Prolog

5K 405 326
                                    




12.06.22 18.16 (Yazım tarihi)

Merhaba!

O kadar heyecanlıyım ki, muhtemelen bu satırları yazdıktan uzun bir süre sonra kitabı yayınlayacağım. Nedenini eğer Matruşka'yı okuduysanız anlarsınız... İkisi aynı evrende geçiyor ve Merih, Matruşka'daki yan karakter olsa da ayrı ayrı okunabilir. Sadece bu kitap, spoiler içerir. Eğer Matruşka okumak istiyorsanız, önce onu okumanızı tavsiye ederim.

O zaman, şuraya başladığınız tarihi ve saati alayım.

Bir de... Benimle heyecanımı, daha sizi kitapla buluşturmadan paylaşan Hafsa'ya teşekkür etmek istiyorum. Öyle ki, bu satırları ilk yazdığımda, birbirimize çığlık çığlığa attığımız sesler hala duruyor. Biliyorum ki, bu kitap boyunca en büyük destekçim o ve siz olacaksınız.

Ve tabi ki kapak için, Zehra'ma teşekkür ederim🥺

Umuyorum ki, sizi hayal kırıklığına uğratmam ve birbirimizi anlarız. Hep diyorum yine diyeceğim, eleştiriniz varsa lütfen benimle de paylaşın. Kötü yorum ve eleştiri arasındaki farkı da rica ediyorum anlayın. Ve lütfen yorumlarda başka kitaplardan, karakterlerden bahsetmeyelim.

Bu kurgunun gerçek kurum, kuruluş ve kişiliklerle alakası yoktur, her şey tamamen kurgudur.

Tamam, hadi başlayalım!

Instagram/Twitter: dussmussmelekk





Kırgın Ruhlar Senfonisi


Kırgın ruhlar senfonisi; kimisine ölüm ninnisi, kimisine yaşam emaresi.



Karşımdaki adamın hareketlerini incelemeye aynı zamanda göze batmamaya çalışıyordum. Bakışlarının elimdeki defterde olduğunu biliyorum, onun hakkındaki düşüncelerimi merak ediyor olmalı. Sonuçta hayatını nasıl devam ettireceği, benim onun hakkındaki görüşlerime bağlı.

"Biraz, 9 Haziran 2022'den bahseder misin bana?"

Gözleri hareketliydi. Sürekli etrafı inceleme ihtiyacı duyuyordu. Yüzünde bir ifade yakaladım. Bunu nasıl bildiğimi sorguluyordu. Sormadı ama sorusunu yanıtladım. "Operasyon bilgilerini başka kimseye vermemeniz gerektiğini biliyorum, bu durum istisna. Bana anlatabileceğini biliyorsun."

Üzerindeki askeri üniformayı gururla taşıyordu. Oturduğumuz koltuklar karşılıklıydı. Koltuğu sürekli sağa sola hareket ettiriyordu. Bu beni rahatsız etmedi. Danışanlarımız nasıl rahat ediyorsa, öyle yapabilirlerdi. Hatta koltuğunu tamamen arkasına döndürüp benimle konuşabilirdi, istemiyorsa göz teması kurmazdık.

Ama karşımdaki adam, hem onu incelememden rahatsız duyuyor, belki de anlattıklarını dinlediğimde gözlerime bakmaktan korkuyor, hem de merak ediyordu.

"9 Haziran 2022," dedi vakit kazanmak ister gibi. O günü en ince ayrıntılarına kadar hatırladığını biliyordum ama hatırlamaya çalışıyor gibi bekledi bir süre. Sesimi çıkarmadım, sadece bekledim. "Çok hatırlayamıyorum," diye mırıldandı. Gözlerime baktı. "Hatırladığım tek şey, işkencelere dayanamayıp intihar eden Ufuk."

"Ufuk senin astındı, öyle değil mi? Sen ondan da sorumluydun?" Yarasına basmışım gibi gözleri kısıldı ama tepki vermedi. "Evet," dedi soğukça.

"Peki Emre bana biraz daha ayrıntı verebilir misin? Neredeydiniz, kimler vardı, nasıl bir yerde tutuluyordunuz, orada neler yaşadınız?" Her bir kelimem onu öfkelendiriyor gibiydi. bunları anlatmak istemiyordu ama zorundaydı, o da biliyordu.

KIRGIN RUHLAR SENFONİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin