Söz

948 96 14
                                    

Sürekli belirtmek külfet gibi geliyor ama yeni bölümlerin daha erken gelebilmesi için mecburum.
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın çiçeklerim öpüldünüz ❤️😘

🍁🍁🍁 Geçmiş

Dostoyevski sevgiyi şöyle tanımlamış ;

Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil,o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır..

Meğer ben bu yaşıma kadar hep kayıpmışım bilmiyordum, onda kendimi bulmadan önce..

Düşüneceğim demişti.. Ben hiçbir şeyi bu kadar heyecanlı sabırsız beklememistim. Oysa bayram sabahından önceki geceler heyecandan uykusuz geçmez miydi?
Bundan daha fazla sabırsız heyecanlı olamaz bir insan derdim yanılmışım o gittikten sonra ki akşamın heyecanı hiç birine benzemiyordu.
Kalbimde filler tepişiyor bundan sonra ona çok yakın olabilmenin hayalleri doluyordu göz kapaklarımın ardına..
Sonra mi ?

Sonrası hayal kırıklığı..

Cevabını vermişti öyle sözcüklerle falan da değil, sessizliğiyle.
Görünmezlik pelerini takmışım gibi yanımdan geçip gitmesinden bahsetmiş miydim?
Peki o anda içimde kopan firtınların ben de bıraktığı yıkıntıdan bahsettim mi ?
Bahsetmedim mi?
O zaman boşverin...
Ya dost kalalım ya yabancı derken bunu mu kastetmiştim emin değilim.
Düşmanken bile gözünün içine bakabildiğin ya da dokunabildiğin adamın bir an da sen hiç var olmamışsın, hiç gözünün içine daha önce bakamamışsın gibi yabancılaşması kabul edilebilir miydi?

Etmiştim...

Bir haftanin Sonunda kabullenmiştim.
Kendimi teselli etme yöntemlerim hep vardı.
Yine olmuştu.
Eğer dostluk kisvesi altında yakınlaşsaydık çok geçmeden yakalanırdım..
Peki dostlarım ? Onlara ne soylecektim yıllarca benim yüzümden hiç bir sebepleri yokken kin tuttuğu, yumruk yumruğa kavga ettiği insanlarla ben ateşkes yaptım, dostum dedim siz de dostum deyip ellerini sıkın mi?
Herseyi geçtim bir mucize oldu güneş batıdan doğdu, Ağustosun ortasında kar yağdı da o da beni sevdi, nasıl elini tutacaktım? Düşman iki ailenin çocuğu olmamız bir yana ikimizin de erkek olması kabul edilecek birsey miydi?
Baştan sona yanlıştı, saçmalıktı.
Olması gereken hayırlı olan olmuştu işte
İki Yabancı..
Sızlayan kalbimi görmezden gelmeli önüme bakmalıydım..

Öyle de yaptım..

Daha önce her sabah gözümün değdiği bakışları saniyeler sonra çekilirdi ben de içimdeki kırıklarla önüme bakardım..
Bu sabah ilk defa ben ona yabancı gibi davrandım.
Okula girdiğimde arkadaşları ile okul girişinde ayak üstü konuşuyorlardi ben de onlar hiç orda değilmiş gibi boş bıraktıkları ufacık aralıktan gözlerimin bir kere değmediği o bakışları es geçip girdim..
Bunu bütün gün yapmaya devam ettim..
O yokmuş hiç var olmamış gibi.
Tabi bakışlarım boşluğa çarpmış gibi ara sıra hasret kaldığım yüze bakmaya devam ettim. O fark etmesin yeterdi..
Öyle de oldu..
Gizli gizli onu hep seyrettim o bilmeden..

İki hafta geçmişti..
Yumruklamayi bile özler mi insan sevdiğini özlemiştim. En azından tenine değiyordu ellerim. Şimdi gözlerimin değmesi bile yasak..
Her zamanki oturduğumuz banka kurulmuş Fatih'in doğum günü planını yapıyorduk.
Yan tarafımızdaki çardaktaki hareketlerle bizim tayfanin sesi kesilince o tarafa döndüm.
Gördüğüm bedenle kalbimde kelebekler kanat çırparken yanındaki arkadaşlarının homurtusu doldurdu sessizliği. Bizimkilerde yumruklarımı sıkarken ben hala bana ara sıra bakışları değen çimen gözlerde takılı kalmıştım.

-" Buranın havası mi bozuldu ne ?" dedi bizim tayfadan Sarı Yusuf..

-" Bozulan senin havan olmasın? " dedi karşı grubun Atmaca Yasin 'i

Derin Sızım- GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin