2.6

75 8 7
                                    

Ertesi gün Shoto geldiğinde Endeavour'un durumunun iyi olduğunu öğrendik.

Ders başladığında Aizawa-sensei sertifikalarımız olduğu için üstümüzde sorumluluk olduğunu söyledi. Tam dersin içeriğinden bahsedecekken alarm çalmaya başladı, hayali kötülerin geldiği söyleniyordu.

Hemen kostümlerimizi giyip çağırılan alana gittik. Alana geldiğimizde hemen kanatlarımı açıp etrafta gördüğüm şeyleri telsizle bildiriyordum. Bir süre sonra kanatlarımın hızla sarıldığını hissettim, hareket edemiyordum. Beni saran kişiye baktığımda Nejire'yi gördüm, kötüyü oynuyor olmalıydı. Sero'nun bandıyla Mina ve beni sarmıştı, şuan rehin durumdaydık.

Nejire ile bir süre savaştıktan sonra Mina ve beni kurtarmışlardı. En sonunda da Bakugou'nun Tamaki'yi yakalaması ile tatbikat bitmişti.

Çıkışta yurda ilerlerken yanıma Fumikage geldi. "Sarah, bir araba geldi seni dışarıda bekliyor."

"Babam mı?"

"Hayır. Bir kadın bekliyor, sana az çok benziyordu. Büyükannen değil ama."

Aslında kim olduğunu az çok tahmin etmiştim ve gitmek istemiyordum ama şunu biliyordum ki ben gitmezsem o da orada beni bekleyip olay çıkartacaktı. "Sağol Fumi-kun." Yanağından öpüp arabanın beklediği yere gittim.

Arabanın içinde tahmin ettiğim gibi annem vardı. Camı araladı ve binmemi söyledi, kabul etmedim. "Pekâlâ Sarah."

"Sarah deme bana. Adımı kirli ağzına alma."

"Gergin görünüyorsun." Biraz baktı ve ben cevap vermeyince konuşmaya devam etti. "Asıl konuya geleyim. Yine babana velayet davası açtım, sonuçta şirket şuan kötü durumda ve sen de bu okulda mahvoluyorsun, gayet geçerli sebeplerim var."

Sinirle yumruğumu sıktım. Babam şirketin durumdan hiç bahsetmemişti. "Bunu yapamazsın."

"Evet yapabilirim. Sadece senin velayetini de alsam olur tatlım, abin ve kardeşine baban da bakabilir ama belli ki sana bakamıyor."

"O senden daha iyi bir ebeveyn ve gayet iyi bakıyor."

Alayla güldü. "Küçükken senin büyükannen büyütmedi mi Sarah? Baban ne yaptı?"

"Sen ne yaptın? 3 yaşımda beni bırakıp gittin! Bir daha da dönüp bakmadın. Yeni aklına geliyor çocuğun olduğum, keşke olmasaydım."

"Mahkemede görüşürüz." Camı kapatıp arabayla uzaklaştı.

Omzuma bir el dokununca ona döndüm. Fumikage'ydi ve bana sıkıca sarıldı. Geri sarıldım ve omzuna kafamı koyduğum an ağlamaya başladım. Saçlarıma elini daldırıp sakinleştirmek için okşamaya başladı, gerçekten de işe yarıyordu.

"Onunla yaşamak istemiyorum Fumi-kun."

"Biliyorum Sarah." Saçlarımdan öptü ve ayrıldı. "Hadi odana git de dinlen."

Onaylayacak şekilde kafamı salladım ve yurda gidip direkt odama geçip uyudum.

Fumikage'nin anlatımı

Sarah gittikten sonra Aizawa-sensei'den izin alıp çıktım. Sarah'ın önceden attığı evinin konumunu bulduktan sonra hemen yola koyuldum.

Ihtişamlı eve geldiğimde girişe geldim ve direkt olarak girmeme izin verildi, normalde beni sorguya çeker gibiydiler. Sarah benim için yapmış olmalı diye düşünüp gülümsedim ve içeri girdim.

Içeride uzun bir arayıştan sonra hâlâ bulamamıştım aradığım kişiyi. En sonunda daha önce de dondurma yerken ve yurtta Sarah'ın eşyalarını getirmek için geldiğinde karşılaştığımız Kei'yi görüp yanına gittim. Beni gördüğünde şaşırdı. "Louisa-sama da mı burada? Geleceğini bilmiyordum."

"Hayır, o gelmedi. Sarah'ın babası ile görüşmek için geldim."

"Louisa-sama, Sarah isminin kullanılmasından hoşlanmaz aslında."

"Biliyorum. Kendisi kullanmamı söyledi."

"Öyleyse sorun yok. Rei-sama'nın odasını buradan sağa döndüğünüzde görürsünüz. O koridordaki en göze çarpan oda."

Teşekkür edip dediği yere gittim ve odanın kapısını yavaşça tıklattım.

"Gir!"

Yavaşça içeri girdim ve kapıyı kapattım. Babası beni gördüğünde tek kaşını kaldırdı. "Sizinle konuşmak için geldim. Beni zaten tanıyorsunuz."

"Evet, bir sorun mu var?"

"Aslında evet. Bugün Sarah'ın annesi geldi."

Daha lafımı tamamlamadan konuştu. "Sarah ismini kullanmaya iznin var mı?"

"Evet, kendisi sevgili olduğumuzda kullanmamı söyledi."

"Demek sevgilisisin. Devam et."

"Sarah'ın bayağı bir moralini bozdu ve gitti, sanırım dava açacakmış, istemsizce kulak misafiri oldum." Kaşını indirmiş dikkatle beni dinliyordu. "Sarah sizden ayrılmak istemiyor ve annesi gittiğinde onunla yaşamak istemediğini söyleyerek bana sarılıp ağladı. Buna kalbim dayanmıyor, Sarah'ı böyle gördüğümde sanki birisi kalbime hançer sokmuş gibi hissediyorum."

Ayağı kalktı ve omzumdan tuttu. "Sarah'ı ben de öyle görmek istemiyorum. Küçüklüğünden beri annesinin kim olduğunu dahi bilmiyor, sadece ondan nefret ediyor."

"Biliyorum, her gece bana bunlardan bahsediyor ve gözlerinin dolması canımı yakıyor. Eğer elimden gelen bir şey varsa yapmaya hazırım."

Gülümsedi ve sarıldı, buna şaşırmıştım. Ayrıldığında konuşmaya başladı. "Sadece Sarah'ın bunları düşünmemesini sağla. Ben elimden geleni yapıp davayı kazanacağım."

"Size güveniyorum."

"Bu arada adın neydi?"

"Fumikage Tokoyami."

"Tanıştığımıza memnun oldum Tokoyami-kun." Gülümsediğinde ben de biraz gülümsedim.

Evden ayrıldım ve yurda döndüm. Sarah'ın odasına sessizce girdiğimde kedisine sarılıp uyuduğunu gördüm. Yanına gelip yanağından öptüm ve odadan çıktım.

Louisa'nın anlatımı

Ertesi gün B sınıfı ile bir karşılaşmamız olacağını öğrendik ve kıyafetlerimizi giyip alana gittik. Herkes kış kıyafetlerine geçmişti. Benim ateş gücüm olduğu için buna gerek yoktu. Zaten normal kıyafetlerim de öyle açık ve üşütecek kıyafetler değildi.

Monoma geldiği anda aptalca konuşmaya başlamıştı bile. Aizawa-sensei gelip onu susturana kadar kenarda ısınma yapmaya devam ediyordum.

Özel olarak Shinso da gelmişti. Eğer burada iyi bir dövüş sağlarsa kahraman sınıflarına transfer olacaktı. Nazik bir kalbe sahip olmadığını ve kahraman sınıfına geçmek istediğini söyledi.

Herkes alkışladı. "Çekici birisi aslında." Bunu söyledikten sonra Fumikage'nin bana baktığını gördüm ve biraz güldüm. "Sen daha çekicisin Fumi-kun merak etme."

Kızardığını fark ettim ve kıkırdadım. "O yüzden bakmamıştım."

"Tabii."

Takımlar seçildiğinde Rachelle, Shoto'nun olduğu takımındaydı, bu yüzden sevinmişti. Ben ise Fumikage'nin olduğu takımındaydım. "Aynı takımdayız Fumi-kun!" Gülümseyip sarıldım, o da geri sarıldı.

"Buna sevindim Sarah." Alnımdan öptüğünde yanımızda Rachelle ve Mina belirdi.

"Çok tatlısınız Lui-chaan!" Ikisi de aynı anda diyince kızardığımı hissedip ellerimle yüzümü kapattım ve Fumikage'ye doğru yaslandım.

Bir süre sonra Elanaor'un geldiğini görünce şaşırdım ve yanına gittim. "Geleceğini bilmiyordum."

Bana dönüp gülümsedi. "Hitoshi'yi izlemeye geldim."

"Tanışıyor musunuz?"

"Erkek arkadaşım." Biraz kıkırdadı. Şaşırmıştım.

"Bu çok tatlı." Gülümsedim, o da gülümsedi ve biraz konuştuktan sonra başlamıştı.

Biz dev bir ekrandan izlerken ilk gruplar savaşmak için gitmişti.

Sarah. {Oc x Tokoyami}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin