Kitap (Part 2)

164 10 32
                                    


Askerler tarafından açılan odasının kapısından içeriye girdi. Arkasından kapının kapanma sesi odanın içinde yankılandı. Derin bir nefes vererek dikleştirdiği omuzlarına indirdi. Ayaklarını sürüne sürüne çift kişilik yatağına geldi ve kucağında ki kitaplar ile kendini yüz üstü yatağa attı. Daha akşam vaktine olmasına rağmen yorulmuştu. Birazcık şekerleme yapsa bir şey olmazdı ama merak ettiği deri kitap vardı.

Yatakta doğrularak oturdu. Yorgunluğunu unutmuşa benziyordu.

Okumayacağı kitapları yatağın başka bir kenarına koydu ve önüne deri kitabı çekip eline aldı. Deri kabına dikkat ederek kapağı yavaşça açtı. Kitabın başında ki arapça yazıya dikkat kesildi. 'TÜRKİYYE'DEN OSMANİYYE'YE' yazıldığı fark etti. Bir an böyle bir kendini, daha sonra da hayatı sorgulamaya başlamıştı bizimki. Az önce, annesinin özel kütüphanesin de olabilirdi ama böyle bir şeyin kütüphane de ne işi vardı ki? Hem 'Türkiyye' adını taşıyan başka bir ülke mi olmuştu? Kaşlarını çattı.
Bu ad ona çok tanıdık gelmişti.
Bir yerde gördüğüne emindi.
Ama nerede görmüştü ki?

Garipsememeye kadar verdi ve nazik bir şekilde sayfayı çevirdi. Eskimiş sayfanın sağ üst köşesinde ki tarihe takılı kaldı.

'01/01/1517'
Yazan tarih karşısında ağızı açık kalmıştı.
Karşısında ki tarih eser olan kitaba baktı.
Yaklaşık, tahmini olarak karşısında olan 400 yıllık günlük tarzı şeye fal taşı açılmış gözlerle sayfaya bakıyordu.
Bu şey bu zamana kadar nasıl korunmuştu?

Kitaptan, yayılan hafif bir manayı fark etti.
Sanki mana karışıklığı olan bir mana olduğunu hissediyordu. Elini, kitaba zarar vermeyecek şekilde kitabın üzerine koydu. Hafif bir şekilde annesinin manasını hissetti ama daha önce duymadığı güçlü bir ülkenin manasını da vardı.

Yavaş bir şekilde başını dönmeye başladığını hissettiği zaman elini geri çekti. Eli ile şakaklarını ovalamaya başladı. Bir garip olmuştu, içine bir öküz oturmuştu.

Karşısında ki farklı arapçanın lehçesine baktı.
Bazı kelimelere yabancıydı. Bir bok anlamıyordu dese, tamda yeriydi. Sayfaları nazik bir şekilde çevirmeye karar verdi. Gözleri, sayfaların sağ üst kısmında yazılmış tarihlerdeydi. Bir sayfanın tamamen Türkçe olarak yazılmış olduğunu fark edince, durdu ve sayfayı şöyle üstünden göz gezdirdi. Sade bir Türkçe ile yazılmıştı. Sayfanın tamamını okuyabiliyordu. Parmaklarını sayfanın üzerine yazılmış, kurumuş mürekkebin üzerinde gezdirdi.

Daha sonra ise her hareketine dikkat ederek yavaşça eğildi ve okumaya başladı..

'Sanırım, yüzyıllardır yaşadığım hayatımın sonuna geldim...' diyerek başlamıştı.
Hemen sayfanın sağ üst köşesinde ki tarihe baktı.

'12/01/1517' tarihi atılmıştı.
Hemen yatağından kalktı ve odasının bir duvarına ayırdığı kendine özel kütüphanesinde aranmaya başladı. Ayrı olarakta bir oda dolu, sadece kendisi ve annesinin girebileceği özel bir kütüphaneside vardı. Tabii annesinin de kendisine özel bir kütüphanesi daha vardı. Bu günlüğü ise anne - oğul olarak kullandığı kütüphanede bulmuştu.
Annesi bu kitabın aslında günlük olduğunu bilseydi ne olurdu?

Sonunda Türk-İslam Savaşlarını anlatan cilt cilt kitap serisini bulmuştu. Hemen bir kaç cilt yere indirdi ve kitapları yan yana dizdi.
Daha sonra da sırasıyla hepsinin sayfalarını çevirmeye başladı. Yan yana dizdiği kitaplardan üçüncüsün de 1500'lü yılların geçtiğine dair gözüne ilişti. Hemen kitabı kaldırıp kapağına baktı. Serinin lll.Cilt'iydi. Hemen açık olan kitapları kapattı ve yere bağdaş kurarak sırtını yere kadar inen raflara yasladı. Kısaca sayfalara göz gezdirdi. Henüz işine yarar bir bilgi görmemişti. Hem bu serinin hiç bir zaman lazım olacağı aklına dâhi gelmemişti.

𝐆𝐞𝐜̧𝐦𝐢𝐬̧ 𝐕𝐞 𝐒̧𝐢𝐦𝐝𝐢 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬-𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin