Çıldır?

197 10 22
                                    

7 Ağustos 1578
Çıldır, Kars-Ardahan

Safevi İmparatorluğu: Kadın
Osmanlı İmparatorluğu: Kadın


"

Hünkarım, Safevi ve birliklerinin beyaz bayrak ile buraya geliyor?" diyerek çadırının dışından askerin sesini duydu.

Harita serili olan, üzerinde minyatür birlikleri temsil eden çeşitli nesnelere baktı. Daha sonra da üzerini kontrol etti.
Pelerini, üzerinde ki zırhı ve balık sırtı örülmüş saçları ile tamdı. Minderin üzerine koyduğu miğferini koltuk altına sıkıştırarak paşalar ile ortak kullandığı ana büyük çadırdan çıktı. Yöneticisinin değil, kendisinin komuta ettiği muharebelerden birindeydi.

Çadırın perdesini açarak dışarıya çıktı. Ona seslenen kişi Derviş Paşa'nın tâ kendisiydi.

"Haber ettiğin için saolasın paşa!" diyerek teşekkür etti, yanında yürüyen paşaya.

Paşa, kafasını hafif bir şekilde eğerek teşekkürü kabul etti. İkisi sessizlik içinde yan yana yürümeye devam ettiler..Daha sonra ordu da padişah tarafından görevlendirilen Lala Mustafa Paşa ve Özdemiroğlu Osman Paşa'nın yanına geldiler. İkisi de Hünkarlarını gördünlerin de selamda durdular.

"Sorun yok paşalar, rahat olabilirsiniz." diyerek izin verdi. Gözünü uzaklara diktiği zaman da toz toprak içinse gelen en başta kendisi gibi zırh kuşanmış, bu güneşli hava da parlayan Safevi'yi ayırt edebiliyordu. Onunla hiçte böyle karşılaşmak istemezdi.

Paşalar da gelen birlikleri ve komutanları fark etmiş, hemen kendilerini toparlamıştı. Safevi ve yanına aldığı birlikler, atlarını yavaşlatarak önlerinde bir kaç dakika içinde durdular. Safevi, kara atını şaha kaldırdı ve durdurdu.

İki türk kadın ülke de bakışlarını birbirinden ayırmıyordu. Resmen soğuk savaş dedikleri bu olsa gerek!

Safevi, kendisinden önce atlarından inen adamlarına aldırmadı. İlk önce miğferini çıkarttı. At kuyruğu ve yeni kestirdiği kahkülleri ile ayrı bir hava veriyordu etrafa. Pürüssüz cildi ile güzelliğine güzellik katıyordu bu kadın.

"At üzerinden inmeyi düşünmüyor musun Safeviyye?"

Safevi, karşısında ki kendisi kadar güzel olan kadına bakış attıktan sonra atına indi.

"Madem beni konuşmaya davet ettin, konuşalım bakalım. Nerede olacak?"

"Burası müsait bir alan değil, gelin ana çadırda ikimiz tek başımıza konuşalım."

"Bana yazdığın üzere askerlerim de benimle çadıra kadar gelecek."

"Ben sözümü tutan birisiyim." diyerek Osmanlı kabul ettiğini belirtti.

Osmanlı ve paşaları, Safevi ve askerleri ile ana çadıra ilerlemeye başladı. İki kadın da birer profesyonel gibi hareket edip konuşmuyorlardı. Her şeyin çadırda geçeceği belliydi.  Paşalar ve askerler arasında sessiz bir savaş vardı denilebilir. Daha savaşmadan barış mı yapılacaktı yoksa? İyi ama savaşı açan kişi Osmaniyye'ydi. Neden kendisi barış için bir daha Safeviyye'ye yazsaydı ki? Akıllar da cevaplanmayan onlarca soru vardı. Ve bu her iki taraf için de geçerliydi.
Paşalar ve askerler oldukları yerde durdular. Daha fazla da ilerliyemezdiler.

Osmaniyye, çadırın perdesini açarak kenara çekildi.

"Misafirler önden." diyerek centilmenlimte bulundu.

Safevi, onun bu hareketine göz devirmeden edemedi. Daha sonra da büyük çadırın içine girdi. Etraf topluydu ve kırmızı ilâ bordo renkler ağırlıklıydı.

𝐆𝐞𝐜̧𝐦𝐢𝐬̧ 𝐕𝐞 𝐒̧𝐢𝐦𝐝𝐢 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬-𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin