0.3

124 15 10
                                    

Çocukluk arkadaşı

Her zamanki gibi salonda Shou'yla televizyon izlerken babam birden içeriye daldı, bu şekilde girmesi normal olmadığı için ikimiz de alelacele toplanıp yanına geldik. "Sorun nedir baba?" Shou telaşla sordu.

"Sonuçlar... Sonuçlar gelmiş!" Babamı hiç bu kadar heyecanlı görmemiştim. Hemen elindekileri aldım ve elim titreyerek açtım. Bir anlık sessizliğin ardından kazandığımı öğrenince yere oturup ağlamaya başladım, Felix koşup boynuma sarıldı, geri sarıldım.

Birkaç saat kutlama yaptıktan ve heyecanım biraz olsun dindikten sonra hemen Rachelle'ı aradım.

"Lui-chan sana bir şey söylemem gerek!"

"Rachelle-kun bir haberim var!"

Aynı anda konuştuğumuz için bir an duraksadık ve sen söyle kavgasından sonra tekrar aynı anda söyledik.

"Sınavı başarılı geçmişim!"

Bir süre konuştuk, aynı sınıfta olacaktık muhtemelen çünkü puanlarımız yakındı, benim kurtarma puanım daha yüksekti, Rachelle için tam tersi. Saatlerce neler yapacağımızı ve heyecanımızı konuştuktan sonra akşam yemeği için içeri gittim. Biraz da ailemle okul hakkında konuştum.

Okul günü gelip çattığında önceki gece heyecandan uyuyamamıştım. Sabah uykusuz olsam bile yine heyecanımdan farkında bile değildim. Kravatımı bağladıktan sonra odaya gelen Shizuka'ya saçımı yaptırdım. Hemen çantamı da alıp koşarak aşağıda beni bekleyen arabaya gittim.

Arkamdan babamın "Sarah! Düşeceksin yavaş ol!" diye bağırmasını duysam da koşmaya devam ettim. Arabaya bindiğimde abim de kardeşim de arabadaydı. Babam da binince okullarımıza bizi bırakmaya başladı.

Okula geldiğimde babamı yanaklarından öptüm ve el sallayarak içeri girdim, Rachelle ile dün karar verdiğimiz yerde buluşacaktık. O çoktan gelmişti ve ben de onu görünce hemen koşup sarıldım.

"Rachelle-kun! Forma sana çok yakışmış!"

Güldü ve geri sarıldı. "Sana da öyle Lui-chan."

Ayrıldık ve konuşarak sınıfa doğru gittik, 1-A'nın sınıf kapısına geldiğimizde heyecandan sıçrıyordum. "Sakin ol Lui-chan." Rachelle kapıyı açtı ve içeriye bakınca bir an duraksadı.

"Rachelle? Niye durdun? Bir şey mi oldu?"

Rachelle cevap vermeyince kafamı uzatıp içeriye baktım ve çocukluk arkadaşımızı görünce şok oldum.

Rachelle, ben ve Shoto çocukluktan beri arkadaşız. Shoto'nun babası bizi pek sevmezdi o yüzden sadece okuldayken babası olmadığı zamanlar görüşebiliyorduk. Bir süre sonra Shoto okula gelmemeye başladı, biz de onun evine gidip ne olduğunu öğrenmek istedik ancak babası bizim onun zamanını harcadığımızı, ona ayak bağı olduğumuzu ve bir daha onunla görüşemeyeceğimizi söylemişti, bunları yaşadığımızda henüz çocuktuk. Yine de asla Shoto'yu unutmadık, gerçekten çok iyi bir arkadaştı.

"Shoto-kun!" Shoto'ya el salladım ve bana döndüğünde şaşırdı.

"Louisa-san?" Gülümseyip yanına gittim. "Seni görmek çok güzel Shoto-kun!"

Rachelle de yanımıza geldi. "Tekrar görüşebildiğimize sevindim Shoto-kun."

Tam konuşmaya devam edecektik ki sınıfa solucan gibi tulumuna girmiş bir öğretmen geldi. Kapıda gözlüklü bir çocuk, Midoriya ve Uraraka donmuş ona bakarken tulumundan çıktı. Sınıfta fısıltılar başlamıştı, herkes muhtemelen öğretmen hakkında konuşuyordu. Yerimize oturduğumuzda sınıfa döndü.

"Ben sınıf öğretmeniniz Aizawa Shota. Memnun oldum." Sınıfta şaşkınlık sesleri yükseldi. "Biraz ani olacak ama bunları giyin ve sahaya çıkın." Elinde birkaç beden kıyafeti tutuyordu.

Hepimiz hızlıca giyinip sahaya inmiştik, soyunma odasında da Rachelle ile konuşurken Mina adında bir kızla tanışmıştık. Çok tatlı birisiydi.

Sahaya indiğimizde Aizawa sensei özgünlük değerlendirme sınavı olacağımızı söyleyince herkes hep bir ağızdan "Özgünlük değerlendirme sınavı mı?!" diye şaşkınlığını belirtmişti.

Uraraka atıldı "Peki ya açılış töreni? Bilgilendirme?" diye sordu.

"Eğer kahraman olmayı düşünüyorsanız böyle boş vakit etkinlikleri için vakit ayıramazsınız." Işin ciddiyetini Aizawa senseinin cevabından sonra anlıyordum, sanırım bundan sonra her şey çok sıkı olacaktı. Aizawa sensei konuşurken ben düşüncelere dalmıştım, birden kafamı kaldırınca sınavın birincisine ortaokulda yaptığımız top fırlatmayı yaptıracağını gördüm.

Özgünlüğünü kullanarak fırlattığında şaşırmıştım, çok güçlü bir özgünlüğü vardı. Dur bir saniye, o fırlatırken 'geber' mi dedi?

Fırlattığı mesafeyi gördüğümde şaşırdım, işler çok ciddiydi burada. Aizawa sensei bu sefer de ciddiydi ve sonuncu olanın atılacağını söylemişti, elimden geleni yapmalıydım.

Önce koşu yarışı vardı, bir süre herkesi izledik. En sonda zaten Rachelle ve ben vardık. Sıramız geldiğinde yerlerimize geçtik, ikimiz de kanatlarımızı açmıştık, kendimizi hızlandırmanın en iyi yolu buydu. Robot komutunu verdiğinde başladık, ikimiz de 4.38 saniyede bitirmiştik, tahmin ettiğim gibi berabereydik çünkü ikimiz de küçüklükten beri birlikte çalışırız ve kanatlarımız aynı hıza ulaşabiliyor, belki geliştirirsek birimiz öne geçebilir, sanırım bu Rachelle için avantaj olur.

Kavrama sınavında çok da ileriye gidememiştim, gücüm pek bu işe yaramıyordu. 55 kg çıkmıştı.

Uzun atlama için yine kanatlarım avantaj olmuştu.

Yan adımlar sınavında da çok başarılı olduğumu söyleyemem, zaten yorulmuştum.

Top fırlatmada da yine kanatlarımı kullanmıştım, topu fırlatırken sertçe çırptım. Pek uzak bir mesafe olmasa da ortaokuldakinden iyi sonuç almıştım.

"Daha fitness testleri var!" Rachelle'ın omzunda mızmızlanırken yanımdan kalın bir ses duydum.

"Buna bile dayanamıyor musun?" Kafamı çevirdigimde duraksadım.

"Sen! Bana giriş sınavında teşekkür bile etmemiştin!" Karga ve kuzgun karışımı bir çocuktu, çok konuşmuyordu aslında.

"Buna ayıracak vaktim yoktu."

Göz devirip geri omzuna yattım.

Fitness testlerinden sonra hepimiz yorgun bir şekilde tabloyu bekliyorduk, herkes çok stresliydi, birkaç kişi dışında. Rachelle hiç stres yapmıyordu ama ben yine heyecandan yerimde duramayacak haldeydim.

Aizawa sensei tabloyu açtığında ismimi aradım ve 15. Sırada görünce derin bir oh çektim.

Sorun şuydu, sonuncu Midoriya'ydı ve hemen ona döndüm, çok kötü görünüyordu. Tabii sonunda Aizawa sensei bunun bir yanıltmaca olduğunu söyleyince rahatlamıştı.

Tüm derslerden sonra eve döndüğümde kendimi koltuğa attım. "1 hafta kanatlarımı kullanamayacağım galiba."

Abim biraz güldü. "Duş al da dinlen, yorulmuşsundur." Kalkıp banyoya gittim, her boş durduğum vakit gelecekte ne olacağını heyecanla düşünüyordum.

Sarah. {Oc x Tokoyami}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin