İstanbul'un fethinin 569.Yılı kutlu olsun.🇹🇷
12 Haziran 1453
Doğu Roma İmparatorluğu: Erkek
Osmanlı Devleti: KadınGözlerini açarak birden yatakta oturur pozisyona geldi. Hemen yanında bulunan genç yaşlarda ki 2.Mehmed ve doktor ise irkildiler.
Aliyye, gözlerini sonuna kadar açmış bir şekilde ikisine bakıyordu."Aliyye! sonunda uyandın!"
"Efendim, lütfen size bakmama izin verin."
Ağızından tek çıkan şey ise "Ne?" kelimesi olmuştu.
"Aliyye sen iyi misin?"
"Mehmed?" dedi ve göz bebekleri büyüdü.
Sanırım daha yeni beyni çalışmıştı.
"Mehmed? Ne? Ne oldu? Neler oluyor?" daha sonra aniden gelen bir ağrı olucakki elini refleks olarak alnına doğru götürdü ve gözlerini kapattı."Seni bulduğumda yerde yaralı bir şekilde kanlar içinde yatıyordun. Üzerinden dumanlar yükseliyordu. Hatta ateşin o kadar fazlaydı ki sana uzun süreli dokunamadım bile." diye yanıtladı genç.
Aliyye'nin aklına o an gelmişti. Bizans'ı öldürmeden önce son konuşmaları gelmişti.
"Burayı alıyorsun ama bunun bir bedeli olucak. Sende benim gibi olucaksın." demişti.
Bunları söylerken neyi kast etmişti? Sonu da mı öyle olucaktı? Bu konu onu huzursuz ediyordu.
"Aliyye?"
"Kusura bakma.. kendimi pek de iyi hissetmiyorum da diyebilirim."
"Pekala. Doktor, ayağa kalkabilir mi?"
"Yaralarınız daha yeni iyileşmeye başladı, hünkarım. İnsanoğlundan farklı bir yapınız olduğu halde kendinize dikkat etmek şart, eğer kendinizi zorlamazsanız bir kac saatte ayağa kalkarsınız diye düşünüyorum."
Padişah, sessiz kalmayı tercih etmişti.
"Ama bilmeniz gereken bir şey daha var Sultanım."
"Doktorla tek başına konuşman gereken konular bunlar.. bu yüzden ben dışarı da sizi bekliyor olacağım.. konuşup gelin lütfen."
"Emredersiniz Hünkarım."
"Neyi bana söylüyeceksiniz?"
O sırada genç padişah odadan çıkmıştı.
Odada sadece yaralı ülke ve doktor vardı."Hünkarım, sizin bilmeniz gereken bir şey var." dedi. Sesi cümlenin sonuna kadar kısılıyordu.
"Meraklandırmadan söyle!"
"Efendim, sizi tedavi ettiğimiz zaman vücudunuz da fiziksel olarak giren zehir olduğu fark ettik."
"Fiziksel olarak giren mi?"
"Yani yaralanma gibi etkenlerle kana karışan maddeler. Vücudunuzda da onlardan birisi vardı. Aynı zamanda bazı organlarınız neredeyse kanama geçirme riski de mevcuttu. Bu son verdiğiniz savaş size bir çok şey kazandırsa da yine bu yönünü de atlamamanız gerekir."
"Paşa, başım ağrıyor ve sen konudan sapmaya başladın."
"Sultanım. Demek istediğim zehri tespit edip, panzehiri hazırlayana kadar rahminiz körelmeye* gitti. Bulmak oldukça uzun bir zaman aldığı içinde maalesef organı almak zorunda kaldık."
Ortama ölüm sessizliği çökmüştü.
"Yani?" dedi zar zor.
İkisi de bir kaç dakika sessiz kaldı.
"Yani Sultanım, önümüzdeki aylara kadar vücudunuz kayıp olan organı tekrar yapıp geliştirene kadar cinsel ilişkiye girmemeniz gerekiyor. Bunun yanında da bir kaç aybaşı olmama durumunuz da mevcut."
"Paşa.. ben oradan her gün cinsel ilişkiye giriyor gibi mi gözüküyorum?" sesi sinirli çıkmıştı.
"Es-estağfurullah Sultanım, ben sadece size tebdir amaçlı söyledim.."
Derin bir iç çekti Aliyye;
"Boşver bu seferlik affediyorum, fakat bir daha benimle böyle konuşursan kelleni darağacında asılı olarak bilesin.""Emredersiniz Sultanım."
***
*Rahmin Körelmesi:
Diğer adıyla da Rahim Kayması veya Rahim sarkması olarak da bilinir.
Pelvis kaslar ve ligament bağ dokularının zayıflamasıyla rahim yeterli desteği alamadığı için aşağı doğru kayar ve çıkıntı yapar. Buna rahim sarkması ya da tıp literatüründe ki adıyla uterus prolapsusu denir. Rahim sarkması, her yaştan kadında görülebilen ve kadınların yaşam kalitesini düşüren bir sorundur.Genellikle;
Çoğul hamilelik (aynı anda birden fazla hamilelik)
Fazla doğurganlık
Menafoz da veya doğum sırasında ağır bir darbe alma
Aile Öyküsü gibi bir çok nedenle meydana gelebilen bir rahatsızlıktır.Yaşam kalitesini düşürür fakat bir tedavisi de vardır. Tedavi olmak size kalmış bir tercihtir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐆𝐞𝐜̧𝐦𝐢𝐬̧ 𝐕𝐞 𝐒̧𝐢𝐦𝐝𝐢 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬-𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬
Fanfiction𝐇𝐞𝐫 𝐛𝗼̈𝐥𝐮̈𝐦 𝐲𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐢𝐫 𝐡𝐚𝐭𝛊𝐫𝐚.. 𝐓𝐮̈𝐫𝐤𝐥𝐞𝐫.