3.4

6 2 3
                                    

Herkes Midoriya'yı durdurmaya çalışmaya başlamıştı. Tabii ki hiçbirimizin gücü onunkine denk değildi, kolay bir şekilde geçebiliyordu. Bu bizim pes etmemiz için yeterli değildi henüz.

Mineta'dan da kaçtığında arkamda Yao-momo'dan aldığım jet motoru ile uçtum, uçma konusuna alışkın olduğum için o kadar da zor olmuyordu ama biraz yalpalıyordum. Kolumda kalkan oluşturup jet motorunu kapattım ve direkt olarak düştüğüm yer Midoriya'nın sırtıydı. Kalkanla sırtına vurup biraz olsun yavaşlatmış ve sıkıca tutmuştum. Jet motorunu da sırtımdan aşağı atmıştım. Kanatlarım henüz hâlâ tam olarak çıkmadığı için uçamıyordum.

"Midoriya! Henüz sana diyeceklerimi dinlemedin!" O beni üstünden atmaya çalışsa da daha sıkı tutuyordum. Boynuna sarılmış bir vaziyetteydim ve zaten beni burdan düşürse yere yapışıp ölme ihtimalimi o da bildiğinden indiremiyordu. "Seninle tamamen bir tesadüf ile tanıştım, sırrını öğrendim. O gün tek arkadaşım olan Rachelle'ın yanına gidecekken kaybolmuştum. Sonra ne oldu biliyor musun? Kimse ile takılamazken seninle zaman geçirmeye başladım. Hayalimdeki liseye seninle ve All Might'la hazırlandım! Her gün birlikte sahile gidip çalıştık biz! Daha birlikte birçok anımız oldu, hayallerime giden yolda hep destek çıktın! Şimdi seni öylece bırakıp gitmene izin veremem!" Daha da sıkı tutmuştum ama en sonunda kamçısıyla beni tutup bir binanın üstüne bırakmıştı. "MIDORIYA!"

Herkes büyük bir çaba içinde Midoriya'yı yakalamaya çalışıyordu. En sonunda Iida'nın aşağı indirmesi ve Kirishima'nın tutması ile yanımıza gelmişlerdi. Hâlâ gelmemekte direniyordu.

Bu sefer öne Bakugou çıktı ve derin bir konuşma yaptı. Kendisini aslında her zaman Midoriya'dan geri planda gördüğünü ve bu yüzden ondan uzak durması için bu şekilde davrandığından bahsetti. Özür diledi ve yorgun düştüğünü, bizimle gelmesi gerektiğini söyledi. Midoriya en sonunda Bakugou'nun kollarına bayılmıştı. Onu tabii ki de UA'ye götürdük.

Kapının önüne geldiğimizde uyanmıştı. Fakat bir sorunumuz vardı. Içeriden bağırışma sesleri geliyordu, bir kargaşa vardı. Içeri girdiğimizde nedenini anlatmıştık, kimse burada Midoriya'yı istemiyordu.

Kalabalık ne Mic'ı ne Best Jeanist'ı dinliyordu. Midoriya'ya baktığımda fiziksel de ruhsal da ne kadar kötü olduğunu görebiliyordum. Geri döndüğümde Uraraka'nın binanın tepesine çıkmış megafonla konuşmaya başladığını gördüm. Kalabalığın her dediğine bir yanıt veriyor, Midoriya'nın özel gücü olduğunu ama onun da henüz bir liseli olduğunu ve dinlenmesi gerektiğini söylüyordu. Kalabalıktan birkaç kişinin de desteğiyle herkesi ikna edebilmiştik. Kota ve Midoriya'nın kurtardığı bir kadın ona sarılmıştı. Gözlerim dolmuş bir şekilde izliyordum. Yağmurla hepimizin göz yaşları birbirine karışmıştı.

Midoriya ile yurda geçtiğimizde erkekler onu duşa götürmüştü. Uraraka da bunları yaptıktan sonra yorgun düşüp yatmaya gitmişti.

Banyodan geri döndüklerinde Fumikage'nin omzuna yatmış konuşulanları dinliyordum. Bir süre sonra saçlarını kurulayarak yanımıza Shoto gelmişti. "Midoriya'nın uykusu vardır. Bırakın uyusun." Dedikten sonra Midoriya'nın yanına oturmuştu. "Iyi misin?"

"Iyiyim ama hâlâ uyuyamıyorum."

"Neden?"

"All Might'a çok kötü bir şey yaptım, onu geride bıraktım. Ondan özür dilemeliyim ama ulaşamıyorum."

Shoto ve Midoriya konuşurken cama dönmüştüm ki cama yapışmış bir All Might görünce irkilip sevgilimin omzunda kalkmıştım. "Ay o All Might değil mi?!" Herkes cama döndüğünde ilk bir korkmuştu. Sonrasında onu içeriye aldık.

All Might, Midoriya'dan özür dilediğinde Mina sinirlenmişti. "Asıl bizden özür dilemelisin All Might! Bir şey demeden gidemezsin."

All Might son savaşın yakın olduğunu söyleyip bizden özür diledi. Her zaman da yanımızda olacağından emin olmamızı istedi. Sonrasında da hemen çıktı. O çıktığında Fumikage, Midoriya'ya dediği gibi Hawks'ın ona cevap vermesini istediğini söyledi. Fazlasıyla morali bozuk ve sinirli görünüyordu. Onunla biraz sonra konuşmaya karar verdim, en azından odasına geçtiğimizde daha rahat konuşurduk.

Içeri geçtiğimizde Mina yanımıza geldi hemen. Ben Fumikage'nin elinden tutuyordum. "Moralin mi bozuk? Sinirli gibisin." Benden önce sormak istediğim soruyu sormuştu.

"Hayır, sadece Hawks için endişe ediyorum." Demek bu yüzdendi. Tahmin edilebilir bir şeydi. Haklıydı da, sonuçta Hawks akıl hocası ve staj yaptığı kişiydi.

Diğer kahramanların neden sığınaklara gelmeyeceğini konuşurken en sonunda Midoriya'nın uyuya kaldığını görmüştük. En sonunda rahatlayabilmişti.

Jiro'nun herkesi gülümsetmek için elimizden geleni yapmamızla ilgili dedikleri hepimizi derinden etkilemişti. Festivalde yapabildiysek şimdi de yapmalıydık.

Odaya döndüğümüzde pijamalarımı giyip Fumikage'nin kapısını çaldım. Hemen açtı.

"Sarah?"

Gülümsedim. "Uzun zamandır birlikte kalmıyoruz, bu gece yanında yatabilir miyim?"

Gülümsedi ve elimden tutup içeri aldı. Hemen yatağa yatıp yana kaydım ve yanıma yattı. Bir süre sadece birbirimize baktık. Aklımda her ne kadar gün boyu negatif düşüncelere yer vermemeye çalışsam da şu an hepsi beynime dolmuştu. Bu onunla son gecem dahi olabilirdi, bilmiyorum. Son gecelerim miydi? Umarım son değildir. Ben bunları düşünürken gözlerimin dolduğunu hemen fark edip alnımdan öptü. "Sarah... Şu an ne düşündüğünü biliyorum ama söz veriyorum iyi olacağız. Her zaman yanında olacağım. Gerekirse yan yana savaşıp birbirmizi koruruz ama seni bırakmayı asla düşünmüyorum."

Ne kadar ağlarsam ağlayayım yine gülümsememi sağlayabiliyordu. "Ben de söz veriyorum Fumi-kun. Seni seviyorum..."

"Ben de seni seviyorum Sarah." Bana sıkıca sarıldı ve ikimizde birbirimizi göreceğimiz rüya alemine daldık.

Sabah uyandığımızda Midoriya hâlâ koltukta uyuyordu ki Uraraka oradayken uyanıp birden kamçılarını çıkardı. Muhtemelen kötü bir rüya görmüştü. Etraftakiler onu sakinleştirdikten sonra tekrar normale döndü.

Hepimiz burada ve güvendeydik, şimdilik.

Bölüme normalde devam edecektim ancak sezon burda bitiyor. Sonraki bölümde 7. Sezondan devam edeceğiz. Hızlıca bu fanfici güncele getirip diğer kitaplara zaman ayırmak istiyorum <3

Sarah. {Oc x Tokoyami}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin