"Bu toprakları isterem!"

472 29 38
                                    

Cumhurbaşkanlık İdaresi, Ankara
Türkiye Cumhuriyeti

Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliği: Erkek
Türkiye Cumhuriyeti: Erkek
Amerika Birleşik Devletleri: Erkek
Sosyalist Gürcistan Özerk Cumhuriyeti: Kadın

"Bay Sovyetler lütfen bana bakın! İstediğiniz toprakları size vermek gibi bir niyetim yok. Burada resmen kendi çıkarlarınız için bunu yapıyorsunuz fakat Ruslara atadan gelme olan 'Sıcak Denizlere İnme' fikrini vermeyeceğim. Bunu size tekrar hatırlatmak isterim."

"Bakın Bay Türkiye, sizi gayet anlıyorum. Fakat ben sizden bir rica edinmeye gelmedim. Bugün bu işi burada bitirmeniz gerekiyor."

"Afedersiniz ama bu sizin sorumluluğunuz, benim değil."

"Bana mantıklı bir nedenle açıklayın? Size zaten başta yaptığım teklifi de tekrar hatırlatmak istiyorum. Eğer bu toprakların Gürcistan'a bağlı olmasına izin verirseniz bende sizi koşulsuz bir şekilde destekleyeceğim.. ne olursa olsun. İsterseniz gidin 3.Dünya Savaşı'nı başlatın ben gene de arkanızda olacağım."

"Size de savaş açsam bile mi?" diyerek Türkiye dirseklerini ve kollarını masaya yasladı. Adamı şu anda gerçekten de evire çevire dövmek istiyordu fakat bu durum kendisini aşardı. Mantıklı davranmam en iyisidir.

Sovyet, sadece tehlikeli bir sırıtış sundu.

"Böyle bir durumda gerçekten anlayamayacağımı mı düşündünüz? Bakın, şu anda Bay Amerika ile bir denge savaşınızda olduğunuzu bu dünyada ki herkes biliyor. İkinizde en güçlü olmak için bir sürü şeyi görmemezlikten geliyorsunuz. Üzgünüm fakat teklifinizi ret ediyorum. Böyle bir teklif hiç yaşanmamış gibi davranmak en iyisi olacaktır."

"Bay Türkiye, isterseniz bu harita da gösterilen toprakları daha fazla da küçültebilirim ya da istediğiniz bir şey varsa da size her şeyi veririm. Fakat bu durumu sonuçlandıracağız."

"Sovyetler lütfen anlayın artık. 3 gündür gidip gelip size bunu anlatmaya çalışıyorum. Bu teklifiniz kabul edilemez bir şey."

"Hâ! İyilikte yaramıyor size! Ya bu toprakları zorla ele geçirirsem? O zaman ne yapabilirsin ki?"

"Uluslararası Arası Hukuk sayesinde haklı ben olacağım ve herkes sana düşman kesilmeye devam edecek. Hem-"

"Hem beni unutuyorsun Sovyetçik!" diyerek odanın içinde Amerika'nın sesi duyuldu. Toplantı odasının giriş kapısına sırtını yaslamış ve bir ayağını duvara dayamıştı. Gözünde ki gözlük, üstündeki gömlek-kravat-pantalon üçlüsü ile resmi bir şekilde duruyordu.

"Bay Amerika! Sizin burada-"

"Uçağım tahmin ettiğimden erken indi. Buraya geldiğimde en sevdiğim kişiler beraber olunca bende aranıza katılmak istedim." diyip çocukça haller sergiledi.

"Önemli bir şey konuşuyoruz ABD, lütfen dışarı çık." diyerek Sovyet keskin kelimeler ile durumu belirtti.

"Daha söylenecek bir şeyin kaldığını ben düşünmüyorum." diyerek Türkiye sandalyesinden ayaklandı.

"Türkiye! Hemen şuraya geri otur ve konuşmaya devam et!"

"Hop, hop dostum! Bir ülkeye emir vermekte ne demek?" diyerek Amerika Türkiye'nin yanına geldi. Türkiye'nin yüz ifadesinden gerildiği anlaşılmış bir şeydi. Ya bu sefer bu ikili kavga ederse?

"Haha- beyler bir sakin mi olsak?"

"Ben gayet sakinim."

"Biz gayet sakiniz."

Türki, daha diyecek bir şey bulamıyordu şu anda da zaten odadaki üç kişi birbirine aval aval bakıyordu. Ortam acayip bir şekilde gerilmişti. Türkiye, soğuk terler dökerken geriye kalan ikili de birbirinin hareketlerini ve tavırlarını süzüyordu. Sovyet, bir anda Türkiye'ye döndü.

"Eeee~ Türkiye. Karar verdin mi? Buraya oturup benimle konuşmaya devam mı ediceksin yoksa şu pislikle mi gideceksin?"

"Yok artık şimdi de pislik mi oldum?"

"Susar mısın şu anda Türkiye ile konuşuyorum."

"Sovyet seninle yapılan toplantıdan bir kaç saat sonra Bay Amerika ile görüşmem vardı. Kendisi o yüzden burada zaten,"

"Türkiye bana açıklama yapmanı değil, soruma cevap vermeni bekliyorum."

"Ben.." diyip sustu. Ne demesi gerekiyordu?

"Sen ne!?"

"Yoksa ne?"

Türkiye tam konuşacakken dışarıdan bağırışlar gelmeye başladı. Tam o esnada içeri bir yığın gazeteci girdi.

"Bay Türkiye, Bay Sovyetler ile yaptınız toplantı hakkında ne düşünüyorsunuz?"

"Efendim, köminizim ya da kapitalizm mi?
Bu konu hakkında fikirleriniz neler?"

"Bay Amerika'nın burada ne işi var?"

"Yoksa üçünüz-"

Salonda bir anda o kadar fazla gürültü olmuştu ki Sovyet nasıl ayaklanıp diğer ikisinin yanına geldiğini anlamamıştı. İki süper güçte Türkiye'nin sağ ve sol tarafındaydı. Bu da kendisini en kısa olarak gösterilmişti. Öne çıkıp bu işe bir son vermeliydi.

"Arkadaşlar bir sakin olun, tüm sorularınızı cevaplıyor olucağım ama şimdi değil." dedi ve gazeteci yığının arasında çıktı. Eğer şimdi kaçmazsa bu ikili kendisini hiç bir zaman rahat bırakmayacaktı. En azından bir kaç saat-

"Bir dakika- az önce Türkiye odadan mı çıktı yoksa ben mi yanlış gördüm?"

𝐆𝐞𝐜̧𝐦𝐢𝐬̧ 𝐕𝐞 𝐒̧𝐢𝐦𝐝𝐢 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬-𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin