16.BÖLÜM~약속 (Söz)

979 84 433
                                    

Açık cam, perdeyi ahenkle dans ettiriyordu. Haziran'ın kararsız havası içeriye dolarken saat çoktan gece biri göstermişti. Yarın tatil olduğu için umursamadan konuşmaya devam ediyorduk.

"Ah..." diye iç geçirdi MiHi.

"Görünen o ki... Kyuhyun tam bir gerizekalı. Ya bırak şu aptalı!"

"MiHi-ya!"

   Yan yana olan yataklarımızda sohbet ediyorduk. Konu belli: Kyuhyun neden öptü?
   Olayın üzerinden aylar geçmişti. Super Junior yurduna girmeyeli çok olmuştu. Programlar için durmak bilmeyen telefon görüşmelerim biteli de epey vakit geçmişti. Özlesem bile oraya dönecek gücüm yoktu. O binaya ayak basabileceğimi hiç sanmıyordum. Fakat içimde kocaman bir boşluk vardı. Bonamana sokaklarda her çaldığında insanlara onların eski menajeri olduğumu haykırmak istiyordum; ama Kangin'in benim yüzümden askere zorlanmış olduğu aklıma gelince başımı eğip hızlı adımlarla uzaklaşıyordum sokaktan.

"Ne var,ne?! Her gün acı çekmek, rüyanda bile onu görmek zorunda mısın? Biliyorum imkansız oluşu daha da kötüleştiriyor. O yüzden kontrol edemiyorsun. Yine de olmamalı. Yaşı geçtim; gerçekten kim olursa olsun sana bu şekilde davranıyorsa bırakmalısın. Bırak artık."

MiHi'nin gerçekten benim için üzüldüğünü görebiliyordum. Nasıl üzülmesindi ki? Ama onun da dediği gibi "yine de" bazen olmuyordu. Belki öpmeseydi, olurdu; ama şu an olmuyordu işte.

"Benim iyiliğimi istediğini biliyorum ama ben gerçekten vaz geçemem. Sanki bana dinlenip geri gelmemi söyler gibiydi. Sanki hayatımdan çıkma dedi..."

MiHi gözlerini devirirken mırıldandım:

"Tamamen gitme."

"Aish! KwangWook var. O da iyi bir adam. Neden şans vermiyorsun ki! Hem geçen gün pastanede buluştuğunuzda onu gördüğüm an... Ah... Seni seçmiş zengin ve yakışıklı bu adama boyun kıvırmak delilik!"

"Burun kıvırmak o..." dedim gerçekten küçümseyerek.

"Ben boyun kıvırmak diyorum çünkü bu tapılası adamı reddedince boyunu kıvırıp intihar etmek lazım geliyor!"

Sinirle sesimi yükselttim:

"MiHi, onu Kyuhyun'u unutmak için kullanayım mı? Sevmiyorum diyorum; daha ne söyleyebilirim sana?!"

"Arosso arosso!/Anladık anladık!"

Kısa süreli sessizliğin ardından konuyu hızla değiştirdi. Aslında onu kıskanıyordum. Benim sevdiğim adamın en yakınlarından biriyle sevgili olmuş olması kimi zaman canımı yakıyordu. Benim ne eksiğim vardı?

"YoungWoon..." dedi sırıtarak.

"뭐?/Ne olmuş?"

"Yarın onu ziyarete gideceğim. Ona iyi geldiğimi biliyorum. Biliyor musun, o bana ihtiyaç duyuyor."

"Karşımda böylesine mutlu olman haram değil mi sence de?" diye takıldım.

"Hacimallagu.../Böyle deme..."

Sızlanışına çok takılmadım ve devam ettim:

"Kangin'in en kötü zamanında onunla tanıştın. Araba kazasından sonra yanında değildim. Şirket özür mahiyetinde askere gönderdi ve gerçekten onu biraz olsun tanıyorsam yıkılmıştır."

Bir sır verir gibi fısıldadım:

"Güçlü görünür; ama çok hassastır."

MiHi ise sevgilisi hakkında öğrendiği şeyle gözlerini açıp kafa salladı.

Ben Kralların Menajeriyim (B.K.M.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin