KÜÇÜK KIYAMET⏳

2.6K 124 18
                                    

HELLO:) bölümle geldim umarım beğenirsiniz :):)

Tabiii başlamadan vote verip bitirince düşüncelerinizi yazarsanız çok mutlu olurum bebişler. 

Çünkü emek veriyorum herkes okuyup geçiyor. Ahh hayalet okuyucular ahh. Bir vote verip birkaç cümle yazmamak bu kadar zor olmamalı.

Bu arada kapak yapabilen varsa güzel hikayeye uygun. Bize yaparsa çok makbule geçer. 

neyse size iyi okumalar❤❤❤ 

                                                                                            *Dominique  charpertier : Buda

                                                                                           (okurken açın kesinlikle )

Öğrendiklerimin doğruluğundan emindim ama tek uyumsuz kare Koca devimin alakası. Adının o listede ne aradığı. Yoksa olabilir mi.. Hain.. Aklıma gelen bu seçenekle yere yığıldım. Yapamaz.. Yapmaz ki .. Hemen kalkıp devamında ki kanıtlara baktım ama o sıra şokun verdiği sakinlikle incelemeye başladım. Yazışmaları okuduktan sonra dayanamadım. Çünkü dayanılmazdı.

Bunca canın celladı hem yanı başımda hem de kalbimde miydi. Kendimi koltuğa bırakıp ağlamaya başladım. biraz önceki sakinlikten eser yoktu. Hala inanmak istemiyordum ama mesajlar barizdi. Kalbim o kadar acıdı ki bu acı bana yıllar önceki o gecedeki acı gibi hissettirmişti. 

Şu an çaresiz, kandırılmış ve hala mantığıma oturtamadığım o kadar şey vardı ki. Arada bilgisayarda, gökbörü'den gelen bildirimleri duyuyordum. Ama koltuktan kalkıp daha fazla yüzleşmek istemiyordum. İyice sokuldum koltuğa kendimi cenin pozisyonuna getirip yok olmak istedim şu andan. Ağlamam devam ederken günün yorgunluğuyla kendimi o halde uykuya teslim etmişim.

Ansızın gelen sesle irkilip korkuyla kalktım. Sesi algılamaya çalışıyordum. Hemen ilerideki bilgisayarın alarm sesinden geliyordu. En son o lanet haberi almıştım. Hemen gözlerim doldu ve ihanetin acısı kalbime yüklendi. Şimdi ne yapacaktım ne diyecektim.

O benim herşeyimdi , o vatansever bir askerdi nasıl böyle bir şeye bulaştı. Aklımda o kadar çok soru vardı ki birini cevap bulsam diğeri cevapsız kalıyordu. o kadar zor kalktım ki Gökbörüyle bağlantı sağlayıp dudaklarımı ısırıp derin nefes alıp sesli aramayı başlattım.

-nerdesin sen pamuk şeker kaç saattir ulaşmaya çalışıyorum sana dedi kızgın ses tonuyla

Ağlamamaya çalışmak ne kadar zormuş. Nasıl diyeceğim yada ne diyeceğim. İçlerinden biri benim aşık olduğum hayallerimi paylaştığım adam mı diyeceğim ha.

-kusura bakma çok yorulmuşum sızmışım dedim ama gergin olduğu belliydi.

-neyse son listeye baktın mı orda son 3 kişi acayip dikkatimi çekti. Yem attım ama biraz zor lokmalar illa düşecekler ağıma dedi emin şekilde .

O konuştukça ağlıyor, yaşlar tamamen görmemi engelliyordu. İç çekip;

-kim onlar dedim sesim o kadar aciz ve güçsüz şekilde çıkmıştı ki. hala kendime bir çıkış yolu bulmaya çalışıyordum ama nafile.

O da sesimi yadırgamış olacak ki sesi değişti ve saymaya başladı.

-Savaş çakıroğlu

"L" (+18) (ASKER SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin