19.BÖLÜM~Sorry Sorry Geleceği Görür

942 83 168
                                    

Uzun aradan sonra güzel bir comeback yapalım. Oy ve özellikle yorumlarınızı bekliyorum. Lütfen :'(

Camlar milyon parçaya ayrılırken yerimde zıpladım. Ses çıkarmamak için elimle ağzımı kapatmıştım ama Kyuhyun'un her hıçkırığında inliyordum. Yine de kendimi tutmaya çalıştım.

"SaeJin-ah... Bana bunu yapamazsın! Gidemezsin..."

Bir yükselip bir düşen sesi kalbimi kırıyordu. Ne yapacağımı bilemez halde başımı önüme eğdim ve ağladığım için akan burnumu çektim. Evet,bunu yaptım.

"Kim var orada?!"

Nefesimi tuttum.

"Kimsin?!"

Azarlayan sesi beni biraz ürkütmüştü.

"Ben Taeyeon."

Niye Taeyeon?!

"Oh..."

Kyuhyun bozuntuya vermedi:

"Heechul Hyung'u çağırayım; bekle."

Ağladığımı anlayıp Heechul'u çağırması kibarca ama Taeyeon deyince akıllara Heechul mu geliyor?! Pekala.
Kyuhyun sanki az önceki aynayı kendi kırmamış gibi soğukkanlılıkla dışarı çıktı. O sırada bir oturup bir kalkıyordum. Kısa süre sonra Heechul'un telaşlı sesi duyuldu. Kartlaşmış sesimi değiştirme gereği duymadan:

"Burdayım."

O ise yine de Taeyeon'a benzetememiş olacak ki bir süre duraksadı. Ardından:

"Burada ne oldu ya?!"

Camları kast ediyordu. Kapının kilidini oturduğum yerden uzanıp açtım. O da Kyuhyun'a "Ben hallederim sen git." diyerek kapı koluna dokundu. Kol inerken nefes almıyordum. Sonunda içeri girip beni gördüğünde kapıdan görünmemek için sola kıvrılmış haldeydim.

"Sen?"

Ses çıkarmadan konuştum:

"İçeri gel."

***************

"SaeJin-ah, cidden ne halt yemeye tuvalette ağlıyorsun?!"

"Kadınlar tuvalette ağlar!"

Ellerini kahveden ayırdı:

"Orası erkekler tuvaleti!"

"Napayım?"

Biraz sessizlik olunca kafeteryanın en güzel köşesini kapmış olan stajyerleri izlemeye başladım. Kızlar kendi aralarında kahkaha atıyordu. Lise öğrencisi oldukları saçma sapan mutlu hallerinden belli oluyordu. Yüksek sesle yaptıkları aptal kelime oyunları da cabası...

"Kınde SaeJin-ah.../Ama SaeJin... Sorun neydi?"

"Sonunda ilk başta sorman gereken soru geldi. Çaledta./Aferin."

Bana baktı.

Ben de bakarım.

Hala bakıyor.

"Sorun..." dedim pes ederek. Bu nasıl yumuşatılırdı ki?

"Ben evleniyorum."

Ağzındaki kahveyi bardağına akıttı. O kadar şaşırmıştı ki tek kelime edemiyordu.

"Jungsoo biliyor mu?"

"Ani./Hayır. İlk Kyuhyun'a söyledim."

Dudaklarını ısırıp ellerini daldırdığı saçını belli belirsiz çekti.

Ben Kralların Menajeriyim (B.K.M.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin