1.2

82 12 15
                                    

Medyadaki Invincible Invisible

Tahliyeyi bitirdikten sonra uçarak tanıdık herhangi birisini aramaya başladım. Telefonuma gelen bildirimle duraksadım, normalde bildirimlerim kapalıydı, sınıf grubu dışında. Sınıf grubuna Midoriya bir konum atmıştı ve herkes bunun ne olduğunu soruyordu. Bir an duraksadım ve hemen konuma doğru uçtum, muhtemelen tehlikedeydi, yoksa Midoriya durduk yere hiçbir şey demeden konum atmazdı.

Geldiğimde Shoto'yu ve ona doğru gelen bıçakları gördüm, son hızımla bir kalkan yaratıp bıçakların ona gelmesini engellemiştim. "Louisa-san?!" Hepsi aynı anda şaşırmıştı.

"Işime engel oluyorsunuz veletler." Karşımdakini görünce bir an titremiştim, kahraman katili vardı ve şuan savaştıkları oydu.

Midoriya üstümüze doğru gelen kahraman katiline saldırmıştı. "Kanından almasına izin verme Louisa-san, özgünlüğü bununla ilgili olmalı."

Bir süre düşündükten sonra felç kalma süresinin kan grubuyla alakalı olduğunu bulmuştuk. "Bunu bilmek pek işimize yaramayacak."

"Normalde ikisini alıp kaçmak isterdim ama çok hızlı, buzdan ve ateşten kaçabiliyor. Açık bırakamayız. Profesyoneller gelene kadar yakın dövüşten sakınalım sadece." Shoto'yu Midoriya ile onayladık.

Midoriya yakın dövüşürken Shoto ile onun güvenliğini sağlamaya çalışıyorduk. Bir süre sonra yakın dövüşe yardım etmeye başlamıştım ki beni de özgünlüğü ile felç bırakmıştı, bundan yararlanarak Shoto'ya doğru ilerlemişti. "Shoto-kun!" Kıpırdamaya çalışıyordum ama olmuyordu.

Tam o anda Iida hareket edebilir hâle gelip Shoto'yu kurtarmıştı. Yine Shoto'yla bir süre savunma yaparken Iida Shoto'ya seslenmişti, o an yine faydalanıp bıçak fırlatacaktı ki kalkanla engel olmuştum ancak ikinci gelen bıçağa hızım yetişmediği için bacağımla Shoto'ya gelmesini engellemiştim.

"Louisa-san!" Hepsi aynı anda seslenmişti, benden daha çok yaralanmış olma ihtimalleri olmasına rağmen hâlâ beni düşünüyorlardı, elimden geleni onlar için yapmam gerekiyordu, hayır, elimden gelenin fazlasını.

"Acele edin!"

Ben bacağımdaki bıçağı çıkarmaya çalışırken onlar planlarını uygulamaya başlamışlardı, Midoriya'nın da süresi dolmuş olacak ki kıpırdayabiliyordu.

Bıçağı çıkarttığım anda Shoto'nun alevlerine destek olmaya başladım. Bir süre sonra Iida ve Midoriya aşağı inmişti, kahraman katili ise Shoto'nun buzları üstünde yatıyordu, bayılmış mıydı?

Midoriya kalktı. "En azından bayılmış olmalı, değil mi?"

Shoto derin bir iç çekti. "Onu zaptedip caddeye çıkalım. Bağlayacak bir şeyler var mı?"

"Ne olur ne olmaz, silahlarını da alalım."

"Iyi fikir."

Ben silahlarını toplarken Shoto bağlıyordu. O sırada yanımızdaki kahraman da hareket edebilir hâle geldiğinde Midoriya'yı sırtına aldı, bacakları yaralıydı ve zor yürüyordu sonuçta.

"Yürüyebilecek misin Louisa-san?" Iida'ya dönüp gülümsedim.

"Sorun olursa kanatlarımı kullanırım Iida-kun."

Tam caddeye çıkacaktık ki Gran Torino ile karşılaştık. "Sen neden burdasın?! Ben sana trende oturmanı söylemedim mi?!" Midoriya'ya sinirlenmişti.

Birkaç saniye sonra büyükannemle birkaç kahraman daha geldi. Büyükannem yanıma gelip yaralarıma baktı. "Iyi misin Sarah?"

"Evet büy- yani Invincible Invisible." Biraz ensemi kaşıyıp güldüm.

Sarah. {Oc x Tokoyami}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin