5 Eylül 1795
Topkapı Sarayı, İstanbulOsmanlı İmparatorluğu: Kadın
Amerika Devleti: Erkek"Gir." dedi gür bir sesle.
İçeriye vezirlerden biri girdi. Başını raporlardan kaldıran Aliyye karşısında ki vezire bakıyordu.
"Sultanım size bir haber vermek için geldim."
"Buyurasın Vezir efendi."
Vezir, bir kaç adım öne gelip masaya bir kaç tane mektup bıraktı.
"Bu mektuplar da kimdendir?"
"Efendim, bu mektuplar ölen vezirin odasından çıktı."
"Ölen vezir mi dedin?"
"Evet efendim. Eşyalarını ailesine teslim ederken bulundu. Üzerine ülke mühürü kullanılmış ve doğrudan size hitap edilmiş."
Aliyye kaşlarını çattı. Bu mektuplar da kimdendi?
"Anladım. Şimdi çıkabilirsin."
Vezir Efendi, tekrar saygıyla eğilerek odadan çıktı. Aliyye masanın üzerinde ki mektupları alıp önüne çekti.
Gerçekten de ülke mührü kullanılmıştı.
Mührü kırarak mektubu açtı. Mektup kendi dili olan Türkçe olarak yazılmıştı. Mektubu okumaya başladı. Bir kaç dakika sonra ise bitirmişti.
"Amerika?" diyerek düşünmeye başladı. Bir kaç defa duymuştu ama onu hiç görmemişti. Mektupta Akdeniz'de ticaret yaparken gemilerinin tanınmasını, yağmalanmamasını ve kendisiyle görüşmek istediğini yazıyordu.
Bir elinde ki mektuba bir de masanın üzerinde bulunan ona yakın mektuba baktı. Hepsi açıp baktığında neredeyse her mektubun aynı konulardan bahsettiğini fark etti. Bu zamana kadar nasıl bu mektuplardan bihaberi olmamıştı?
Şu ölen vezirin araştırılmasını kesinlikle istiyecekti. Yardımcısını çağırdı. Odanın kapısını tıklatıp içeri girdi. Bir kaç adım attıktan sonra durdu ve başını eğdi.
"Beni çağırttırmışsınız hünkarım."
"Benim için bu mektup kalemiye sınıfına götürmeni istiyeceğim."
.
.
.1.5 Ay sonra
Topkapı Sarayı, İstanbul"Hoşgeldiniz efendim."
"Hoşbuldum." dedi genç Amerika. Henüz 15-16 yaşlarında bir görümüne sahipti. Çekingen veya utangaç görünümü ile dikkat çekiyordu.
Gönderdiği mektuplardan umudunu kesmişken bizzat Osmanlı'dan mektup almıştı.
Üzerinde ülke mührü bulunuyordu."Hünkarımız sizi bekliyor. Lütfen beni takip edin." diyerek önden yürümeye başladı.
Bir yandan önünde ki adamı takip ediyor diğer yandan ise etrafı inceliyordu. Buranın farklı bir havası vardı. Her yer huzurla kaplıydı sanki. Bu seyahat babası olacak Büyük Britanya olmadan yaptığı ilk seyahatti. Bir çok ülkenin onu tanımaması canını sıkıyordu ama şimdi şu anda Dünya'nın en güçlü ülkesi ile görüşecekti. İçinde bastıramadığı bir heyecan vardı.
Her şeyin ilkini yaşadığı gibi ilk defa da ebeveyni olmadan bir ülke ile görüşecekti. Üstelik karşısında ki ülke İmparatorluktu. Üslubune de ayrıca dikkat etmeliydi. Yüzündeki gerginlik okunur bir derecedeydi. Önünde ki adam durmuştu. Adamın durduğunu fark etmediği için arkadan adama çarpmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐆𝐞𝐜̧𝐦𝐢𝐬̧ 𝐕𝐞 𝐒̧𝐢𝐦𝐝𝐢 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬-𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬
Fanfiction𝐇𝐞𝐫 𝐛𝗼̈𝐥𝐮̈𝐦 𝐲𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐢𝐫 𝐡𝐚𝐭𝛊𝐫𝐚.. 𝐓𝐮̈𝐫𝐤𝐥𝐞𝐫.