3.2

8 3 6
                                    

Eveet bu kitabı yazmayalı sanırım bir seneyi geçti. Ben sınavdan çıktım ama o benden çıkmadı diyebilirim :D
Neyse 6. Sezonu izleyip yazmaya başlıyorum ancak önceki bölümlerle çelişkiye düşebilirim, kitabı baştan okuyup yazmam gerekir o da çok büyük bir zaman demek. Eğer çelişen bir kısım olursa bana söyleyin ki düzelteyim. Animeyle ilerleyerek yazıyorum, mangayla da çelişen kısımlar olabilir, ne yazık ki bende 9. Cilde kadar var ve 10. Cilt yer yarılıp dibine girdiği için devamını alamıyorum. Mangaya başladığımda belki düzeltirim, kesin bir şey diyemeyeceğim. Neyse çok uzun tuttum, uzun bir aradan sonra umarım beğenirsiniz, hepinizi çok çok öpüyorum hâlâ okuyan sevgili okuyucularım 😽

Hepimiz artık geçici kahraman lisanslarımızı almış, gerçek görevlere hatta asıl göreve başlıyorduk. Shigarakilerin kurtuluş timine katılması ile büyük bir ekip kuruldu ve operasyon planları yapılmaya başlandı. Içinde bizim A sınıfının ve B sınıfından birkaç kişinin de bulunduğu büyük bir plandı bu.

Ben içinde Midoriya, Uraraka, Iida, Bakugou, Koda, Tsuyu ve Shoto'nun da yer aldığı Endeavour'un ekibindeydim, büyükannem de bu ekipte olacaktı ama farklı bölgelerde olacaktık. Kaminari ve Fumikage dışında kalanlarsa ormandaydı. Fumikage ve Kaminari de geniş menzilli saldırıya sahip oldukları için en önlerde olacaklardı. Açıkçası biraz endişeliydim. Günlerce bu planlanmıştı ve en sonunda o gün gelmişti.

Operasyon başladığında kimisi koşarak kimisi de, yani ben de uçarak aşağı indik. Kahramanlar hastaneye baskın yaparken biz de hastane yakınlarındaki evlerin önünde beklemeye başlamıştık, geçici lisansı olan sınıf arkadaşlarımla birlikte. Bir yandan da Bakugou'nun söylenmelerini dinliyorduk. Büyükannem, Mirko'yla beraber morga girecekti, orada gizli bir geçitleri olduğunu düşünüyorlardı, ki öyleydi.

Bir süre sonra bize haber geldiğinde tahliyeye başlamıştık. "Ben binaların üst katlarını hallederim." Iida ve Midoriya'yla birlikte binalara yönelmiştik, diğer herkes de kararlaştırdığı yerlere dağılmıştı. Sakin bir şekilde tahliye yapıyorduk. "Bu bölge savaş alanına döndü! Lütfen koşmadan, hızlı bir şekilde bu bölgeyi tahliye edelim!"

Biz herkesi tahliye etmeye devam ederken Midoriya'nın durması ile Uraraka ve ben ona döndük, sanki birisi ona seslenmişti de dehşet içinde ona bakıyor gibiydi. Daha çok geçmeden bize doğru her şeyin toz olmaya başladığını fark ettik, Midoriya ve Shoto durdurmaya çalışsa da başarılı olamadılar, hızlıca sivilleri oradan uzaklaştırmaya başladık. Resmen her şey toz oluyor, tamamen yok oluyordu.

Herkesi tehlikeden biraz olsun uzaklaştırmıştık, bu toz olma da durmuştu ki Endeavour'a ulaşabildik.

"Millet! Ben Endeavour! Şu anda hastane yıkıntılarında Shigaraki ile savaşıyorum! Yere basmadan savaşabilen herkes etrafı çevrelesin!"

Tabii ki bizi götürmediler, sadece uçabilen profesyoneller gitti. Ancak onlar gitmeden önce Shigaraki'nin dediği 'One for all' lafını duyduktan sonra hemen Midoriya'ya dönmüştüm. Yine dehşet içindeydi. Görünüşe bakılırsa Shigaraki onun için gelecekti ve bu hiç iyi değildi.

Midoriya koşmaya başladığı an ben ve Bakugou da peşinden gittik, hepimiz yere değmeden gidebiliyorduk zaten. "Sen neden geliyorsun aptal?!" Bakugou hemen bana dönmüştü.

"Midoriya hakkında olanı belli ki sen de biliyorsun, ben de biliyorum! Yanlışlıkla şahit olmuştum. Şimdi de onu yalnız bırakamam!"

Hepimiz Midoriya'nın hedef olacağını biliyorduk. Bu da tüm kahramanların onu korumaya çalışması demekti ve Shigaraki'ye karşı bu oldukça zordu.

Midoriya, hemen biz ilerlerken Endeavour'la özel hatta bağlandı. "Özel hatta bağlandığım için üzgünüm. Shigaraki benim peşimde olabilir. Onu insanların olduğu bir yere çekebilirim. Lütfen hatta kalın!"

Midoriya Endeavour'la konuşurken Bakugou ve ben de peşinden gidiyorduk. Shigaraki'nin canavara dönüştüğünü ve bize doğru geldiğini söylemişti.

Midoriya bir anda bize döndü. "Louisa? Kacchan? Beni neden takip ediyorsunuz?!"

"Kafanı uçururum senin!"
"Şimdi sorgulanacak şey mi bu?!"

"Bu şartlarda açıklama ihtiyacı duymadan seni anlayabilecek tek kişi benim!"

"Bir de ben!"

Bakugou bana öldürücü bir bakış attıktan sonra yolumuza devam ettik. (Çn: sanki seyahate gidiyorlar.)

Shigaraki'yle göz göze geldiğimiz anda Gran Torino üçümüzü de hızla yakalayıp uzaklaştırmaya başlamıştı. Yolda da bizim saniyeler içinde toz olabileceğimizi, yaptığımızın ne kadar aptalca olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

"Telsizde One for all'u duyduğum anda içimde kötü bir his oluştu. Siz üçünüz bunu tek başınıza mı planladınız? Shigaraki'nin çürütmesi dokunduğu her şeyi siliyor, tek bir kırıntıya dokunarak ölebilirdiniz! Üçünüzün yalnız başa çıkabileceği birisi değil o!"

Gran Torino bizi azarlayarak ve bu toplanan kahramanların boşa olmadığını dile getirerek bıraktı. Ayrıca Shigaraki'nin, All For One'ı da alabilmiş olabileceğinden bahsetti. O sırada da Aizawa-Sensei, yani Eraser Head de Shigaraki'nin özgünlüğünü silmişti. Gran Torino tam dönüp gidecekken birden nomular ortaya çıktı.

Bir dakika, madem her şeyi yok etti, bunlar nasıl hâlâ yaşıyor?! Herkes şok içinde nomulara bakıyordu, shigaraki yetmiyor gibiydi.

Shigaraki'nin Endeavour'dan kurtulup Aizawa-Sensei'ye yöneldiğini fark ettik, Gran Torino hızlıca gitti ama şunun farkındaydık ki yetişemeyecekti. Midoriya önde olmak üzere üçümüz de oraya olabildiğince hızlı gittik. Midoriya bizim de yardım etmemiz gerektiğini söyledi ve her şey başladı. Diğer kahramanlar nomularla uğraşırken biz de Shigaraki ile büyük bir savaş içindeydik.

Üst üste bir ton darbeye rağmen Shigaraki hâlâ hareket edebiliyordu, Gran Torino'yu da yere serdikten sonra daha hızlı hareket etmeye başlamıştı. Ryukyu onu durdurmasına rağmen elini bile delip geçiyordu, Midoriya kamçılarıyla sarmış, Endeavour'un hamlesini beklerken Ryukyu'nun sesi yankılandı.

"Özgünlük silme aleti var!"

Tam olarak Aizawa-Sensei'ye tutmuştu. Midoriya onu durdurmaya çalışsa da başarılı olamıyordu. O an ne düşündüysem yaptım, savaş esnasında oluşturduğum kalkanlarla olabildiğince hızlı bir şekilde önüne geçtim, kalkanı neredeyse delecekti ama ucunda takılı kaldı, belki benim özgünlüğümü silebilirdi ama Aizawa-Sensei'ninkini değil. (Bir teşekkür alırım artık, Aizawacığımızın bacağını koparttırmadık.)

Tabii önüne geçtiğim için Aizawa-Sensei'nin görüş açısından çıkmış olduğu için Shigaraki'nin güçleri yerine geldi, beni suratımı parçalarcasına tutup kenara fırlatmıştı. Kaç salise içinde olduğunu ben bile anlayamadım. O dakikadan sonra da ne olduğunu hatırlamıyorum, muhtemelen bilincimi kaybettim. Lanet olsun ki bilincimi kaybedecek en yanlış yer ve zamandı. Lanet olsun. Lanet olsun!

Öncelikle tüm kötülerin amk
Yemin ederim şu yazdığım bölümde izlediğim her bölüm için ağladım. Hepsi o kodumun Shigarakisi, All for oneı, o soktumun doktoru ve diğer tüm kötüler yüzünden. MIDNIGHT ÖLDÜ LAN OROSPU ÇOCUKLARI
Çok sinirliyim, bana kimse hiçbir kötü karakteri savunmasın, birisini bile. Ne karizması ne yakışıklılığı ne güzelliği hiçbiri sikimde değil. Hepsinden tek tek nefret ediyorum, geçmişte yaşadıkları hiçbir şey yaptıklarını haklı çıkarmıyor. Neden olmayan karakterlere bu kadar kinlendim bilmiyorum ama hepsinden nefret ediyorum ve tiksiniyorum. Bokunuzda boğulun inş.

Uzun uzun kötü karakter nefreti paragrafımdan sonra da okuyucularıma sevgilerimi iletiyorum çok çok seviyorum sizi, diğer kitabıma da buyur ediyorum eğer sevdiğiniz bir tarzda ise. Çok çok öptümm 😽

Çok küfürlü konuştuysam kusura bakın abi bu sefer, çok sinirlendim çünkü :( ağlattılar beni

Sarah. {Oc x Tokoyami}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin