2. BARUT KOKUSUNA ÖZLEM

2.4K 284 387
                                    


Merhaba!

Lütfen oy ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın. İyi okumalar🥺

Instagram/Twitter: dussmussmelekk

❝Kokular anımsattığında geçmişi, işlediğinde göğsüme; sığınmak isterdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kokular anımsattığında geçmişi, işlediğinde göğsüme; sığınmak isterdim. Unuturdum ki, yıllardır gölgesinde sığınacağım bir beden; huzurla soluklanacağım barut kokulu, güven veren kimsem yoktu.

Bazı şeylerin bedelleri olurdu. Hayatta hiçbir zaman hiçbir şey karşılıksız olmazdı. Bunu biliyordum. Bazı konularda, karşılığını vermek insanı rahatlatsa da, kaçtığım şeylere yakalanmış olmam kesinlikle benim şanssızlığımdı.

Bazı şeylerden kurtulamıyordu insan. Ne kadar kaçsa da peşini bırakmıyor, gelip ayaklarına dolanıyorlardı. Geçmişte bu yüzden çok düştüğümden, şimdi tekrar düşmeyi göze alabilir miyim bilmiyordum. Kendime gelmem, toparlanmam zaman almıştı. Tam toparlanmışken, başka bir darbe daha gelince sırtıma, kamburla yaşamaktansa, her şeyi silip yeni bir hayata başlamayı tercih etmiştim.

Ama olmuyordu, izin vermiyorlardı.

Geçmişte bir başkası, bugün tam olarak karşıma taşınan yüzbaşı benim hayatımı yaşamama izin vermeyecekti. Dahası, onlar yüzünden yardım istediğim adam anını kolluyordu çünkü bana ihtiyacı vardı. Kendi hırsları uğruna değil. Çok daha büyük bir şey için ihtiyacı vardı ve ben rest çekip kapıyı suratına çarpmışken, şimdi başım eğik bir şekilde geri dönmüştüm.

Yine de istediğimi yapmasını, sabahın erken saatlerinde kapımı deli gibi çalan adamdan anlamıştım. Kapıyı açtığım an öfkeli yeşiller gözlerimi buldu. Sadece, "Kimsin sen?" diye sordu. Merak ediyordu. Merakı onu bitiriyordu ve öğrenmeden rahat etmeyecekti. Ama o kadar kolay değildi.

"Rena," dedim gülümseyerek. "Psikiyatrist, psikoterapist Rena Mahur." 

"Mahur?" dedi alayla. "Onun soyadın olmadığını biliyoruz."

"Bunu biliyorsan, gerçek soyadımı da biliyorsundur o zaman?" Bilmediği, keskinleşen çenesinden belliydi. O alışkındı hep bir şeyleri bilen taraf olmaya. Şimdi bu ağrına gidiyor olmalıydı.

Boğazını temizledi. "İçeri geç," dedim. Konuşması bitmemiş gibiydi. Başını salladı. İçeri geçtiğinde, gece yatarken uzun geceliklerimden giydiğime sevinmiştim. Saten pantolon ve askılı olsa da giydiğim sabahlık üzerimi örtmüştü. Kapıya nasıl koşacağımı şaşırmıştım.

"Kahve?" diye sorup makineye ilerlediğimde, tezgahın arkasında beni izlediğini biliyordum.

"Kimsin sen?" diye sordu tekrar. Kapsülleri ve fincanları yerleştirip ona döndüm. "Kim olduğumu düşünüp benden DNA almaya kalktın?" Saçları koyu kumraldı. Kaşları da öyle. Kirpikleri sanki göz rengini daha da ortaya çıkarmak istemişcesine koyuydu. Gözleri benimkinin aksine koyu yeşildi. Her an dikkatli bakıyordu. Onun asker olduğunu bilmeseydim de, asker olduğunu, hatta özel kuvvetlere mensup olduğunu düşünürdüm.

KIRGIN RUHLAR SENFONİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin