7- Yangın

3.6K 155 4
                                    

Multimedya: Melis

Burçak'ı her gördüğümde aklıma Ada geliyordu. Bir anda düşüncelere dalıp gitmiştim bile...

2 YIL ÖNCE O SABAH

Melis'ten

Doğum günüm çoktan bitmiş ve arkadaşlarımla güzel bir gece geçirmiştim. O yorgunlukla sabah gözlerimi yavaş yavaş açtım ve yatağımda doğrulup bir kaç dakika uyanmaya çalıştım. Sonra lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Aşağı indiğimde annem kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı bile. "Oo Sedef hanım döktürmüşsün yine"

"Sana da günaydın Meliscim hadi git Ada'yı da uyandır kahvaltıyı beraber yapalım"

"Tamam" diyerek yanağına bir öpücük kondurdum.

Yukarı çıktığımda Adanın kapısını 3 kez tıklattım ama cevap vermedi. Sanırım hala uyuyordu. Ardından odaya girdim. Daha bir adım atamadan öylece kalakaldım. Yerde yatan, benim kardeşimdi ve dün giydiği bembeyaz elbise şimdi onun kanıyla kırmızıya dönmüştü. Oda aşırı derecede kan kokuyordu. Adanın yüzüne bakamıyordum. Heryer tamamen kan olmuştu.Çığlık atmamak için kendimi tuttuğumda daha fazla dayanamadım ve Ada'nın odasındaki banyoya gidip kustum.Hıçkırarak ağlamaya başladım ve sonra o hıçkırıklar haykırmaya dönüştü.

Adanın yanına gidip yerde duran bıçağı bir tarafa attım ve Ada'yı bağrıma basıp haykırarak ağlamaya başladım. Bu sırada annem ve babam da sesime gelmiş ve kapıda dondurulmuşcasına öylece bize bakıyorlardı. Midem tekrar beni rahatsız edince kardeşimi nazikçe yere bırakıp banyoya koştum. Ben kusarken annemin ve babamın da feryatlarını duyabiliyordum artık.

Bir peçeteyle ağzımı silip yere oturdum ve orada ağlamaya devam ettim.
Birkaç dakika sonra peçeteyi yanımda duran çöpe attım. Çöpte 2 tane çubuk gözüme çarptı ve çöpü tekrar açtım..
Bunlar hamilelik testiydi ve üstelik ikisi de pozitifti. Annemlere söylemem doğru olmazdı yoksa Ada'nın ölüsüne bile artık farklı bakabilirlerdi. Bunu istemiyordum. Daha fazla ses çıkartmamak için elimle ağzımı kapattım. Gözümden dökülen sıcacık yaşlar elimi ıslatıyordu...

GÜNÜMÜZ

Melis'ten

Burçağın bana seslenmesiyle kendime geldim ve dolan gözlerimi elimin tersiyle sildim. Bana endişeyle bakan gözlerini farkettim.
"Melis iyi misin 3 dakikadır hiç kıpırdamadan yüzüme baktın"

"B-ben i-iyiyim pardon" diyerek başımı hafifçe kendime gelmek için yanlara salladım.

"Tamam sana söylemem gereken önemli bir şey var ama bunu burda söyleyemem. Bi yerde buluşsak olur mu bu akşam?"

"Tamam olur" dedim şaşkın bir şekilde

"Sen bana numaranı ver ben sana geleceğin yeri akşam mesaj atarım" dedi.
Ben numaramı verdikten sonra da hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitti. Kapıyı yavaşa kapatıp kilitledim. Dün geceden sonra kapıları bir daha açık bırakacağımı sanmıyorum.

Kahvaltı masasına döndüğümde annem bana soru sorarcasına bakıyordu.

"Gelen Burçaktı bana bi şey söylicekmiş de"

"Ha tamam canım hadi otur da kahvaltını yap güzelce somra sana Amerikadan aldığım hediyelere bakarız" diyerek gülümsedi.
Onun bu gülümsemesi beni tüm dertlerimden arındırıyordu adeta.

Kahvaltı sofrasına baktığımda annemin sevdiğim her şeyi yapmış olduğunu gördüm ve eğilip
"Annemm çok özledim seni ve yemeklerini" diyip yanağına bir öpücük kondurdum.

ZOR KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin