlarım ile saate baktım. Uyuyami kalmıştım.
Saat daha 07:00 'dı erken bile uyanmıştım bu saatte aşağıda ne işi vardı ? İçime düşen kurtlarla mesaj kutusuna girip yazdım.

Çimen gözlüm: Hayırdır Sabah sabah ?

Endişe ile gelen mesajı bekledim. Acaba vazgeçmiş, içini korku kaplayıp başlamadan bitirmek mi istiyordu? Çok geç kalmadan bir an önce bitirmek için kapımda bitmiş olabilir mi ? Eğer öyle ise nasıl devam ederdim bundan sonra?
Bu kadar adi bir herif olamaz di mi ?
Belki de oyundu ? Olabilir mi ?
Yapar mı ?
Cevap gelene kadar aklımdan geçenler beynimde ki duvarları delmeye çalışırken gelen bildirim ile irkilip mesajı titreyen elimle açtım.

Ali'm: Güzelim o ne demek ya ? Hayırdır falan bundan hayırlı şey mi olur ? Özledim işte. Valla sabahı zor ettim bir an önce aşağıya gelde gül cemali yüzünü göreyim .

Okuduğum mesaj ile kalbimin ritmi değişirken kendime küfürler etmeden duramadım. Adam günaydın sevgilim diye yazmış ilk mesajında.
Bu nasıl güvensizliktir? Neden bir türlü her an birşey olacakmış gibi tetikte bekliyorum? Tamam. Bizim geçmişimiz pek parlak değil en yakın temasımız yumruklarımızdı şimdiye kadar.

Başımı hızla sağa sola sallayıp yataktan hızla kalktım. Hemen banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçalayıp saçlarıma şekil verdim.
Her sabah yaptığım saçlarımı bu sabah bir türlü yoluna koyamayınca kendime küfürler savurdum.
Odamın penceresinden gelen tıkırtılar ile kulak kesildim.
Bayağı sesler geliyordu.
Ebeveyn banyosu olan odada kalıyordum genç bir delikanlı olunca babam böylesini uygun görmüş odalarımızı değiştirmişti.

Banyodan çıkıp odaya adımlarken perdenin arkasında olan gölge ile gözlerimi büyüterek pencereye adımladım. Hızla çektiğim perde ile karşımda gördüğüm bedenin kocaman gülümsemesi ile ağzım açık kalakalmıştım. Eli ile pencereyi açmamı söyleyen işareti ile kendime gelerek elceğini çevirip açtım.

-" Ne yapıyorsun burada! ? Nasıl çıktın!?"
diye sessizce bağırdım.

-" Ya çimen gözlüm aşk olsun dondum soğuktan ayrıca daha fazla tutanamayacağım içeri gireyim anlatırım. " diyerek kendini içeriye attı.

Doğrulduktan sonra ani bir hareketle kendine çekip sarıldı.
Bir taraftan boynumu koklarken sımsıkı tutuyordu.
Ben ise olduğum yerde kaskatı kesilmiştim.
Az önceye kadar benden vazgeçmiş ya da herşeyin oyun olduğunu düşünen kendime kızıyordum.
Kokumu bulunmaz bir nimet gibi içine çekmesi ya da elinden her an kaçacak bir kuş gibi sımsıkı sarması nasıl oyun olabilirdi?