Merhaba!Lütfen oy ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayınnnn!
⚡️
Kapıdan gelen seslerle gözlerimi araladığımda başımdaki ağrıyla yüzümü buruşturmuştum. Biri ısrarla zile basıyordu. Söylenerek kalktım ve kapıya ilerledim. Ekrandan kameralara baktım, alt kapıyı açtım. Sabah sabah Han'ın aklına düşmüştüm demek ki.
Kapıyı açtığımda merdivenlerden çıkıyordu. O sırada karşı evin kapısı açıldı ve Efe gülümseyerek çıktı. "Günaydın ki ya!" dediğinde, "Of ya," dedim yüzümü buruşturarak.
Han görüş alanımıza girdiğinde üzerinde üniformaları vardı. "Günaydın Murtaza," diyen Han'a Efe bozuntuya vermeden, "Günaydın Hancık," dedi. Han'ın kaşları çatıldı. Efe'nin arkasından gelen Gökçe, "Murtaza mı?" dedi. Han'ı görünce, "Merhaba," dedi.
Efe, "Bu da bizim küçüğümüz," dedi Gökçe'yi kolunun altına alarak. "Annemler hepimizin ismi uyumlu olsun demiş. Muhterem." Han gülümsedi.
"Çok memnun oldum," dedi Gökçe'ye elini uzatırken. "Saçların doğal mı? Abilerine hiç benzemiyorsun da."
Gökçe cevap vermeden Efe atladı. "Kınalı buzağımız o bizim, çek elini." Han bunlar ne garip insanlar der gibi bana baktığında omuz silktim. "Kınalı kuzum benim," diyerek Gökçe'yi sevmeye devam etti Efe. Sonrasında dudaklarından dökülen inlemeden, Gökçe'nin ona vurduğunu anladım. "Tekmeleme kız," dedi komik bir tonda. "Ne tepikliyon?" Komik bir tonda konuşmasıyla gülmekten kendimi alamadım.
Han dudaklarını oynatarak, "Deli bunlar," dedi ve içeri geçti. Merdivenlerden çıkan Merih'in bakışları içeri giren Han'daydı.
"Görüşürüz," deyip kapıyı kapattığımda, "Gel bir şeyler yiyelim kınalı keklik," diyordu Efe. Güldüm. Bu ara neden çok güldüğümü bilmiyordum.
"Bu Murtaza ne iş?" dedi Han, yabancı olmadığı mutfağa girip kahvaltılıkları çıkarırken.
Omuz silktim. "Değişik biri."
"Murtaza nasıl isim amına koyayım ya, bebek lan bu bebek. Murtaza ne?!" Güldüm. Sinirlerim bozulmuştu. "Hadi Muhterem biraz daha anlaşılır. Valla acımamışlar Murtaza'ya, yapıştırmışlar dayı adını. La bu isimle sevgilisi oluyor mu onun?"
"Saçmalama be," dediğimde, "Kızım Şükrü Özyıldız ismim yüzünden terk edilmiştim diyor, bu herif Murtaza yüzünden neler kaybetmiştir kim bilir?" dedi komik bir tonda. Kahkaha attım. Han, kahkahalarıma garip baksa da eşlik etti. Başım ağrıyordu ama sinirlerim bozulmuş gibi gülüyordum.
"Sabah sabah ne yapıyorsun burada?" diye sorduğumda, "Aşk olsun," dedi ve kahvaltılıkları dizdi. "Buradan geçiyordum kahvaltı yapayım dedim."
"Burası kahvaltıcı çünkü?" Omuz silkti.
"Sabah sabah annemi çekemezdim. Yok hala birini bulamamışım yok evde kalmışım yok yaşı geçiyormuş artık torun istiyormuş. Vallahi daraldum da!"
"Daraldun mu?" dedim gülerken. Gülmemi tutamadım çünkü babam gibi beceremiyordu konuşmayı.
"Kızım sen hala sarhoşsun galiba," dedi. "Neye güldün bu kadar?" Babama.
Omuz silktim. "Komik geldin gözüme."
"Kızım annem hakiki Rizeli benim?"
"Kuymağa da mıhlama diyorsunuzdur siz şimdi," dediğimde kendine ekmek arası yaparken, "Sana Rena diyorsak, mıhlamaya mıhlama dememiz çok normal?" demişti. Bakışlarım kısıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRGIN RUHLAR SENFONİSİ
Mystery / Thriller❝Kırgın ruhlar senfonisi; kimisine ölüm ninnisi, kimisine yaşam emaresi.❞ Hayatını travmalarının yönettiğinin bilincinde olan bir kadın, onlardan kaçmayı hiç bırakmaz, onlar da onu kovalamayı. Kaçmayı yaşamak olarak görür çünkü başka türlü yaşamayı...