Gözlerimi hafifçe araladığımda, aralarında sıkıştığım annemle babamı gördüğüm gibi gülümsemiştim. Babam benim üzerimden annemle ikimize sarılıyordu, gece kalkıp yanlarına geldiğimde beni odama göndermemişlerdi. Kabus görmesem de kabus gördüm demiştim, sabah anneme yalan söylediğimi söyleyecektim ama bu gece babamla yatmak istemiştim.Gidecekti çünkü. Hep gidiyordu.
Gözlerim dolduğunda burnumu çektim hafifçe.
"Ne oldu?" dedi birden babam. İrkildim. Ona baktığımda gözlerini aralamış bana bakıyordu.
"Hiç," diye fısıldadım.
"Niye inciler dökülüyor o güzel gözlerinden o zaman?" Eli göz altlarımı sildiğinde, "Yine gideceksin çünkü," demiştim. "Baba, gitmesen olmaz mı?"
"Güzel bebeğim," dedi ve gülümsedi. "Vatan beni bekler."
"Biz de seni bekliyoruz."
"Siz de benim vatanımsınız," dedi. "Size de geliyorum hep."
"Ya bir gün gelemezsen?" dedim korkuyla. "Babacığım, ya gelemezsen?"
"Ben öyle ya da böyle, dimdik ayakta ya da al bayrağa sarılı tabutun içinde yine size gelirim. Hep geleceğim."
Hıçkırmamaya çalıştım. Babamın göğsüne gömdüm yüzümü.
"Seni çok seviyorum," dedim. "Beni hep sev, tamam mı?"
"Hep," dedi yemin eder gibi.
Gözlerim kapandığında, kısa süre içinde çok huzurlu bir uykuya dalmıştım.
Gözlerimi yaşlarla aralamam, yine rüyalarımda bana eşlik eden kaybettiğim ailem yüzündendi. Soğuk yastıkta uyanmak yerine, sert göğüste uyanmam da, benim şansımdı herhalde. Hareket etmemeye çalıştım onu uyandırmamak için.
Göğsüne yasladığım başımla, çocukluğumun kokusunu alıyordum. Barut kokusu, babamın kokusuydu.
Gözlerimi kapattım, derin bir iç çektim.
Özlem soluk boruma battı, acıttı, acıtarak geçti ama kalbimdeki acı hala çok tazeydi, çok gerçekti. Oradaydı, acıtıyordu.
Dişlerimi sıktım, hıçkırarak ağlamamak için çabaladım.
"Uykunda bile ağlıyorsun," dedi bir ses fısıltıyla. Başımı geri attım. Yeşilleriyle buluşan gözlerimle, kalbime huzur doldu sanki.
"Acıtıyor," diye fısıldadım. "Uyurken bile." Babam yaşasaydı ve yaptıklarımı görseydi, beni sevmezdi Merih. Bu çok acıtıyor, çok.
"Kayıpların acısı geçmez hiç," dedi. "Zaman iyi gelir masalı, yaşayanlara inandırmaz kendini. Yaşayan bilir, zamanın iyi gelmediğini."
"Hiçbir şey iyi gelmiyor," dedim.
"Gelir mi hiç?" dedi gülümseyen bir tonda.
"Bununla yaşamayı öğretiyor zaman sadece."
"Gün geçtikçe acısı harlanıyor, özlem biniyor üstüne çünkü."
"Ne kadar da benziyoruz," diye mırıldandığımda gülümsedi.
"Benziyoruz," dedi. Aslında hiç benzemiyoruz Merih. Ben çok kötü biriyim, biliyor musun? Çok.
Yavaşça doğrulduğunda, ben de doğruldum istemesem de.
"İşe gidecek misin bugün?" diye sordu doğrulup üzerini düzeltirken.
"Hayır," dedim. Sesim çok kırgın çıktı. Bana baktı. Gitmek istemiyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRGIN RUHLAR SENFONİSİ
Mystery / Thriller❝Kırgın ruhlar senfonisi; kimisine ölüm ninnisi, kimisine yaşam emaresi.❞ Hayatını travmalarının yönettiğinin bilincinde olan bir kadın, onlardan kaçmayı hiç bırakmaz, onlar da onu kovalamayı. Kaçmayı yaşamak olarak görür çünkü başka türlü yaşamayı...