3. BÖLÜM~İntihar vs Blöf

1K 114 136
                                    

"Yah,noona; yeni menajeri istemediğimizin onlar da farkında ama bizi resmen takmıyorlar!"

"HyukJae-ah, sadece yapın! Umurumda değil." dedim sabırsızlıkla. Kangin araya girdi:

"SaeJin-ssi risk almaktan korkmuyoruz. Sadece işe yarar bir hali yok. Hatta gülünç."

"Sensin gülünç!"

Hırsla sandalyemde neredeyse onuncu kez tepindim. Geri gelmem için çatıya çıkıp intihar edeceklerini söylemelerinin neresi gülünçtü?

"Nabbın./Aptal."

Bu söylenişin sahibi elbette Heechul'du.

"Oh,Heenim..."

Yüksek saygı eki "-nim"i bastırarak söylemiştim.

"Oh,Heenim; sizin bir fikriniz var mı efendim?"

Halbuki dalga geçiyordum. Ah...

Gözleri ışıldadı. Elini çenesine koyarken:

"Heenim..."

Birden yerinden fırladı ve boynuma sarıldı. Ben onu trip eşliğinde ittirmeye çalışırken:

"SaeJin-ah! Harika fikir! Bundan sonra bana Heenim deyin!"

"Al işte..!"

Kangin Heechul'a somurtarak bakıp söylenmeye başlamıştı.

Heechul "Beğenemedi totom." diyerek yerine geçerken Kangin'le göz iletişimine girişmiştik. Bunu sık yapıyorduk:

"Nefret ediyorum şu çocuğun egosundan."

"Şimdi -nim de nerden çıktı!"

"I want to cry."

Bir süre Heechul'u -gereksizce- taktıktan sonra sandalyemden kalktım:

"Şimdi BoA'nın yanına gidiyorum. Eğer bir saat içinde çatıya çıkmazsanız bir daha gruba dönmem."

Saçımı savurup odadan çıkarken o zamana kadar sessiz kalmış olan Sungmin'in yakaraşını duysam da umursamadım:

"Yah,noona..."

Aslında yapacaklarından emin olduğum için yüzümde bir pis gülüş yer edinmişti. Kapıyı kapatıp dışarı çıktım. Super Junior05'in giyinme odası şirketin en kuytu köşesinde olduğu için ancak nefes nefese menajer odasına varabilmiştim. Kahverengi deri koltuklarla dekore edilmiş sade (İçeride yalnızca kanepeler vardı.) odada hiçbir çalışan yoktu. Bir yere uzanıp saatime baktım: öğleden önce on bir. On ikide çatıya çıktılar,çıktılar... Yoksa valla biterdi ilişkimiz. Kaderime razı olur... Ah, düşüncesi bile mantıksızdı! Asla kaderime razı olmazdım. O çocuklar, tekrar bana verilecekti; işte o kadar!

**Bir Saat Sonra**

Uyuklamama beş dakika kala koşuşturma sesleriyle irkildim. Hızla kalkıp kapıyı açtım ve başımı uzatıp insanlara baktım. Sanki şirketin tüm çalışanları şu an koridordaymış gibi hissetmiştim. Birkaçının konuşmalarına odaklanınca olanları anlamam uzun sürmemişti. Yüzümde pis bir gülüş yer edindi:

"Stajyerler intihar ediyormuş!"

"Şirketin imajını hiç mi düşünmüyorlar!"

Kapıyı kapatıp birkaç kez yerimde zıpladım. Ardından diğer telaşlı insanların arasına ağzım kulaklarımda bir şekilde girdim ve korkudan ağlayan bir başka çalışanın yanında gülerek koşmaya başladım. Tabii bu sırada kızın sözlerini de dinliyordum.

Ben Kralların Menajeriyim (B.K.M.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin