15 - Gelinlik

2.4K 99 4
                                    

Arkadaşlar uzun bir sürenin ardından yine sizlerleyim. Sizlerin yorumları ben daha da kuvvetlendiriyor. Sizi çok seviyorum. İyi okumalar.. yorumlarınızı bekliyorum :)

Multimedya: Ege'ye gelen mesaj

Baran'dan Devam

İçeri girdiğimizde telefonumun ışığıyla görünen, tavanda asılı belli belirsiz bir vücut vardı. İkimiz de daha fazla yaklaşamadan bir kaç saniye öylece kalakaldık. Sonra ben odanın ortasına doğru gelip tavanda asılı duran şeye daha dikkatli baktım ve derin bir nefes aldım. Bu rahatlama hissini uzun süredir yaşamamıştım galiba ya da çok fazla gerildiğim için oluşan bi rahatlıktı bu..
Tavanda asılı duran şey sadece bir korkuluktu. İçi samanla doldurulmuş dandik bir korkuluktu sadece..

Elimle Egeye gelmesini işaret ettim ve o da yakından görünce derin bir nefes aldı. Ama hala içimdeki huzursuzluk tam anlamıyla gitmemişti. Evet Melis ölmemişti ama hala kayıptı ve az önce söylediğim ölüp ölmemesi konusundaki fikrimden de pek emin değildim doğrusu. Odayı daha dikkatli bir şekilde süzerken sandalyenin üzerindeki telefonu farkedip elime aldım ve sallayarak Ege'ye gösterdim. Sanki bir hazine bulmuşcasına yüzünde belli belirsiz bir gülümseme beliren Ege, bana yaklaşıp telefonu elimden aldı;
"Bu benim telefonum" dedi.
Telefonu açıp bir kaç saniye öylece ekrana kilitlenmişcesine bakınca yanına gittim ve gelen mesajı okudum. (Mesaj ektedir)

Biz öylece kalmışken aşağıdan gelen siren sesleri ve tahtalarla gelişigüzel kapatılmış pencerelerin deliğinden sızan kırmızı-mavi ışık hüzmeleriyle birlikte Aslı ile Keremin korkup polisi aradıklarını düşünmüştüm...

20 dakika önce Melis'ten

Benim sürekli kaçma planlarım ve kaçamayışlarım beni yeterince huzursuz etmiş ve umudumu kaybetmeme neden oluyordu. Havasız ve tozlu ortam ruhumu sıkıyor, kendimi bir an önce dışarı atmak istiyordum. Az önce telefonu çalarak uzaklaşan genç çocuk şimdi hızlı adımlarla yanıma gelip beni çözmeye başlamıştı;
"Adamlarımı konuşturmuşlar buraya geliyorlarmış ama şimdi bir B planım olduğunu bilmiyorlar" diye homurdanarak sert hareketlerle ipi çözüyordu ve bu benim canımı bi hayli acıtıyordu. Tamamen serbest kaldığımda ne yapacağımı bilemeden öylece kaldım. Bir kaç saniye kıpırdamadan bana baktıktan sonra cebinden bir şey çıkarıp kulağıma eğildi ve kalçama sapladığı iğneyi enjekte ederken kulağıma fısıldıyordu;
"Özür dilerim bebek ama bu senin iyiliğin için"
İçimden her ne kadar 'Ne iyilik ama!!' diye haykırsamda saniyeler içinde vücudumu hissetmemeye başladım ve oracıkta yere yığıldım. Vücudumu hissetmesem de hala görebiliyor ve duyabiliyordum. Galiba verdiği ilaç bende felç etkisi yaratmıştı...

Beni kucaklayarak odanın kenarına getirdi ve sırtımı duvara yasladıktan sonra koşarak aşağı indi. Bir dakika sonra bir elinde garip bir şey ve diğer elindeyse bir ip vardı. İpi sandalyeye çıkarak tavandaki çiviye bağladı ve ardından ne olduğunu yeni anladığım korkuluğun boynuna geçirdi. Sandalyeden inip cebindeki telefonlardan birini çıkartıp bir şeyler yaptı kendi sim kartını yere attı ve Egenin telefonunu sandalyenin birine yerleştirdi. Ardından benim telefonumu da alıp sim kartını yere fırrlattı. Bana dönüp "Bu onları biraz oyalar" dedikten sonra aceleyle beni tekrar kucağına aldı ve öbür odadan kocaman bir poşet alıp merdivenlerden koşarak indi. Ben ne bir ses çıkarabiliyordum ne de hareket edebiliyordum.

Evin ilerisindeki ağaçlıkların oraya gelince yorulmuş olmalı ki beni indirdi. Popom yere çarptığı anda vücudumu tekrardan yavaş yavaş hissetmeye başladığımı farkettim. O ise ağzıma bir bant yapıştırdıktan sonra benden bir metre kadar uzakta bana arkası dönük, aldığı büyük poşeti karıştırıyordu. Ellerimi yavaşca kıpırdatmaya başladım ve bacaklarımı hafiften sallayabiliyordum artık. Bir kaç dakika içinde yalpalayarak ayağa kalktım. Tam kalktığım esnada poşetinden çıkardığı beyaz şeyi önüme fırlattı. Bir kaç saniye o beyaz tüllü şeyle bakıştıktan sonra bunun bir gelinlik olduğunu anlamıştım. Kafamı yavaşça ona çevirip cevap bekler gözlerle ona baktım.

ZOR KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin