20. BÖLÜM~"Hayat kolaydır. Zorluğu ise yalnızca bir bahane."

1K 78 215
                                    

NOLUR YORUM YAPIN HIAĞ

19 Nisan 2011

"Noona, biraz daha et ister misin?"

"De?/Efendim?"

Dalmışım... ChanWook'un sesiyle ettiğim kabalığa son verme imkanım olmuştu.

Kafamı belli belirsiz silkeledim.

"Et diyorum, yer misin?"

HaRi duygusuz ama dikkatli gözlerle, KwangWook da bıçak üstünde bize bakıyordu. ChanWook'un sevgisini kazanamadığımı biliyordum; ama KwangWook yürütmek istememişti bu işi. Sanki ben çok meraklıydım da...

"Hayır; ama buralarda eczane var mıdır?" dedim umursamadan.

"Niyeymiş?"

KwangWook'a döndüm:

"Seninle dolaşıp bulalım mı?"

"Niye demiştim?"

İç geçirdim.

"Midem bulanıyor."

İmalı sesimin anlamı "Artık soru sormasana"ydı; ama HaRi çoktan kıkırdamıştı bile.

"Hayır ya..." dedim ayağa kalkarken.

"Çok fesatsınız."

ChanWook önce kıkırdadığı için HaRi'ye baktı. Sonra:

"Çabuk gelin." dedi soğuk soğuk.

Bir şey diyeyim mi ChanWook, abin o gün "Seni istemiyorum." dediğinden beri suçlu hissetmiyorum.

KwangWook ile bugün aslında son kez çift olarak takılıyorduk. Çünkü ChanWook'a ayrılmak istediğimizi söyleyecektim, söyleyecektik.

Dışarı çıktığımızda nisan ayının ara ara üşüten esintisi hırkamın içine dolunca titredim. KwangWook'un bana bakmadığını düşündüğüm için dişlerimi birbirine vurdum.

"Eczanede ne işin var?" dedi bu sırada.

"Şey,başım ağrıyor."

Konuyu değiştirmek için başka bir soru sordum:

"Bugün takım giymemişsin. Niye?"

"Ben her zaman takım giymiyorum. İşe giderken ya da ciddiye aldığım biriyle görüşeceksem giyerim."

"Yani beni artık ciddiye almıyorsun."

"SaeJin istediğin ne? Doyumsuz falan mısın?"

Adamlarını kesmişti. Ben de karşısına geçtim ve:

"Doyumsuz mu? Sadece nefret edilen kişi olmak istemiyorum."

Anlamlandıramadığım bir şekilde baktı:

"Senden nefret etmiyorum. Çok yanlış anlamışsın. Seni seviyorum ama zorba değilim. Benimle ol diye seni zorlayamam. Olay bundan ibaret olsa da ben de erkeğim; seni kıskanıyorum. Hele yemekte yakama yapışıp bağırman..."

Kyuhyun'a evleneceğimi söyledikten sonraki buluşmamızı hatırlarsınız. KwangWook ilk defa o gün kafamı karıştırmıştı. Yemekte benim kolumdan tutup "Seni bırakıyorum." laflarını ettikçe kan beynime sıçramıştı. Belki olayı tamamen anlatmak daha mantıklı olur.

Flashback:

"Beni duymadın mı?" dedi gözlerini sinirle üzerime dikerek ve devam etti:

"Seni şimdi istemiyorum. Seni hep istiyorum; ama şimdi değil."

Korkutuğum her an olduğu gibi o an da başıma tüm gün geçmeyen tanıdık ağrı girmişti. Yine de içimde hızla alevlenen öfkeyi hissetmeme engel değildi. Kolumu hırsla çektiğim gibi masadaki şu ağır yemek bıçaklarından birini elime geçirdim. Herkes bize baksa da bıçak müdahale etmelerine engel oluyordu.

Ben Kralların Menajeriyim (B.K.M.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin