11- Şoför

2.9K 118 11
                                    

Multimedya: Baran (Şoför)

Görüşümü daha da netleştirmek için gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım ve doğruca ona doğru baktığım kişi diğerlerini hafif hareketlerle geriye çekip bana doğru yaklaşıyordu. Bense sanki üzerimde bir tonluk yük varmışcasına yatağa yapışmış ve kımıldayamıyordum bile. Evet gördüğüm kişi Aslıydı. Yavaşça yatağımın başına doğru eğilip alnımı öptü ve kulağıma "Özür dilerim" diye fısıldadı.

Birkaç saniye sonra kendime gelip doğrulmaya çalıştım ve ben başarılı olamayınca sağ tarafımda başımın ucunda duran, yeni farkettiğim doktor yattığım yatağın düğmesine basarak yatağın üst tarafını doğrulttu. Herkese son bir kez göz attıktan sonra Aslıya döndüm ve bağırarak
"Aslı!!" demek istesem de sesim olabildiğince sessiz çıkmıştı.

Aslıyla olan uzun sarılmamızın sonunda sırayla anneme, babama ve Kereme sarılmıştım. Ege hala odanın en gerisinden beni izliyordu. Onu gördükçe içimde acıyla karışık bir duygu hissediyordum ama ne olduğunu tam kestiremiyordum. Artık kimseye güvenmemekle ne kadar iyi yaptığımı daha iyi anlıyordum.

Bakışlarımı odaya yeni giren hemşireye çevirmiş ve sonra kolumdaki serumu değiştirişini sanki bir film izliyormuş gibi dikkatli bir şekilde izliyordum. Önce koluma bağlı bitmiş serumun kablosunu çıkardı. Sonra yavaşça yeni serumun kablosunu kolumdaki mavi uca taktı ve işte bitmişti. Benim kendime gelmemi sağlayan şey kolayca kanıma karışabiliyordu hemde birkaç saniyede.. neden bu kadar dikkatimi çektiği konusunda bir fikrim vardı aslında. Küçükken hep doktor olmak isterdim.. ama bilirsiniz işte sonra fikrim değişti. Sessizliği bozan doktor oldu:
"Durumun çok hızlı bir şekilde düzeliyor. Şanslıymışsın metabolizman tedaviye direk tepki verdi. Yarın akşam taburcu olabilirsin geçmiş olsun"dedikten sonra kapıya yöneldi ve tam çıkarken arkasını dönüp
"Ha bu arada hastayı hemen bunaltmayalım biraz dinlensin" dedi ve hala eliyle tuttuğu kapıyı yavaşça kapatıp çıktı. Doktorun bu sözünden sonra Egenin ailesi ve Ege bana 'geçmiş olsun' diyip odadan çıktılar. Odada sadece annem, babam, Kerem ve Aslı kalmıştı. Annem gözyaşlarını tutamayıp bana tekrar sarıldı.
"Melisimm sana bi şey olucak diye çok korktum kızım"
Ben de ona serum olmayan kolumla olabildiğince sarıldım. Annem geri çekilip odada bir sessizlik hakim olduğunda Aslı sahte öksürüğüyle dikkatleri üzerine çekti. Annem ona dönüp başını sallayarak biz çıkalım sonra geliriz diyerek tuttuğu elimi bırakıp babamla dışarı çıktılar. Babam bana bir şey dememişti. Beni çok sevdiğini bilirdim ve zaten gözlerinden üzüntüsünü anlamıştım ama o da sevgisini gösteremezdi işte öyle biriydi.
Onlar çıktıktan sonra sol tarafıma Kerem, sağ tarafıma Aslı, birer sandalye çekip oturdular. Aslı'nın ağladığı kızarmış gözlerinden belli oluyordu. Keremin de ondan kalır yanı yoktu hani. Sessizliği yine Aslı bozmuştu:
"Melis özür dilerim. Benim yanında olmam gereken tek kişi sesin. Seni bıraktığım için özür dilerim. Kerem bana her şeyi anlattı.. Ege'yi .. kazayı.. ama sana benden bi tavsiye o çocuğa kızma sakın. İnanmayacaksın belki ama 3 gündür hastaneden ayrılmamış bile.. Hem de ailesinin ısrarına ve Keremin öldürücü bakışlarına rağmen.. Sana da hak veriyorum tabiki ama ona kızmamalısın o yaşta tam kanının kaynadığı dönemde.. bi de çok fazla içmiş e Ada da yüz vermese bişey yapamazdı zaten.."
Bu sözlerden sonra gözlerim dolmuştu ve suratımın kızarıp yandığını hissedebiliyordum gözlerimi yere devirip bir noktaya sabitlemiştim ki Aslı eliyle çenemi kaldırarak nazikçe kendine çevirdi:
"Bak bana üzülme dost acı söyler. Ben sana ne kadar zor olsa da doğru olanı söylüyorum. Gerçek bu yani sözü dolandırıp gerçekleri göz ardı etmek bir işe yaramaz" diyip kafasını Kereme çevirdi ve devam etti
"Hem bundan sonra ikimiz de yanındayız artık... eskisi gibi" diyip gülümsedi en içten şekilde...

ZOR KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin