Sessizlik bazen gerçekten can sıkıcı oluyordu.Ekiple birlikte, onların garajındaydık. Herkes sessizdi. Yanımıza gelen Aylin bile. Kapı kapalıydı içeri başka kimsenin girmemesi için.
"Şimdi Sarışın sadece bir kimlik miydi?" dedi Aylin bana bakıp. Rahatça kahvemi içiyordum. Başımı salladım.
"Peki saldırılar?" dedi Tarık, utanç dolu bir sesle. "Sarışın'ın yaptığı saldırılar?"
Dexter'ı işaret ettim. "Telefonundan kart çıktığında görevden alındı ama hala burada. Yani neymiş bazı şeyler göründüğü gibi olmuyormuş."
"Hogir'i kurtardın," dedi Mustafa bana dönüp.
Güldüm. Aylin'e döndüm. "Bunlar beni anlamaz yüzbaşım," dedim. "Sen söyle, istihbaratta her zaman her şey istediğin gibi mi oluyor? Hep doğru olanı mı yapıyorsun?"
"Hayır," dedi Aylin direkt. "Gerektiği zaman dediklerinin yapılması gerekiyor." Tarık Aylin'e baktı birden. "Buna bir asker şehit etmek de dahil mi?"
"Dahil," dedi Aylin. "Eğer o asker esir düşmektense, şehitlik mertebesini tercih ediyorsa, işkence görüp üniformasının ayaklar altında ezilmesini göze alamıyorsa dahil Tarık." Aylin birden öfkelenmişti. Başına böyle bir şey gelmiş gibiydi. "Siz hep son kurşunu kendinize saklamıyor musunuz?" dedi Aylin öfkeyle. "O son kurşun biziz. Kırk sekiz saat kuralı var, kırk sekiz saat! Siz hiçbir şey yaşamadınız," dedi Tarık ve Mustafa'ya. Yaraları hala iyileşmemişti. "Ben bağırsakları deşilip canlı canlı bağırsakları çekilen askerler gördüm. Kendi gözlerimle!" Tarık'ın gözleri yumuldu.
"Yetişmeye çalıştım," dedim kahvemi izlerken. "Her birine yetişmeye çalıştım, yemin ederim. Ama orospu çocuğu Alexey'in kırk sekiz saat kuralı her şeyi mahvetti."
"Rena," dedi Mert birden.
"Mahur," diyerek düzelttim onu. "Rena değil." Gözlerine baktım sertçe. Dexter'a bakamıyordum bile. Merih zaten solumda, ayaktaydı. Ona hiç dönmüyordum.
"Hakkını helal et," dedi Tarık. "Helal et Mahur," dedi Mustafa. "Helal et," dedi Mert ve Haktan. Haktan aralarında bana en sessiz kalandı. Dexter'a döndüğümde dik dik bana bakıyordu. "Ben sana değil teröriste işkence yaptım," dedi. Birden öfkeyle ayaklandım.
"Rapor yazacağım teğmen," dedim. "Atılman için."
Sırıttı Dexter. "Yamyamı bahane edeceksen git gide azalıyor, terapistim sen değilsin artık." Kaşlarım çatıldı.
"Bitiyor mu?" dedi hepsi bir ağızdan.
"Eski Dexter olsa burada sizin duygu pornonuzu izler miydi amına koyayım," dedi. "İki saattir oturmuş özür dilemeyi bekliyorsunuz. Özür dileyecekseniz yapmasaydınız abi."
Güldüm. "Hiç değişmemişsin," dedim tükürür gibi.
"Şimdi ne olacak?" dedi Mert. "Ne yapıyoruz?"
"Biz Aylin yüzbaşıyla operasyon planlaması yapacağız," dedim. "Sonra Aylin yüzbaşı, Soydaner yüzbaşı'ya bilgi geçecek, ben size sadece operasyon anında katılacağım."
"Ha seni de yanımızda taşıyacağız yani?" dedi Dexter.
"Ben sizi yanımda taşıyacağım," dedim. "Benden iyi bilmiyorsunuz o bölgeyi. Ve hazır olun, size kurşun attırmamak için elimden geleni yapacağım." Sırıttım. "Biraz istihbaratçıları anlayın bakalım neler oluyormuş." Aylin güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRGIN RUHLAR SENFONİSİ
Mystery / Thriller❝Kırgın ruhlar senfonisi; kimisine ölüm ninnisi, kimisine yaşam emaresi.❞ Hayatını travmalarının yönettiğinin bilincinde olan bir kadın, onlardan kaçmayı hiç bırakmaz, onlar da onu kovalamayı. Kaçmayı yaşamak olarak görür çünkü başka türlü yaşamayı...