Ödül konuşması sırasında heyecandan hayranların çığlıklarını duyamamıştım bile ama kulise geçtiğimizde herkes ağlarken iki lafın arasına "Ne kadar da çoklardı!" diye sıkıştırıyordu. Ben de Sungmin'e yaslanmış göz yaşlarımla onun omzunu ıslatıyordum. O da benim kafamı ıslatıyordu gerçi.
Bu sırada Leeteuk gözündeki yaşı silerek ayağa kalktı. Yine bu iş için sağ kolunu kullanıyordu. Dövecekmiş gibi yanına gidip sıkıca sarıldı. Kyuhyun'a... O an içim öyle dolmuştu ve hislerim o kadar ağır gelmeye başlamıştı ki ağlamaya Sungmin'e sarılarak devam ettim. Bu anları görsem belki daha kötü olacaktı ruhum ama Leeteuk'ın sözünü duyunca kafamı tekrar kaldırdım. Üyelerin hepsi sus pus olmuştu. Bize eşlik eden tek şey arada ağzımızdan kaçırdığımız hıçkırıklarımızdı. Gözümüzün yaşını bile silmiyorduk."Kyuhyun-ah, sen de çok çalıştın."
"Evet,hyung."
İkisinin de ellerine dikkat ettim. Birbirlerinin sırtını öyle bir kavramışlardı ki! Birbirlerine öyle bir sarılmışlardı ki..! Dayanamayıp haykırarak ağlamaya başladım. Sungmin başımı tekrar omzuna alıp saklamaya çalışsa da engel oldum. Ben ağlamaktan utanmazdım.
"Sizi seviyorum!" dedim son sesimle. Heechul'un bile gözleri dolmuştu.
"Ve özür dilerim! Sizi ilk başta hiç sevmiyordum!"
Daha fazla konuşamadım ve ağlamaya devam ettim. Üyelerden daha fazla ağladığım kesindi.
"Kibum-ah! Kızgın mısın?" diyebildim en son.
"Noona, senin bir suçun yok. Zaten o kız... Neyse sonra konuşalım."
Bu sırada kapı tıklatıldı ve içeri Lee Soo Man girdi. Leeteuk ve ben yanyana geçip doksan derece eğildik. Cidden bu halde görmesi pek iyi değildi. Zavallı bir haldeydim. Saçım başım birbirine girmişti ve ağlamaktan kızarmıştım. Hep kızarırdı yanaklarım. O yüzden bunu tahmin etmek zor değildi benim için.
İkimizin de kafasını okşadıktan sonra kalkmamız için hafifçe ittirdi."Bravo." dedi.
"İyi işti. Size hep söylediğim söz neydi hatırlayan var mı?"
Hangeng cevap verdi:
"Çok çalışırsanız çok sevinirsiniz."
"Çok sevindiniz mi bari?" dedi gülerek.
"Sağolun başkanım,sayenizde." dedim.
"Alçakgönüllülük yapmayın. Neler başardığınızın farkında olarak ilerlemezseniz hepinizi şirketten atarım." dedi. Şaka yaptığını ses tonundan anlayabilirdik. Başmenajer olduğumdan beri iyi anlaştığım bu adamı seviyordum. O gittikten sonra çocuklara:
"İsterseniz bir pasta keselim mi?"
***************"Harika! Uzun zamandır böyle güzel bir pasta yememiştim!" dedi Eunhyuk.
Leeteuk "En son Kyuhyun'un güzel ramenini yemiştik." derken kolunu Kyuhyun'a doladı. Aralarının iyileştiğini görmek beni çok mutlu ediyordu ama her hüznün sonu olduğu gibi mutluluğun da bir sonu olduğu gerçeğini kabul etmek zorundaydık. İçeri ananın anası menajer giriverdi birden. Bu tarz menajerleri üyeler tanımaz bile ve genelde şirketin yardımcı müdürlerinden biri olurlardı. Kırk yılın başı ciddi toplantılarda üyeleri görürlerdi. Benim üstüm olan tek kişiydi.
"Ne oluyor burada?"
"Sunbaenim!"
Şaşkınlıkla üstümü çırpıp ayağa kalktım.
"Size pasta kesme iznini kim verdi?"
"Çocuklar ödül aldığı için-"
"Çocuklar ödül aldığı için şirkette toplantı var! Siz nerdesiniz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kralların Menajeriyim (B.K.M.)
FanfictionºNormal bir kitap mı? ºFangirl hayalleri mi? ºHayır, sadece 슈퍼주니어(Super Junior)'ın "biyografisi". ºGerçek olaylardan yola çıkılarak yazılmaktadır. ºSadece E.L.F. ve okusaydı Super Junior'ın anlayabileceği,hissedebileceği bir kitap. ºProg...