Tanıtım 5~~

992 124 37
                                    

Kesit 1

(...) Hep eski filmlerde izlemişizdir: Kız yüz vermez ama oğlan elde etmek için ailesini bile umursamaz. Şimdi neden tersine şahit olmak zorundayım? Neden öpmek için uzanınca kafasını çeviriyor? Neden sürekli başka kızlarda buluyor kendini? Neden yokmuşuz gibi davranıyor? Neden unutmaya çalışıyor? Neden her şeyi halının altına iteliyor? Ben neden onu durduramıyorum? Güçsüz kaldığını hissedince noona diyor. Ya erkek olduğunun farkına varınca? "SaeJin-ah... İkimiz için çabalıyorum. Her şey iyiliğimiz için." Hah! Ayrı olmamız ona göre bizim iyiliğimiz için. Cidden kapımda milyonlarca adam olmasa da benim için deliren birisi var ve her an nişanlanabilirim. (...)

Kesit 2

(...) Jungsoo(Leeteuk) tam bir salak! Üyelerle uzun zaman sonra ilk defa dolaşmak için buluşmuştuk. Çift bisikletlerindeydik ve benim arkama birinin binmesi gerekti. Onu sevdiğimi bilmesine rağmen Jungsoo buna fırsat tanımadan arkama biniverdi! İnmesi için fısıldasam da "Sungmin'in arkasına binmem. Hiç iyi sürmüyor!!" diye bağırdı. Bana bağırdı! Menajerine bağırdı! Anlayışlı olması gerekmiyor mu? Sevdiğim kişinin adını onunla paylaşmışım, hatta şu an o kişiyle bisiklete binebilirim ama Angel(!) Lido gelip olayı batırıyor! Belki kaybolup o sırada aşkımı ona itiraf edecektim?! Bir Türk atasözü der ki bir çuval inciri berbat ettin.

Kesit 3

(...)

"Ne..?"
Bitkince çıkan sesimi herkes tuhaf karşılamıştı. Teuki hariç...

"SaeJin şok geçiriyor." diye işi şakaya vurmaya çalışsa da kendimde değildim.

"Sevgili... Yasak." dedim boğazım gıcıklanırken.

"Yah noona, artık kaç yaşına geldik. Evlenmek istemiyoruz ki!"

Sesin sahibine sertçe döndüm:

"Ryeowook, bir saniye!"

Yıkılışımı üyelere çaktırmamaya çalışarak sandalyelerden birine oturdum. Aklımda onca düşünce vardı. Her kız olurdu ama o... Doğru... O kız şirketin en seksisi değil mi? Soju... Soju'ya ihtiyacım var!

"SaeJin-ah... Birine mi aşıksın?"

İçimden mırıldandım "HyukJae... Bittin sen!"

Kesit 4

Mutfaktaki bulaşıkları makineye koyup yorgun argın telefonu elime aldım. Metin mesajlarıyla, gelen kutum taşmak üzereydi. Birkaçını okudum. Hepsi randevuları teyit ettirmek için atılmış mesajlardı. Bu sırada yeni bir mesajla telefonun bildirim sesi gecenin ikisinde odayı doldurdu. Telaşla kafamı çevirip uyandı mı diye baktım. Uyanmamıştı. Zaten bugün çok yorulmuştu. Çok derin bir uykuda olmalıydı. Ellerimle dağılmış saçlarını okşadım. Sprey hala hissediliyordu. O kadar yorgundu ki duş almadan yatmıştı. Son olarak elimle alnındaki ve ensesindeki küçük ter damlacıklarını sildim. O sırada gözlerini araladı:
"SaeJin-ah,sarıl da uyuyalım."
Gülümsedim:
"İşlerim bitmedi. Sen uykunu iyi al,tamam mı?" deyip alnından öptüm. Onun da gülümsediğini görünce elimi dudaklarına götürmeye yeltendim ama son anda karar değiştirip alnına dökülmüş saçlarını geriye doğru itmeye başladım. Az önce sildiğim terlerin yerini kısa sürede yenileri almıştı. Hasta mı olacaktı acaba? Daha fazla uykusu kaçmasın diye yataktan kalkarken kaşlarım endişeyle çatılmıştı. Sonra onu rüyalarıyla baş başa bırakıp bilgisayarımı da aldım ve salona gittim. Yarınki programın son detaylarını halletmem gerekiyordu.
Çok yorgundum ama yine de kapanmaya uğraşan göz kapaklarıma karşı direniyordum. Birkaç saat sonra işimi bitirmiş, rahatsız sandalyemde geriniyordum. Elimle uzanıp sekmeyi kapatınca karşıma masaüstü fotoğrafı çıktı. On menajer yemekteyiz ve baş köşede ben varım. O an düşündüm: Baş köşeye beni yakıştıran özelliğim neydi? (...)

Hi!
Bu son tanıtımdı.
En çok hangi kesiti beğendiniz? Ayrıca, noktalamadan haberdarsanız kitabın hangi kesitle başladığını çok kolay anlarsınız.  Lütfen "Hiçbir şey anlamadım./ Ne oluyor?" diyerek beni korkutmayın. Kitabı okumayacağınızı düşünerek endişeleniyorum. Hepimizin hakkında hayırlısı olsun. Oylarınızı bekliyorum ♡

Ben Kralların Menajeriyim (B.K.M.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin